Translation of "üzere" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "üzere" in a sentence and their japanese translations:

Görüşmek üzere.

ではまた近々。

- O gitmek üzere.
- O ayrılmak üzere.

彼女は出発しようとしている。

Yetişkin olmak üzere.

大人への入り口に立っています

Karanlık çökmek üzere.

‎日が暮れ始めた

Güneş doğmak üzere.

- 日がまさに昇ろうとしている。
- 太陽が昇ろうとしている。
- 太陽が今昇ろうとしている。

Yağmur yağmak üzere.

- 今にも雨が降りそうだ。
- まもなく雨になるだろう。

Güneş batmak üzere.

今しも太陽が沈もうとしている。

Uçak çalışmak üzere.

飛行機はちょうど出発しようとしている。

Bilin bitmek üzere.

バッテリー残量が少なくなっています。

Yarın görüşmek üzere.

さようなら、また明日。

Leo Tolstoy'un yazdığı üzere,

レフ・トルストイが言うように

Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.

物価がまた上がろうとしている。

O, Kanada'ya gitmek üzere.

彼はカナダに向かってまさに出発しようとしている。

- Sonra görüşürüz!
- Görüşmek üzere!

- また後で。
- では又会いましょう。
- ではまた会いましょう。
- またね!
- さようなら。
- じゃ、またねっ!
- じゃまたね。
- じゃあね!
- じゃあ、またね。
- また会おう!

Annem banyoya girmek üzere.

母は、お風呂に入ろうとしている。

Dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

他の国もこれに追いつきつつあります

Gecenin son gösterisi... ...başlamak üzere.

‎夜が終わりを ‎迎えようとしている

İşyerlerinde çeşitlilik, bugün görüldüğü üzere

多様性に関するビジネス分野の 事例は

Korkunç bir şey olmak üzere.

- 何か恐ろしい事が今にも起こりそうだ。
- 何か恐ろしいことが今にも起ころうとしている。

Otobüs hareket etmek üzere idi.

- バスは発車するところだった。
- バスは発車しようとしていた。

Byron dönmemek üzere İngiltere'den ayrıldı.

バイロンはイングランドを去り、決してかえってこなかった。

Uçak Paris için kalkmak üzere.

飛行機はパリに向かってまさに離陸しようとしている。

Geri dönmemek üzere buradan ayrılacak.

彼は永久にここには戻らないでしょう。

Japon ekonomik sistemi değişmek üzere.

日本の経済システムはまさに変わろうとしている。

Otobüs duraktan hareket etmek üzere.

バスがもうすぐ停留所を出ちゃうよ。

Böcek aramak üzere ormana girdik.

昆虫をさがして森へ行った。

Suzie ile evlenmek üzere değilim.

私はスージーと結婚するつもりはない。

Onların başına bela gelmek üzere.

これから悩むことになりそうだ。

Geri dönmemek üzere kumardan vazgeçmelisin.

ギャンブルはきっぱりと止めなさい。

Kiraz ağaçları çiçek açmak üzere

桜が咲こうとしている。

Asla dönmemek üzere oraya gitti.

彼はそこに行ったきり2度と帰ってこなかった。

Bu bana aynısını diğerlerine yapmak üzere

そうすることで サポ―トやコミュニティを作り

Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.

わかるでしょ 女性って すごく抑圧されているのです

Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere

でもスポーツ観戦は マルチプレーヤーになろうとしていて

Fark ettiğiniz üzere boyum 1.82 m.

見てのとおり 私は 身長180cm超えで

Hindistan Hükûmeti de dâhil olmak üzere

インド政府を含む

Gördüğünüz üzere, başlangıçta evren oldukça düzgündü

このように最初 宇宙は とても一様でしたが

- İşimiz bitmek üzere.
- İşimiz neredeyse bitti.

我々の仕事はほとんど終わった。

Bir şey olmak üzere olduğunu hissetti.

何事かが今にも起こりそうなけはいを感じていた。

Chaplin geri dönmemek üzere Amerika'dan ayrıldı.

チャップリンは永久にアメリカを去った。

Avcı dönmemek üzere ormanın derinliklerine gitti.

その猟師は森の中深く入り込み、二度と帰らなかった。

O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.

彼女は素足だったが、それは当時の習慣だった。

O, dönmemek üzere, yurt dışına gitti.

彼は外国へ行ったが、戻ってこなかった。

O geri dönmemek üzere evden ayrıldı.

彼は家を出て、二度と帰らなかった。

1960'ta, dönmemek üzere Afrika'ya gitti.

彼は1960年にアフリカへ行き二度と戻らなかった。

Kabine krizi görüşmek üzere bugün buluşuyor.

内閣はその危機について討議するために日本会合を持つ。

İyi günler, ve yakında görüşmek üzere.

じゃさよなら、また近いうちにね。

Onlar birbirlerini tekrar görmemek üzere ayrıldılar.

彼らは別れて二度と再び会う事はなかった。

- Arabam miadını doldurmuş.
- Arabam bozulmak üzere.

- 私の車はおんぼろになってしまいました。
- 私の車、ポンコツなのよ。

Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.

ジムは東南アジアの旅行に行こうとしている。

Çift birbirlerini tekrar görmemek üzere ayrıldı.

夫婦は別れた後、二度と会う事はなかった。

Tom Mary'nin ağlamak üzere olduğunu görebiliyordu.

- トムはマリーが泣きそうだと見えた。
- トムはメアリーが泣き出しそうに見えた。

Anladım ki yapay zekâyı geliştirmek üzere çalışıyorken

AIの研究をしていて 気づいたことがあります

Fiona için çalışmak üzere evimize gelen terapist

フィオナのために うちに通うセラピストには

Ev her an çökmek üzere gibi görünüyordu.

その家は今にも倒壊しそうだった。

Çift ayrıldı, tekrar bir araya gelmemek üzere.

その2人は別れたまま2度と会うことがなかった。

Tekrar geri başlamamak üzere sigara içmeyi bırakacağım.

私は永遠に煙草をやめるでしょう。

Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.

- 金を探し求めて大勢の人々が西にむかった。
- 黄金を捜し求めて多くの男たちが西部へと出かけていった。

Tavsiye ettiğim üzere babam tuzlu gıdaları azalttı.

父は私が忠告したように塩辛い食べ物の量を減らした。

- İşin bitti mi?
- İşin bitmek üzere mi?

大体終わった?

O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.

今にも開いた窓から飛び立ちそうだと思った。

John geri dönmemek üzere Amerika'ya döndü mü?

ジョンは永久にアメリカに戻ってしまったのですか。

Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.

有能な探偵がその悲劇の原因を調査する任務に当てられた。

Özellikle böyle sistemleri aramak üzere tasarlanmış gözlemevleri kurduk.

太陽系外惑星の探索に特化した 天文台も作り

Tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.

全ての利害関係者を集めて 力を合わせることです

RH: Bildiğin üzere ilk şirketim-- sürece çok saplantılıydık.

(リード)私の最初の会社では プロセスにとても拘っていました

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

‎体力の限界だ ‎だがメスは近い

Gördüğünüz üzere çevrelerinde bir sürü başka madde var,

周囲に他の物質がたくさんあるのが 分かります

Gece yaklaştığı için, eve gitmek üzere yola çıktık.

夜になってきたので、私たちは家路に着いた。

O günlerde âdet olduğu üzere, genç yaşta evlendi.

当時の習慣では会ったが、彼は早婚だった。

Telefon çalmaya başladığında, Anne evden ayrılmak üzere idi.

電話が鳴り始めたとき、アンは出かけようとしていたところだった。

Hava tahmini göre, daha fazla yağmur gelmek üzere.

天気予報によれば、途中でもっと雨が降るようだ。

Onlar masraflar bana ait olmak üzere çok eğlendiler.

私をだしにして彼らは大笑いをした。

O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.

後で使うために取っておいた。

Jane, geri dönmemek üzere Japonya'yı terk etti mi?

ジェーンは永久に日本を離れたのですか。

Söylemek üzere olduğum şey sizin sorunuza cevap verecektir.

これから言う事があなたの質問に対する答えです。

Ya da belki sokağa çıkmak üzere olan bir çocuk.

あるいは子供が道に飛び出す事を 想像してください

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.

‎彼女は巣穴から押し流され ‎弱り果てていた

Amcam bir daha dönmemek üzere 1983 yılında Meksika'ya gitti.

私の叔父は1983年にメキシコに行ったまま、2度と帰ってこなかった。

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

ワナの1つだ 小さな動物をつかまえる

DB: Tahmin edeceğin üzere buna karşı büyük bir şüphe var

デイビッド:そうですね 想像通り 懐疑的な考えもありますが

, ordunun geçici komutanı - Mareşal Berthier - neredeyse kesilmek üzere Davout'tan ayrıldı.

、陸軍の臨時指揮官であるベルティエ元帥は、ダヴーをほぼ離れて切断されました。

Gördüğümüz üzere Orta Çağ kaleleri için belli bir tasarım yoktur.

ここまで見たように中世の城の設計は皆違う

Masraflar ona ait olmak üzere iyi bir akşam yemeği yedim.

彼に払ってもらっておいしい食事をした。

O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.

彼はより良い生活を求めてブラジルに移住した。

Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.

チケットは買った日を含めた二日間だけ有効です。

Apollo 1 mürettebatı , fırlatma geri sayımının kostümlü provasını yürütmek üzere Komuta Modüllerinin içinde mühürlendi

アポロ1号の乗組員は、コマンドモジュール内に封印され 、打ち上げカウントダウンの ドレスリハーサル

Afet bölgesine gönderilmek üzere hazır eski giysiler ile dolu üç yüz karton kutu vardı.

いつでも被災地に送れるよう準備万端、古着が詰まったダンボール箱が300個あった。

- O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
- Japonya'yı asla geri dönmeyecek şekilde terk etti.

彼は日本を去り二度と帰ってこなかった。

Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

ここまでは順調だが ここからが大変になる

Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

ここまでは順調だが ここからが大変になる

Nisan 1968'de bir CIA raporu, Sovyetler Birliği'nin Ay'a Kozmonotlar göndermek üzere olduğunu öne sürdü

1968年4月、CIAの報告は、ソビエト連邦が宇宙飛行士

Napolyon'un genelkurmay başkanı Mareşal Berthier ve hatta belki de İmparatorun kendisi de dahil olmak üzere , onun bir veya iki kazık attığını görmeye hevesliydi .

、多くの人が彼が1つか2つのペグを降ろすのを見た がっていました。