Translation of "Dik" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Dik" in a sentence and their japanese translations:

Ve dik dik bakmaya başladı

ジロジロ見てきました

Dik oturun.

- 姿勢を正しなさい。
- きちんと座りなさい。

Kız oyuncak bebeğe dik dik bakıyordu.

その少女は人形をじっと見ていた。

Bana dik dik bakan kız öfkeliydi.

私を睨み返した少女は怒っていた。

Genellikle bir çocuk bana dik dik bakar.

私のことをジッと見つめてきます

Gözlerini oraya dik

見つめていよう

Kendilerini dik tutamıyorlar.

体重を支えて立つことが できないため

Dik dağa tırmandık.

私たちは険しい山を登った。

O dik oturuyordu.

彼は背筋を伸ばして座っていた。

Sırtınızı dik tutun.

姿勢を正しなさい!

- İnsanlara bakmak kabalıktır.
- İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.

人をじっと見つめるのは無礼である。

Bir polis şüpheli bir yayaya dik dik bakıyordu.

警官が不審な歩行者をじっと見つめていた。

Baksanıza, burası çok dik.

かなり急だ

Burası dik bir uçurum.

急ながけがある

Boş torba dik duramaz.

- ない袖は振れぬ。
- ない袖は振れない。

Dik bir yamaca tırmandık.

私たちは険しい坂を登った。

O, dik yamaca bakakaldı.

彼は険しい斜面をじっと見た。

Dik açı doksan derecedir.

直角は90度である。

- Pencereden dışarı bakarak oturdu.
- Pencereden dik dik dışarı bakarak oturdu.

彼女は座って、窓の外をじっと見ていた。

Sağ ayağım üstünde dik duracaktım.

ただ右足に体重を預ける 必要がありました

Hasta çocuk yatakta dik oturdu.

病気の子供はベッドの上で体を起こした。

Bu iki çizgi dik açılıdır.

この2つの直線は直角に交わっている。

- Boş bir çuvalın dik durması zordur.
- Boş başak dik, dolu başak eğik durur.

衣食足りて礼節を知る。

- Bu saçmalığın dik alası.
- Saçmalığın daniskası.

それは全く馬鹿げた話だ。

Yol dik yamaca doğru zikzak çiziyordu.

道は急斜面をジグザグにのぼっていた。

Muzu dik bir dağ yolunda buldum.

私はそのバナナの木を急な山道で見つけた。

Çatıya giden merdiven, dar, dik ve karanlık.

屋根にいく階段は狭くて急でくらいです。

O cesur bir şekilde başını dik tuttu.

彼女は勇敢に頭を上げていた。

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

これら2本の線は直角に交差している。

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

がけは登るには かなり不安定だ

Bitişik yazıyı okuyamıyorum, dik yazıyla yazabilir misin lütfen?

筆記体は読めないので、ブロック体で書いてもらえませんか?

Burası dik bir uçurum, dümdüz. Muhtemelen 45 metreden fazladır.

ここは切り立ったがけだ 45メートル以上はあるかも

Ne kadar yükseğe tırmanırsak dağlar o kadar dik olur.

高く登れば登るほど、山はけわしくなった。

- İnsanların bana niçin baktıklarını merak ettim.
- İnsanların neden bana dik dik baktığını merak ettim.
- İnsanların neden bana gözlerini diktiğini merak ettim.

- どうして人々が私をじっと見ているのだろうかと思った。
- なぜみんなが私を見つめているのか不思議だった。

Kayalık tırmanışları her zaman tehlikeli olur. Burası oldukça dik görünüyor

がけを登るのは危険だ これはかなり急だぞ

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla

見わたすかぎり しゃく熱の谷間だ 急な斜面の砂岩のがけに―

Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle

急な斜面の砂岩のがけに― 何キロにもわたり続いている 狭い峡谷

Babası onun memur olmasını istedi, ancak genç Ney, aceleci ve dik başlı,

彼の父は彼が店員になることを望んでいたが、若いネイは衝動的で頭が強く、