Translation of "Yapman" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Yapman" in a sentence and their japanese translations:

Onu yapman mantıksız.

- 君がそんなことをするなんてばかげている。
- 君がそんなことするなんてばかげている。

Öyle yapman görevindir.

そうするのはあなたの責任だ。

Yapman gerekiyorsa, yapmalısın.

ぜひにとあれば仕方がない。

Kahvaltı yapman gerekiyor.

君は、朝食を食べる必要がある。

Tüm yapman gereken beklemek.

君はただ待ってさえいればいい。

Bütün yapman gereken beklemek.

君ただ待ってさえすればいい。

Senin egzersiz yapman yararlı.

運動すると身体にいいですよ。

Sanırım öyle yapman gerekiyor.

私は君がそうすることは必要だと思う。

Bunu hemen yapman gerekmez.

君はそれをすぐにする必要はない。

Onu yapman gerektiğini sanmıyorum.

私はあなたがそれをやるべきでないと思う。

Her gün uygulama yapman gerekli.

毎日練習することが極めて重要です。

Her gün kahvaltı yapman gerek.

あなたは毎日朝食をとるべきです。

Belden aşağı şakalar yapman terbiyesizlik.

大人をからかうなんて生意気だ。

Böyle bir hata yapman aptalcaydı.

あのような間違いを犯すなんて君も愚かだったね。

Öyle yapman sana söylendi mi?

あなたはそうするように言われたのですか。

Onu bu şekilde yapman gerekir.

それはこうすればいいですよ。

- Bütün yapman gereken karanlığa kadar beklemek.
- Bütün yapman gereken hava kararana kadar beklemek.

暗くなるまで待ってさえいればよい。

Tek yapman gereken geri dönmemi beklemek.

君は私が帰るのを待ちさえすればよい。

- Sabah kahvaltısı yapmalısın.
- Kahvaltı yapman gerekiyor.

- 君は、朝食を食べる必要がある。
- 朝ごはんは食べないと。

Onu yapman için sana izin vereceğim.

それをしてもよろしい。

Yapman gereken bütün şey burada oturmaktır.

君はここに座っていさえすればいい。

Bütün yapman gereken kırmızı butona basmaktır.

この赤いボタンを押すだけでいいのです。

Yapman gereken tek şey oraya gitmek.

あなたはそこへ行きさえすればよいのだ。

Yapman gereken tek şey çeneni kapatmaktır.

あなたがしなくちゃならないのは、口を閉じたままでいるってことだけだ。

Açılış konuşmasını yapman için sana güveniyorum.

- 私は君に開会の挨拶をしてもらおうと当てにしています。
- 君に開会の挨拶をしてもらおうと当てにしています。

Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.

- 君はただ皿を洗いさえすればいい。
- しなければならないのは、皿洗いだけです。

Ne olacaksa olsun, yapman gerekeni yap.

どんなことが起ころうと、なすべきことはしなさい。

Ben hastayken yemekleri yapman büyük nezaketti.

私が寝込んでいたとき、料理を作ってくれてありがとう。

"Senin bunu yapman asla mümkün değil." demişti.

さんざん 言われました

En iyi şey işi senin yapman olurdu.

一番よいのは君が自分でその仕事をすることだろう。

Çünkü romanlar tablolar gibidir, uygulama yapman gerekir.

小説だって絵と同様に練習が必要なんだから。

Yapman gereken tek şey onu orada karşılamak.

君はそこで彼女に会えさえすればよい。

Bugün yapman gereken bir şey var mı?

今日用事あるの?

- Onu yapmana gerek yok.
- Onu yapman gereksiz.

あなたがそれをする必要がない。

Yapman gereken tek şey onun tavsiyesini takip etmek.

君は彼の助言に従えさえすればよい。

Yapman gereken tek şey onun borcu ödemesini istemektir.

君は彼に借金を払ってくれるように頼みさえすればよい。

Yapman gereken tek şey bu kitabı ona uzatmak.

きみはこの本を彼に渡してくれるだけでいい。

Yapman gereken tek şey buraya adını ve adresini yazmak.

ここに君の名前と住所を書けばよいのです。

Bu hepsini bir kerede yapman gereken bir iş türü.

こういう仕事はいっきにやった方がいいんだよ。

Sen ona özür dilemelisin ve bunu hemen yapman gerekiyor.

君は彼女に謝らなければならぬ、しかもいますぐに。

Daha sonra yapman gereken şey bu müracaat formunu doldurmak.

次にあなたがしなければならないことは、この申し込み用紙に記入することです。

İyi bir üniversiteye girmen için tüm yapman gereken çok çalışmak.

良い大学に入るためには、あなたは一生懸命勉強するだけでよいのです。

- Bütün yapmanız gereken konsantre olmaktır.
- Bütün yapman gereken konsantre olmak.

大切なことは集中することです。

Hiç kimse seni iradene karşı bir şey yapman için zorlayamaz.

意志に反して何かを無理にさせる事はできない。

- Sadece çok çalışmak zorundasın.
- Tek yapman gereken şey çok çalışmak.

あなたは熱心に勉強しさえすればよいのです。

Arabamı ödünç almak istediğin zaman yapman gereken tek şey istemektir.

車使いたいときは言ってくれればいいから。

Patron Jim'e bu bir tatil yapman için iyi bir zaman dedi.

「君が休暇をとるころあいだな」とボスはジムに言った。

Bir koltuğu sağlama almak için yapman gereken bütün şey sırada beklemektir.

席を確保するには列に並びさえすればいい。

Tehlikeli bir madde yuttuğun zaman, yapman gereken şey ne yuttuğuna bağlıdır.

危険物を飲み込んだ場合、飲み込んだものによって対処法が違います。

Eğer bu evliliği iş için istiyorsan benimle zaman geçirmek ve sürekli çalışmak arasında seçim yapman gerekiyor.

別れたくないなら、私と過ごすか仕事漬けかどっちかにして。

Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.

もし君が原始社会の一員で、たとえば食料を生産したいと思うならば、君がしなければならないことが二つある。