Translation of "Zorundayım" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Zorundayım" in a sentence and their japanese translations:

- Yemek zorundayım.
- Yemek yemek zorundayım.

- 私は食べなければいけない。
- 食べなきゃ。

Giyinmek zorundayım.

- 正装しなければ。
- おしゃれをしないといけない。
- 着替えしなくちゃ。

Öğrenmek zorundayım.

私は勉強しなければなりません。

Uyumak zorundayım.

私は眠らなければなりません。

Çalışmak zorundayım.

仕事しなきゃ。

İçmek zorundayım.

私は飲まなければいけない。

Gitmek zorundayım.

- 行かなくちゃ。
- 行かないと。

- Okula yürümek zorundayım.
- Okula yürümek zorundayım

私は歩いて学校に行かなければならない。

Dişlerimi fırçalamak zorundayım.

歯を磨かなくてはいけない。

Eve gitmek zorundayım.

- 私は帰宅しなければいけません。
- 家に帰らなくちゃ。
- 家に帰らなきゃ。

Yatmaya gitmek zorundayım.

私は眠らなければなりません。

Çocuklarımı düşünmek zorundayım.

私は子供達のことを考えなければならない。

Gömleğimi ütülemek zorundayım.

シャツにアイロンをかけなければなりません。

Hastaneye gitmek zorundayım.

- 病院に行かなくてはいけません。
- 病院に行かないといけないの。

Kıyafetlerimi değiştirmek zorundayım.

着替えなくちゃ。

Borcumu ödemek zorundayım.

- 借金を返さなければならない。
- 私は借金を返さなければならない。

Burada olmak zorundayım.

ここにいなくてはいけないんです。

Matematik çalışmak zorundayım.

- 私は数学を勉強する必要がある。
- 数学を勉強しないといけないんだ。

Onu boyamak zorundayım.

ペンキを塗らなくちゃ。

Bankaya gitmek zorundayım.

- 銀行に行かなければいけないんです。
- 銀行に行かなくっちゃ。
- 銀行に行かねば。

Üzgünüm, gitmek zorundayım.

ごめん帰らなきゃ。

Saçımı kestirmek zorundayım.

- 髪を切ってもらわないと。
- 髪を切ってもらわなくっちゃ。

Dişçiyle görüşmek zorundayım.

歯医者に行かなければなりません。

Okuldan ayrılmak zorundayım.

私は学校をやめなければならないんです。

Pasaportumu yenilemek zorundayım.

私はパスポートを更新しなければならない。

Pencereyi açmak zorundayım.

- その窓、開けないといけないんだ。
- 私は窓を開けなければなりません。
- 窓を開けなきゃ。

Ben gitmek zorundayım.

行かなければなりませんか。

Saçımı yaptırmak zorundayım.

髪を整えないと。

Japonca çalışmak zorundayım.

私は日本語を勉強しなければなりません。

İlaç almak zorundayım.

薬を飲まなければなりません。

Odamı temizlemek zorundayım.

- 自分の部屋を掃除しないとね。
- 自分の部屋の掃除をしなければならない。
- 私は自分の部屋を掃除しなければなりません。
- 自分の部屋の掃除しなくちゃ。

Şimdi gitmek zorundayım.

- 僕はもう行かなければならない。
- 僕はもう行かなくちゃ。
- 私はもう行かなければならない。
- もう行かねばなりません。
- もう行かなければなりません。
- もう行かなくちゃ。
- もう行かないと。
- そろそろ失礼しなくては。
- そろそろおいとましなければなりません。

Japonca öğrenmek zorundayım.

日本語を習わなきゃ。

Ben kemerimi sıkmak zorundayım.

生活をきりつめなくちゃと思っているのです。

Yeni kıyafetler almak zorundayım.

わたし、新しい服を買わなくちゃ。

Ben yakında ayrılmak zorundayım.

もう行かなくてはならない。

Niçin onu yapmak zorundayım.

なんで僕がやらなくちゃいけないの。

Ben lastikleri değiştirmek zorundayım.

タイヤを取り替えなくてはならない。

Maalesef şimdi gitmek zorundayım.

そろそろ失礼しなくてはなりません。

Onun kaybını karşılamak zorundayım.

あいつの損を埋めてやらなくちゃならないんだ。

Eh, artık gitmek zorundayım.

- そろそろ失礼しなくては。
- ああ、もうお暇しなくては。

İngilizce sınavına hazırlanmak zorundayım.

- 僕は英語の試験の準備をしなければいけない。
- 僕は英語の試験の準備をしなくてはならない。
- 僕は英語の試験の準備をしなくてはいけない。

Sınava tekrar katılmak zorundayım.

- 追試を受けなくてはいけません。
- またテスト受けなきゃいけないんだ。

Ben evde kalmak zorundayım.

- 私は家にいなければならない。
- 家にいないといけないの。

Ben alışverişe gitmek zorundayım.

- 買い物に行かなければならない。
- 買い物に行かなきゃ。
- 買い物に行かないといけないの。

Dolma kalemimi aramak zorundayım.

- 私のペンをさがさなければならない。
- 私のペンを探さなくちゃ。

Çok şey yapmak zorundayım.

私はたくさんの事をしなければならない。

Ben bisiklete binmek zorundayım.

私は自転車に乗らねばならない。

Ben de yemek zorundayım.

背に腹は代えられぬ。

İş kıyafelerimi giymek zorundayım.

- 仕事着に着替えなければいけない。
- 作業着に着替えなきゃ。

Neden okula gitmek zorundayım?

何で学校に行かないといけないの?

Elimden geleni yapmak zorundayım.

私は最善を尽くさなければならない。

Bu kediye bakmak zorundayım.

この猫の世話をしなければならないんだ。

Neden Fransızca çalışmak zorundayım?

どうしてフランス語を勉強しなくちゃいけないの?

Test için hazırlanmak zorundayım.

試験勉強をしなくちゃ。

Onun mektubunu yanıtlamak zorundayım.

彼の手紙に返事をださなきゃ。

Ben onu görmek zorundayım.

是非ともそれをみたい。

- Beklemek zorundayım.
- Beklemem gerekiyor.

僕は待たなければいけない。

Öğle yemeği yapmak zorundayım.

私は昼食を作らなければならない。

Bunu bugün satmak zorundayım.

今日売らなくちゃいけないんだ。

O hikayeyi duymak zorundayım.

私はまだそのはなしは聞いてない。

Ben ellerimi yıkamak zorundayım.

手を洗わなくちゃ。

İki dolgu almak zorundayım.

歯を2本詰めなくてはならなかったのです。

Polis karakoluna gitmek zorundayım.

警察に行かなければなりません。

Ben onu bulmak zorundayım.

- 私はそれを探さなければならない。
- それを見つけなくちゃ。

Bir süre kalmak zorundayım.

私はしばらく残らないといけません。

Sürekli burnumu temizlemek zorundayım.

しょっちゅう鼻をかんでいなければなりません。

Radyonun pilini değiştirmek zorundayım.

ラジオの電池をかえなければならない。

Oraya kendim gitmek zorundayım.

- 私は自分でそこへ行かなければならない。
- そこには俺が行かなくちゃいけないんだ。

Kar yağmasına rağmen gitmek zorundayım.

雪が降っているけれど私はいかねばならぬ。

Yarın mahkemede tanıklık etmek zorundayım.

あした裁判所で証言しなければならない。

Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.

たとえ雨が降っても行かなければならない。

Yarın bir tane almak zorundayım.

あす買わなければならない。

Saat dokuz. Maalesef gitmek zorundayım.

9時ですからもう失礼します。

Sana kaç kez söylemek zorundayım?

何回言ったらわかるの?

Çok küçük gelirimle yaşamak zorundayım.

私はわずかな収入で暮らさねばならない。

Ben bir şey yapmak zorundayım.

何かしなければならない。

- Saçımı taramalıyım.
- Saçımı taramak zorundayım.

髪をとかさなくちゃ。

Ben onun emirlerine uymak zorundayım.

私は彼の命令に従わなければならない。

Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.

アルバイトを見つけなくては。

Ben bir mektup yazmak zorundayım.

- 書かねばならない手紙があります。
- 手紙を書かなくちゃいけないのよ。

- Tuvalete gitmeliyim.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

トイレに行かなきゃ。

Onu yapıyorum çünkü yapmak zorundayım.

已むに已まれずやっているんです。

Bu cümlenin anlamını anlamak zorundayım.

この文の意味を理解する必要がある。

Neden fazla mesai yapmak zorundayım?

なぜ残業しないといけないのですか。

Yapılması gereken hakkında düşünmek zorundayım.

何をすべきか、考えなければならない。

Neden Tom'a yardım etmek zorundayım?

- どうしてトムの手伝いをしないといけないの?
- 何でトムを助けなきゃいけないの?

Bugün akşam yemeği pişirmek zorundayım.

私は今日夕食を作らねばなりません。

İngilizce sınavı için hazırlanmak zorundayım.

- 僕は英語の試験の準備をしなければいけない。
- 僕は英語の試験の準備をしなくてはならない。
- 僕は英語の試験の準備をしなくてはいけない。

Zayıflamak zorundayım, bu yüzden diyetteyim.

- やせなくてはならないのでダイエットをしています。
- 体重を減らさなくてはいけないのでダイエット中です。

Yeni bir bilgisayar almak zorundayım.

新しいパソコンを買わねばなりません。

Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.

まだ晴れている間に洗濯をしなければなりません。

- Şimdi gitmek zorundayım.
- Şimdi gitmeliyim.

- もう行かなくちゃ。
- そろそろおいとましなければなりません。

Büyük bir aileye bakmak zorundayım.

私は大家族を養わなければならない。

- Onu bulmalıyım.
- Onu bulmak zorundayım.

それを見つけなくちゃ。

- Fransızca öğrenmeliyim.
- Fransızca öğrenmek zorundayım.

フランス語を学ばなくてはいけない。

Babam için oraya gitmek zorundayım.

私は父の代わりにそこへ行かなければならない。