Translation of "Bakmak" in Japanese

0.020 sec.

Examples of using "Bakmak" in a sentence and their japanese translations:

İnsanlara bakmak kabalıktır.

人のことをじろじろながめるのは失礼だ。

- İnsanlara bakmak kabalıktır.
- İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.

人をじっと見つめるのは無礼である。

Pul koleksiyonuna bakmak isterim.

出来ましたらあなたの切手収集を見たいものです。

Onlara bakmak senin işin.

彼らのめんどうをみるのはあなたの役目だ。

Onun bebeğine bakmak zorundaydım.

- 私は彼女の赤ん坊の世話をしなければならなかった。
- 私は彼女の赤ちゃんの面倒を見なければいけなかった。

Köpeğine kendisi bakmak zorundaydı.

彼は自分で犬の世話をしなければならなかった。

Bu kediye bakmak zorundayım.

この猫の世話をしなければならないんだ。

Çocuklara bakmak zorunda kaldım.

私はその子供たちの世話をしなければならなかった。

Referans kitaplarına bakmak istiyorum.

参考書をみたいのですが。

Benim işim bebeğe bakmak.

- 私の仕事は赤ん坊の世話をする事です。
- 私の仕事はその赤ん坊の世話をすることです。

O, annesine bakmak zorunda.

彼女は彼女の母の世話をしなければならない。

Bebeğe bakmak benim işimdir.

- 私の仕事は赤ん坊の世話をする事です。
- 私の仕事はその赤ん坊の世話をすることです。

Bob Tilkiye evde bakmak istedi.

ボブはそのキツネを家で飼いたかった。

Bunun içine bakmak ister misin?

- ちょっとのぞいてみないかい。
- 中を覗いてみたい?

Çiçekler bakmak için çok güzeldi.

その花は見た目にとても美しかった。

O, bir kedi bakmak istiyor.

彼女は猫を飼いたがっていた。

O, postere bakmak için durakladı.

彼は立ち止まってポスターをのぞき込んだ。

Ailesine bakmak için çok çalıştı.

彼は、家族を養うために一生懸命に働いた。

Çocuğuna bakmak için işini bıraktı.

彼女は子供の世話をするために仕事を止めた。

Aileme bakmak için çok çalıştım.

私は家族を養うために懸命に働いた。

O, kız kardeşine bakmak zorundaydı.

彼女は妹の世話をしなければならなかった。

Büyük bir aileye bakmak zorundayım.

私は大家族を養わなければならない。

Kendine bakmak için yeterince yaşlısın.

お前はもう自分の事は自分で出来る年頃だよ。

Kendime bakmak için yeterince yaşlıyım.

私はもう自立できる年です。

Kiraz çiçeklerine bakmak için geldim.

- 花見をしに来ました。
- 桜の花を見に来ました。

Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.

誰かをじろじろ見ることは失礼なことです。

O kediye bakmak için istekliydi.

彼は進んでその猫の世話をするつもりだった。

- Anneme bakmak zorundayım.
- Anneme bakmalıyım.

- 母の世話をしないといけないの。
- 母の面倒をみなきゃいけないの。

Hatta üç kere bakmak zorunda kaldım.

どうして この絵が心に深く響くのか 知りたかったのです

Zaman çizelgesinde ileriye bakmak için var.

時間的に離れた未来を 見通すためのツールです

Tom arabaya yakından bakmak için durdu.

トムはその車をよく見ようと立ち止まった。

Sözcüğün anlamını bilmiyorsan sözlüğe bakmak zorundasın.

その単語の意味がわからないのならば、それを辞書で調べなければいけない。

Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.

彼は母と妹を扶養しなければならない。

Mary gelemez. O kızına bakmak zorunda.

メアリーは来られないよ。娘さんの面倒を見なくてはいけないんだ。

Çocuklara bakmak için yardım edebilir misin?

子供たちのお世話を手伝ってくれない?

Köpek yerine bir kedi bakmak istiyorum.

犬の代わりに猫を飼いたい。

Sabah güneşi bakmak için çok parlak.

朝の太陽はとても明るいので、見ることができない。

Yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur

修理工が最初にすることは ボンネットを開けて見ることです

İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.

人々は他人を偏見で見がちだ。

Belgeye bakmak üç saatten fazla zamanımı alacaktır.

私はその書類に目を通すのに3時間以上かかるだろう。

Dışarıya bakmak için ikisi de pencereye gitti.

外を見るために、二人は窓のところへ行った。

Ve bir adım geriye gidip büyük resme bakmak

それで 現場から離れて 広く世界を知り

Bakmak ile ilgili ne kadar becerikli görünseniz de

実は どれほど見ることに 長けていたとしても

Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.

食べ物の写真を見るだけでも吐き気がします。

Ben birçok çocuğa bakmak zorunda kaldığım için yıprandım.

あまりに多くの子供たちの世話で私は疲れてしまった。

Onun güzelliğini takdir etmek için sadece ona bakmak zorundasın.

彼女の美しさが分かるには、彼女を見さえすればよい。

Karısı iki çocuğunun yanı sıra şimdi kocasının dedesine de bakmak zorundaydı.

彼の妻は今や彼らの2人の子供は言うまでもなく、彼の祖父も面倒を見なければならなかった。

Herhangi bir yerde caddeyi geçmeden önce iki yöne bakmak iyi bir kuraldır.

どこであれ道路を横切る時に右左を見るというのはいいことだ。

Nagoya çevresinde birinin yolunu bulması çok basittir. Tek yapmanız gereken işaretlere bakmak.

名古屋で道を見つけるのは簡単だ。標識を見さえすればいい。

O öylesine güzel bir kızdı ki o geçerken herkes ona bakmak için döndü.

彼女は非常に美人だったので、彼女が通り過ぎると誰でも振り向いたものです。

İngilizce bir kitap okurken bilmediğin her kelimeye sözlükten bakmak pek harika bir fikir değil.

英語の文章を読むとき、知らない単語を全部辞書で調べるのはあまり良いやり方ではない。

- Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.
- O, ailesine bakmak için çok çalışmak zorunda.

彼は家族を養うために一生懸命働かなくてはいけない。