Translation of "Yetecek" in Italian

0.003 sec.

Examples of using "Yetecek" in a sentence and their italian translations:

Herkes için yetecek kahve yok.

Non c'è abbastanza caffè per tutti.

Ama kazmaya yetecek kadar kum var.

Ma c'è comunque abbastanza sabbia.

Bu gece herkese yetecek balık var.

Stanotte ce n'è abbastanza per tutti.

Kırk gün yetecek kadar yiyecek vardı.

- C'era abbastanza cibo per quaranta giorni.
- C'era cibo sufficiente per quaranta giorni.

Herkese yetecek kadar yiyeceğimizin olduğundan emin misiniz?

- Sei sicuro che abbiamo abbastanza cibo per tutti?
- Sei sicura che abbiamo abbastanza cibo per tutti?
- Siete sicuri che abbiamo abbastanza cibo per tutti?
- Siete sicure che abbiamo abbastanza cibo per tutti?

Zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.

solo perché l'ho studiata abbastanza a lungo da apprezzarla.

Arizona akreplerinde sizi öldürmeye yetecek kadar zehir bulunur.

I piccoli scorpioni corteccia hanno abbastanza veleno da ucciderti.

O bir madalya kazanmaya yetecek kadar hızlı yüzdü.

- Ha nuotato abbastanza velocemente per vincere una medaglia.
- Lei ha nuotato abbastanza velocemente per vincere una medaglia.
- Nuotò abbastanza velocemente per vincere una medaglia.
- Lei nuotò abbastanza velocemente per vincere una medaglia.

Tom şehirde yaşamaya yetecek kadar para kazanıyor mu?

- Tom guadagna abbastanza soldi per vivere in città?
- Tom guadagna abbastanza soldi per abitare in città?

- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- Hepimize yetecek kadar yiyecek vardı.

- C'era abbastanza cibo per tutti noi.
- C'era abbastanza cibo per tutte noi.
- C'era cibo a sufficienza per tutti noi.
- C'era cibo a sufficienza per tutte noi.

Beş kişiye yetecek bir omlet için kaç tane yumurta kullanmam gerekir?

Quante uova dovrei usare per un'omelette per cinque persone?

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

Migliaia di api fanno vibrare le ali, generando abbastanza calore da tenere al caldo l'alveare.

Tom içki içmeye giderken taksiyle eve dönmesine yetecek kadar parayı çorabının içinde saklar.

Tom, quando va al bar la sera, mette nel calzino un po' di soldi per taxi per tornare a casa.

- Bir kafandan geçir bakalım, sandalyeler herkese yetecek mi diye. Eğer yetmez dersen, o zaman gidip bir yerlerde aramak lazım olacak.
- Sandalye sayısının yeterli olup olmayacağına dair kabaca bir tahmin yürütsene. Yetmeyecek gibiyse nereden bulabileceğimizi düşünmemiz gerekecek.

Conta se bastano le sedie. In caso contrario bisogna cercarle da qualche parte.