Translation of "Zorundaydım" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Zorundaydım" in a sentence and their japanese translations:

Yani, değişmek zorundaydım.

私は変わる必要がありました

Ve düşünmek zorundaydım,

この体験には

Ben gitmek zorundaydım.

彼は私を無理矢理行かせた。

Erken kalkmak zorundaydım.

私は早く起きなければならなかった。

İngilizce çalışmak zorundaydım.

英語を勉強しなければならなかった。

Geri adım atmak zorundaydım.

残念ながら断ったのです

Yeni gerçekliğimi kabullenmek zorundaydım.

新しい現実を 受け入れざるを得ませんでした

Ama nefes almak zorundaydım.

‎息継ぎをしないと

Gençken çok çalışmak zorundaydım.

若い頃は懸命に働けなければならなかった。

Onun bebeğine bakmak zorundaydım.

- 私は彼女の赤ん坊の世話をしなければならなかった。
- 私は彼女の赤ちゃんの面倒を見なければいけなかった。

Hayatımı kaptana güvenmek zorundaydım.

私は船長に命を託さなければならなかった。

Kaybı telafi etmek zorundaydım.

私は損失の埋め合わせをしなければならなかった。

Hastaneye kendim gitmek zorundaydım.

私は病院まで自分で運転せねばならなかった。

Bazen bir yere sığınmak zorundaydım.

時々 避難しなければなりませんでした

Ona ödünç para vermek zorundaydım.

私は彼にお金を貸さなければなりませんでした。

Kendi çarpık erkeklik algımı kurmak zorundaydım.

自分なりの歪んだ男らしさを 築き上げなければなりませんでした

Hasta olduğum için evde kalmak zorundaydım.

私は、病気だったので、家にいなければならなかった。

Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım.

私は他の生徒に遅れないように一生懸命に勉強しなければならなかった。

Her şeyi tek başıma yapmak zorundaydım.

- 私は何でもひとりでしなければならなかった。
- 私は一人で全てをやらなければならなかった。

Belirtilen tarihe kadar işi bitirmek zorundaydım.

私は指定の日までに仕事を片づけなければならない。

Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıkmak zorundaydım.

かりに雨が降っても私は行くつもりです。

Sorunun bir parçası haline geldiğimi kabul etmek zorundaydım.

そして図らずも問題の一部と なってしまったこと

O bayıldı ve düşmesini önlemek için onu tutmak zorundaydım.

彼女が気を失ったので、私は彼女が倒れないように支えなければならなかった。

Tren öylesine kalabalıktı ki Ueno'ya kadar bütün yol boyunca ayakta durmak zorundaydım.

列車はとても込んでいたので上野まで立ちとおした。