Translation of "Için" in Italian

0.011 sec.

Examples of using "Için" in a sentence and their italian translations:

Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.

- Si deve mangiare per vivere. Non vivere per mangiare
- Bisogna mangiare per vivere. Non vivere per mangiare.

- Kim için çalışıyorsun?
- Kimin için çalışıyorsun?
- Kim için çalışıyorsunuz?

Per chi lavori?

Yanmamak için,

così da non scottarsi.

Hayvanlar için de insanlar için de,

Sia per gli animali che per gli uomini,

Yaşamak için yeriz, yemek için yaşamayız.

Noi mangiamo per vivere, non viviamo per mangiare.

- Kaç gecelik için?
- Kaç gece için?

Per quante notti?

Yemek için yaşamıyorum; Yaşamak için yiyorum.

Non vivo per mangiare, ma mangio per vivere.

- Senin için geldim.
- Sizin için geldim.

- È per te che sono venuto.
- È per te che sono venuta.
- È per voi che sono venuto.
- È per voi che sono venuta.

Gelecek için korkmayın, geçmiş için ağlamayın.

Non temete l'avvenire, non rimpiangete il passato.

- Benim için önemlidir.
- Benim için önemli.

Per me è importante.

- Senin için endişelenmiyorum.
- Sizin için endişelenmiyorum.

- Non sono preoccupato per te.
- Io non sono preoccupato per te.
- Non sono preoccupata per te.
- Io non sono preoccupata per te.
- Non sono preoccupata per voi.
- Io non sono preoccupata per voi.
- Non sono preoccupato per voi.
- Io non sono preoccupato per voi.

Gelemediğim için özür dilemek için aradım.

Ho chiamato per scusarmi per non essere in grado di venire.

- Yorumlarınız için teşekkürler.
- Yorumların için teşekkürler.

- Grazie per i vostri commenti.
- Grazie per i tuoi commenti.
- Grazie per i suoi commenti.

Bunu onlar için yaptığın için teşekkürler.

Grazie di averlo fatto per loro.

Bunu benim için yaptığın için teşekkürler.

Grazie che fai questo per me.

- Açıklaman için teşekkürler.
- Açıklamanız için teşekkürler.

- Grazie per la tua spiegazione.
- Grazie per la sua spiegazione.
- Grazie per la vostra spiegazione.

- Bu sizin için.
- Bu senin için.

- Questo è per te.
- Questo è per voi.
- Questo è per lei.

- Kim için çalışıyorsun?
- Kimin için çalışıyorsun?

Per chi lavori?

- Paylaşımınız için teşekkür ederim.
- Paylaşımın için teşekkürler.
- Paylaştığın için sağ ol.
- Paylaşım için teşekkürler.

- Grazie per la condivisione!
- Grazie per la condivisione.

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

Per quelli che dipendono dal respiratore per respirare,

Japonya'ya öğretmek için değil yazmak için geldim.

- Sono venuto in Giappone non per insegnare ma per scrivere.
- Sono venuta in Giappone non per insegnare ma per scrivere.

Yemek için yaşamam ama yaşamak için yerim.

Non vivo per mangiare, ma mangio per vivere.

Tom için mutluyum ama Mary için üzgünüm.

- Sono felice per Tom, però sono triste per Mary.
- Io sono felice per Tom, però sono triste per Mary.

- Benim için önemli.
- Benim için önemli olurdu.

- Mi importerebbe.
- A me importerebbe.
- Importerebbe a me.

İnsan yaşamak için yer, yemek için yaşamaz.

L'uomo mangia per vivere, non vive per mangiare.

- Benim için önemlidir.
- Bu benim için önemli.

Per me è importante.

- Yardımınız için teşekkür ederim.
- Yardımınız için teşekkürler.

Grazie per il vostro aiuto.

- Kitap için teşekkürler.
- Kitap için teşekkür ederim.

Grazie per il libro.

Benim için değilse, bunu olar için yap.

- Se non per me, fallo per loro.
- Se non per me, falla per loro.
- Se non per me, fatelo per loro.
- Se non per me, fatela per loro.
- Se non per me, lo faccia per loro.
- Se non per me, la faccia per loro.

Benim için değilse, bunu onun için yap.

- Se non per me, fallo per lui.
- Se non per me, falla per lui.
- Se non per me, lo faccia per lui.
- Se non per me, la faccia per lui.
- Se non per me, fatelo per lui.
- Se non per me, fatela per lui.

- Onlar için geri gidiyoruz.
- Onlar için dönüyoruz.

Stiamo tornando indietro per loro.

- Onlar için geri gidiyorum.
- Onlar için dönüyorum.

Sto tornando indietro per loro.

- Onun için geri gidiyorum.
- Onun için dönüyorum.

Sto tornando indietro per lui.

- Mesajın için teşekkürler.
- Mesajın için sağ ol.

- Grazie per il tuo messaggio.
- Grazie per il suo messaggio.
- Grazie per il vostro messaggio.

- Geribildirim için teşekkürler.
- Geri besleme için teşekkürler.

Grazie per il feedback.

- Ben senin için buradayım.
- Senin için buradayım.

- Sono qui per lei.
- Io sono qui per lei.
- Sono qui per te.
- Io sono qui per te.
- Sono qui per voi.
- Io sono qui per voi.

Yemek için yaşıyorum, ve yaşamak için yemiyorum.

Io vivo per mangiare e non mangio per vivere.

- Biletler için teşekkür ederim.
- Biletler için teşekkürler!

Grazie per i biglietti!

- Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz.
- Rahatsızlık için özür dileriz.
- Sıkıntı için özür dileriz.
- Zahmet için özür dileriz.

Ci scusiamo per il disagio.

Pazar günü için?

E domenica?

Patent almak için

Ossia che si ottiene un brevetto

Yasalaşması için imzaladı.

basati su otto pilastri.

Onun için endişeliydim

Ero nervoso per lui.

Alınmak için hazırız.

siamo pronti per il recupero.

Alınmak için hazırız!

pronto per il recupero!

Dışlamak için hariç,

solo per defecare,

Profesyonel komedyenlik için

Ma serve più di una battuta

Sonra unutmamak için.

e non dimenticarle.

Sağlığımızı korumak için

per proteggerci meglio

Nedenini anlamak için

Per capire il motivo di tutto ciò,

Bunu göstermek için

E per dimostrarvelo,

Bizim için harika.

Buon per noi, giusto?

Mimari topluluklar için

Perché l'architettura è l'arte

Bağdaşmadığı için kaldırıldı .

spirito egualitario dell'epoca.

İzlediğiniz için teşekkürler.

Grazie per la visione.

Empati kurabilmek için

Perché devono accadere eventi catastrofici

Benim için kişisel

che prendo sul personale,

Hayat için minnettarım,

io sono immensamente grata per la vita,

Için daha pahalı.

più care.

Nobuyuki için iyi.

Tanto meglio per Nobuyuki.

Hediyen için teşekkürler.

- Grazie per il regalo.
- Grazie per il tuo regalo.
- Grazie per il suo regalo.
- Grazie per il vostro regalo.

Herkes için savaştık.

- Abbiamo combattuto per tutti.
- Combattemmo per tutti.

Ne için bekliyorsun?

- Cosa stai aspettando?
- Cosa state aspettando?
- Cosa sta aspettando?

Onlar ne için?

A cosa servono?

Mektup benim için.

La lettera è per me.

Ne için buradasın?

Perché sei qui?

Öneri için teşekkürler.

Grazie per il suggerimento.

Yağmur için minnettarım.

- Sono grato per la pioggia.
- Sono grata per la pioggia.
- Sono riconoscente per la pioggia.

Bu bizim için.

- Questo è per noi.
- Questa è per noi.

Tatiller için müteşekkirim.

- Sono grato per le vacanze.
- Sono grata per le vacanze.
- Sono riconoscente per le vacanze.

Bugün için yeterlidir.

È abbastanza per oggi.

Konuşmak için durdun.

- Ha smesso di parlare.
- Lei ha smesso di parlare.
- Hai smesso di parlare.
- Tu hai smesso di parlare.
- Avete smesso di parlare.
- Voi avete smesso di parlare.

Ziyaret için teşekkürler.

Grazie per la visita.

Uğradığın için teşekkürler.

- Grazie per essere passato.
- Grazie per essere passata.
- Grazie per essere passati.
- Grazie per essere passate.

Dinlediğiniz için teşekkürler.

- Grazie per aver ascoltato.
- Grazie per avere ascoltato.

Tom için üzülüyorum.

- Mi dispiace per Tom.
- A me dispiace per Tom.

Gelecek için hazırlanmalısın.

- Dovresti prepararti per il futuro.
- Dovreste prepararvi per il futuro.
- Dovrebbe prepararsi per il futuro.

Bıraktığın için teşekkürler.

Grazie per il passaggio.

Rahatsızlık için üzgünüz.

Ci dispiace per l'inconveniente.

Sağlığın için endişeliyim.

- Mi preoccupo per la tua salute.
- Mi preoccupo per la sua salute.
- Mi preoccupo per la vostra salute.

Yemek için teşekkürler.

Grazie per la cena.

Onun için üzülüyorum.

- Mi sento male per lui.
- Io mi sento male per lui.

Tavsiyen için teşekkürler.

- Grazie per i consigli.
- Grazie per il consiglio.

Döneceğim için mutluyum.

- Sono felice di essere tornata.
- Sono felice di essere tornato.

İltifat için teşekkürler.

Grazie per il complimento.

Sizin için çalışıyoruz.

- Stiamo lavorando per voi.
- Stiamo lavorando per te.
- Stiamo lavorando per lei.
- Noi stiamo lavorando per voi.
- Noi stiamo lavorando per te.
- Noi stiamo lavorando per lei.

Bunlar kim için?

- Per chi sono questi?
- Per chi sono queste?

Senin için üzülmüyorum.

- Non mi dispiace per lei.
- Non mi dispiace per te.
- A me non dispiace per te.
- Non mi dispiace per voi.
- A me non dispiace per voi.
- A me non dispiace per lei.

Bunun için hazırız.

Siamo pronti per questo.

İş için hazırlanmalıyız.

Dovremmo prepararci per il lavoro.

O senin için.

- È per te.
- È per voi.
- È per lei.

Yardım için teşekkürler.

- Grazie per l'aiuto.
- Grazie per avere aiutato.

Pasta için teşekkürler.

Grazie per la torta.

Onun için teşekkürler.

Grazie per quello.

Yardım için minnettarım.

- Apprezzo l'aiuto.
- Io apprezzo l'aiuto.

Senin için çalamam.

- Non posso rubare per te.
- Io non posso rubare per te.
- Non posso rubare per voi.
- Io non posso rubare per voi.
- Non posso rubare per lei.
- Io non posso rubare per lei.

Gitmek için bekleyemem.

- Non vedo l'ora di partire.
- Io non vedo l'ora di partire.
- Non vedo l'ora di andarmene.
- Io non vedo l'ora di andarmene.