Translation of "Kediye" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Kediye" in a sentence and their japanese translations:

Kediye bak.

あの猫を見なさい。

Bir kediye taş atmayın.

猫に石を投げるな。

Peri prensi kediye dönüştürdü.

妖精は王子を猫に変えた。

Bu kediye bakmak zorundayım.

この猫の世話をしなければならないんだ。

Biz kediye Madonna diyoruz.

私達はその猫をマドンナと呼んでいる。

Çatıdaki şu kediye bak.

あの屋根の上にいる猫を見てごらんなさい。

- Biz kediye Mimi adını verdik.
- Biz kediye Mimi adını koyduk.

私たちはその猫をミミと名付けた。

Herkes küçük kediye Tora diyor.

みんなは、その小さな猫を「トラ」と呼ぶ。

Çocuk kediye bir taş fırlattı.

子供は猫めがけて石を投げた。

Ben kediye "Tama" adını verdim.

私はその猫に「たま」と名づけた。

Peri prensi bir kediye dönüştürdü.

妖精は王子を猫に変えた。

O kediye bakmak için istekliydi.

彼は進んでその猫の世話をするつもりだった。

Bir köpeğe ve bir kediye sahibiz.

私たちは1匹の犬と1匹の猫を飼っている。

Şu kediye bak. O Bay Brown'unkidir.

あの猫をごらんなさい。それはブラウンさんの猫です。

Ben bir kediye ve köpeğe bakıyorum.

私は猫と犬を飼っています。

Bir kedimiz var. Hepimiz kediye düşkünüz.

私たちは猫を飼っています。私たちはみなその猫が好きです。

O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.

彼女は犬1匹と猫6匹を飼っている。

- Kediye mama verdin mi?
- Kediyi besledin mi?

猫に餌をあげた?

Bir köpeğe bakıyordum. Ancak yine baktığımda bir kediye dönüşmüştü.

- 私は犬を見ていたのであるが、もうひと目見たときには、それは猫に変わってしまった。
- 犬を見てたんだけどな。もう一度見た時には猫に変わってたんだ。
- 犬を見てたんだけど、見直すと猫になってた。

Sürücü kediye çarpmamak için yoldan çıktığında, kıl payı kurtuldu dedi.

猫をさけるためバスは道をそれてドライバーは「危ういところだったな」といった。

Bir kediye küçük bir kaplan ve bir kaplana büyük bir kedi diyebilirsiniz.

猫を小さな虎と呼ぶことも、虎を大きな猫と呼ぶこともできる。

Dedem ve ninem yavru kediye her gün bolca süt verdi ve kedi kısa sürede büyüyüp semirdi.

それから、毎日おじいさんと、おばあさんがこねこにミルクを飲ませましたら、こねこは、まもなく、かわいらしいまるまるとしたねこに、なりました。