Translation of "Kötü" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Kötü" in a sentence and their japanese translations:

- Kötü mü?
- Bu kötü mü?
- Kötü müdür?

悪いですか?

Kötü tohum, kötü mısır üretmelidir.

悪い種から必ず悪い実ができる。

Kötü hissetmelisiniz

残念でした

Kötü müyüz?

私たちは 邪悪なのでしょうか?

Bu kötü.

最悪だ

Bu kötü!

最悪だ

Kötü kokuyor.

超臭いよ。

Ekonomi kötü.

景気が悪い。

Çok kötü.

残念・・・。

Çizim kötü.

描画が不良です。

Gerçekten kötü.

本当に悪いね。

Bu kötü durumu çok daha kötü

更なる温暖化を引き起こし

- Kötü hissediyor musun?
- Kötü mü hissediyorsun?

気分悪いの?

Jack kötü düşüncelerle dolu kötü bir oğlan.

ジャックは悪いことをいっぱい考える悪がきだ。

Kötü olarak görülür.

悪人と見なされるというわけです

Kötü kabul ediliyor.

悪人になってしまいます

Evet, kötü görünüyor.

本当にひどいですね

Bunlar kötü mü?

それらは悪でしょうか?

Oldukça kötü kokuyor!

かなり臭い

Tanrım, bu kötü!

大変だ ひどいぞ

Iyi veya kötü,

万全か 不調かと

Kötü düşüncelerim olduğunu

意地悪を企て 人に悪口を言いたいのは

İyi veya kötü

良くも悪くも

"kendimi kötü hissediyorum"

僕 落ち込んでるんだ

Çok kötü hissettirmişti.

不健全な空気だった と

Kötü bittiğimizi düşünüyorum.

我々は最悪の事態を乗り切ったと思います。

Kötü adamlarla uğraşma.

悪い男たちとはかかわり合わないように。

Çok kötü üşüttüm.

ひどい風邪を引いてしまいました。

Etin tadı kötü.

その肉は味が良くない。

Onun sağlığı kötü.

彼は体の具合がよくありません。

Kötü şeyler yapmayın.

あくどい事をするな。

O kötü davrandı.

彼は行儀が悪かった。

Kötü eşlik eder.

彼は悪友と付き合っている。

Kötü çocukları sevmem.

悪い子は嫌いですよ。

Bu kötü kokuyor.

超臭いよ。

Kolum kötü ağrıyor.

私は腕がひどく痛む。

Hava raporu kötü.

天気予報が故障して。

Kötü İngilizcemden utanıyorum.

私は、自分の下手な英語を恥じているのです。

Kötü haber nedir?

残念な知らせって何?

Fikir kötü değil.

その考えはなかなかよい。

Kötü nefesim var.

私は口臭がひどいのです。

Gerçekten kötü mü?

かなり悪いですか。

Kendimi kötü hissediyorum.

気分が悪い。

Kötü haberim var.

残念なお知らせがあります。

O kötü huyludur.

彼女は人が悪い。

O gerçekten kötü.

本当に悪いね。

Bu elma kötü.

- この林檎は腐っている。
- このリンゴ、傷んでるよ。

Gözlerin kötü mü?

- あなたは目が悪いのですか。
- 目が悪いの?

Kötü haberi duydum.

残念な知らせが届いた。

Ben kötü biriyim.

悪いのは私です。

Kendimi kötü hissettim.

私が悪いと感じた。

Hava kötü kaldı.

天気はずっと悪いままだった。

Arabam kötü durumda.

- 車の調子が悪いのよ。
- 俺の車、調子が悪いんだ。

Kötü gözlerim var.

私は目が悪い。

Senin kötü hafızan senin kötü dinleme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır.

君の記憶力が悪いのは人の話を聞く習慣がちゃんとできていないからだ。

"Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım." "Bu çok kötü"

「悪い風邪を引きました」「それはいけませんね」

- Onun görme yeteneği kötü.
- Onun kötü gözleri var.

彼は目が悪い。

- Onun görme yeteneği kötü.
- Onun görme kabiliyeti kötü.

彼は目が悪い。

Kahraman, kötü, anti-kahraman, anti-kötü gibi terimleri kullandığınızda,

「英雄」「悪人」「反英雄」「反悪人」 こうした言葉を使う際は

- Onun görme kabiliyeti kötü.
- O kötü görme duyusuna sahip.

彼は視力が弱い。

- Sansar kötü kokusuyla bilinir.
- Gelincik kötü kokusuyla dikkat çeker.

いたちはその悪臭で知られている。

Kötü sözcüğüyle eş anlamlıydı.

悪人と同じだったのです

Kötü niyetli olmadıklarını biliyorum.

ウェイターに害意が無いのは 分かっています

Bu kötü bir karardı!

悪い選択だった

Kendi kötü davranışlarımıza gelince

自分のマズい行動については

Siz kimi kötü gösteriyorsunuz?

あなたは誰が悪者だと考えますか

Kötü yaralandığınız için üzgünüm.

ひどいけがをしておいでで、お気の毒です。

Kötü bir çocuk olma.

悪いことしてはだめですよ。

Kötü haber tez ulaşır.

- 悪事千里を走るって言うからね。
- 悪い知らせはすばやく伝わる。
- 悪事千里を走る。

O kötü alışkınlıktan kurtulmalısın.

君はその悪い癖をなくさなければならない。

Kendini kötü mü hissediyorsun?

- 具合悪いの?
- 具合が悪いの?

Hatam hakkında kötü hissediyorum.

過失を犯してしまい、まことに申し訳ないです。

Kötü bir şey olacak.

何か起きそうだ。

Kötü ruh evden kovuldu.

悪霊は、家から追い払われました。

Kötü arkadaştan uzak dur.

- 悪友仲間とつきあうな。
- 悪友に近づいていけない。

Kötü şirketten kaçınmaya çalışın.

- 悪友を避けるように努めなさい。
- 悪友とつき合わないようにしなさい。
- 悪い仲間を避けるようにしなさい。
- 悪い仲間とつきあうのは避けるようにしなさい。
- 悪い連中とは付き合わないようにしなさいよ。

Kötü şirketten uzak durmalısın.

悪友は避けるべきだ。

Kötü hava uçağı uçurtmayacak.

悪天候のため飛行機は離陸できないだろう。

Kötü hava gitmemizi engelledi.

悪天候のために我々は出発できなかった。

Kötü hava başlamamızı engelledi.

悪天候なため、私たちは出発できなかった。

Kötü alışkanlıklara girmek kolaydır.

悪習は身につきやすい。

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.

悪習に染まるのは簡単だ。

Kötü alışkanlıklar zor biter.

悪い癖はなかなかとれない。

Kötü haber çabuk yayılır.

悪い噂はたちまち伝わる。

Ben kötü soğuk almışım.

ひどい風邪をひいたんだ。

Kötü soğuk algınlığımdan kurtuldum.

- 私の悪性のかぜがなおった。
- ひどい風邪が治った。

Bildirim kötü biçimde basıldı.

その通知はひどい印刷だった。

Kötü koku bizi tiskindirdi.

その悪臭にむかむかした。

Gelemiyor olmanız ne kötü!

あなたがおいでになれないとは、まことに残念です。

Onun kötü davranışlarından tiskindik.

僕達は彼の無作法にはうんざりしているのだ。

Başarısızlığını kötü şansa bağladı.

彼女は失敗を悪運のせいにした。

O kötü işitmekten özürlü.

彼女は耳が遠いなので不利な立場である。