Translation of "Beklemek" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Beklemek" in a sentence and their japanese translations:

- Beklemek zorundasın.
- Beklemek zorundasınız.

待たなければいけない。

Beklemek zorundayız.

我々は待たなくてはならない。

Beklemek zorundasın.

待たなければいけない。

Tom'u beklemek istiyorum.

私はトムを待ちたい。

Tek yapabileceğim beklemek.

- 私が今出来るのは待つことだけだ。
- 私にできることは、ただ待つことだけ。

Tren beklemek sıkıcı.

電車は待つことが退屈だ。

Beklemek ister misiniz?

お待ちになりますか。

Beklemek zorunda kalacağım.

僕は待たなければいけない。

Tüm yapman gereken beklemek.

君はただ待ってさえいればいい。

Bütün yapman gereken beklemek.

君ただ待ってさえすればいい。

Barda beklemek ister misin?

バーでお待ちになりますか。

Bir tren beklemek sıkıcı.

電車は待つことが退屈だ。

Tom beklemek zorunda kalacak.

トムは待たなければいけないでしょう。

En kötüsünü beklemek zorundayız.

我々は最悪の事態を考えておかなければいけない。

- Beklemek zorundayım.
- Beklemem gerekiyor.

僕は待たなければいけない。

Tom beklemek için oturdu.

トムは待つために座った。

Biz onu beklemek zorundayız.

私達は彼を待たねばなりません。

Yapabileceğimiz tek şey beklemek.

待つしかない。

Yalnızca burada beklemek zorundasın.

あなたはここで待ってさえいればいいのです。

Ne kadar beklemek zorunda kalacağız?

どれくらい待ちますか。

Canım daha fazla beklemek istemiyor.

- 私はもうこれ以上待つ気がしない。
- もう待つ気が無くなった。

Şu anda tüm yapabileceğim beklemek.

- 私が今出来るのは待つことだけだ。
- 私にできることは、ただ待つことだけ。

O kadar uzun beklemek istemiyorum.

そんなに待ちたくない。

Hiç kimse beklemek zorunda değildi.

誰も待つ必要はなかった。

Bir süre beklemek umurumda değil.

- 私はしばらくの間待つのは構わない。
- しばらくの間、まつのはかまわない。
- ちょっとぐらい待つのは構わないよ。

O, evliliğe kadar beklemek istiyor.

彼女は結婚まで待ちたい。

- Bütün yapman gereken karanlığa kadar beklemek.
- Bütün yapman gereken hava kararana kadar beklemek.

暗くなるまで待ってさえいればよい。

Tek yapman gereken geri dönmemi beklemek.

君は私が帰るのを待ちさえすればよい。

Otobüsü bir süre beklemek zorunda kaldık.

バスを少し待たなければならなかった。

İki saat beklemek için çok uzundur.

2時間も待てないよ。

Tüm yapmanız gereken, onun cevabını beklemek.

君は彼の返事を待ちさえすればよい。

Bir sonraki otobüsü beklemek yerine yürüyebiliriz.

次のバスを待つくらいなら歩いた方がましだ。

On dakika onu beklemek zorunda kaldık.

私達は彼を10分間待たねばならなかった。

- Tüm yapabileceğin beklemektir.
- Tüm yapabileceğin beklemek.

君にできるのは待つことだけだ。

Deliyi beklemek ve onun için plan yapmak.

“めちゃくちゃ忙しい”ことを 想定し備えることです

Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.

あとは温かくして待つだけだ

Yapabileceğimiz tek şey Kendimizi sıcak tutup beklemek.

あとは温かくして待つだけだ

Yapmanız gereken tek şey onun gelişini beklemek.

君はただ彼が来るのを待ちさえすればよい。

Geç kalmam durumunda beni beklemek zorunda değilsin.

- もし私が遅れたら、待たないでくれ。
- 私が遅れたら、待たなくていいからね。

Beş yıl beklemek için çok fazla uzun.

5年待つには長すぎる。

İlaç almak için ne kadar beklemek zorundayım?

調剤できるまでどのくらい時間がかかりますか。

Üç saatten daha fazla beklemek zorunda kaldım.

3時間以上待たなければならなかった。

Altı ay beklemek için uzun bir süredir.

6ヶ月は、待つには長い時間だ。

On yıl beklemek için uzun bir süre.

10年は待つには長い時間だ。

Daha fazla beklemek zaman kaybı gibi görünüyor.

これ以上待つのは時間の浪費みたいだ。

Daha fazla beklemek tam bir zaman kaybıdır.

これ以上待つのは、それこそ時間の浪費だ。

Yapmanız gereken bütün şey beklemek ve görmektir.

あなたは成り行きを見てさえいればよい。

Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun?

- 待ち時間はどのくらいですか。
- どれくらい待たなければいけないと思う?

Yapmak zorunda olduğun tek şey onun cevabını beklemek.

君は彼の返事を待ちさえすればよい。

Sen orada yaklaşık bir saat beklemek zorunda kalacaksın.

そこで1時間くらい待たなければならないでしょう。

Bütün yapmamız gereken beklemek ve onu ne yapacağını görmek.

私たちのすべきことは、彼のすることを見守るだけである。

Tom Mary için ne kadar beklemek zorunda olduğunu bilmiyor.

どれくらいメアリーを待てばいいのか、トムにはわからない。

Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.

学校を終え、お金を取るようになるまで待たなくてはなりません。

Arkadaşımın gelmesini çok uzun süre beklemek zorunda kaldığımda huzursuz hissediyorum.

友達が現われるのを長い間待つといらいらする。

Otobüs geç kaldığı için uzun süre yağmurda beklemek zorunda kaldık.

- バスが遅れたので、我々は雨の中をながいこと待たねばならなかった。
- バスが遅れていたため、私たちは雨の中を長い間待たなければいけなかった。

Bir bilet almak için en azından bir saat beklemek zorunda kalacaksın.

切符を買うには少なくとも1時間待たなくてはなりません。

Bir bilet almak için en az bir saat beklemek zorunda kalırsın.

切符を買うには少なくとも1時間待たなくてはなりません。

Treni kaçırdığım için, bir sonraki tren için yaklaşık bir saat beklemek zorunda kaldım.

その電車に乗り遅れたので、私は次の電車が来るまで約一時間またされた。

Hastanede bir randevun olsa bile en azından iki saat beklemek zorundasın, bu yüzden bunun için hazır ol.

あそこの病院は予約してても2時間は待たされるから覚悟して行ってね。

- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.

次のバスまで20分待たなければいけなかった。