Translation of "Gitmesini" in Hungarian

0.004 sec.

Examples of using "Gitmesini" in a sentence and their hungarian translations:

Tomun gitmesini sağla.

Zavard már el Tomit.

Tom'un gitmesini istemiyorum.

Nem akarom, hogy Tom elmenjen.

Tom'dan gitmesini iste.

Kérd meg Tomot, hogy menjen el.

Derhal oraya gitmesini önerdim.

Azt javasoltam, hogy azonnal menjen oda.

Tom'un eve gitmesini istiyorum.

Azt akarom, hogy Tom hazamenjen.

Onun oraya gitmesini istedim.

Azt akartam hogy odamenjen.

Tom herkesin gitmesini istedi.

Tom azt akarta, hogy mindenki távozzon.

Sadece onun defolup gitmesini istiyorum.

Csak azt akarom, hogy elmenjen.

Yarın oraya gitmesini rica ettim.

Megkértem őt, hogy holnap menjen oda.

O, onun hemen gitmesini istiyor.

Azt szeretné, ha ő azonnal távozna.

Tom'un benimle Boston'a gitmesini istedim.

Azt akartam, hogy Tom velem menjen el Bostonba.

Öğretmenimiz, Jim'e hemen eve gitmesini söyledi.

A tanárunk azt parancsolta Jimnek, hogy azonnal menjen haza.

O ona hastaneye gitmesini tavsiye etti.

Azt tanácsolta neki, hogy menjen kórházba.

- Onun terk etmesini istiyorum.
- Onun gitmesini istiyorum.

Azt akarom, hogy távozzon.

- Tom Mary'nin gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolup gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolmasını istedi.
- Tom Mary'nin uzaklaşmasını istedi.
- Tom Mary'nin çekip gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin basıp gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin yaylanmasını istedi.
- Tom Mary'nin terk etmesini istedi.

Tom azt akarta, hogy Mary menjen el.

Belirli değerler üzerinden gitmesini hayal etmek kolay olurdu..

csak a felfedett értékekből fokozatosan...

Tom, Mary'nin biraz süt alması için süpermarkete gitmesini istedi.

Tomi megkérte Máriát, hogy menjen el a boltba tejért.

Tom, Boston'a neden onunla birlikte gitmesini istemediğini Mary'ye anlatmadı.

Tom nem mondta el Marinak, hogy miért nem akarta, hogy vele menjen Bostonba.

O ona hastaneye gitmesini tavsiye etti fakat o onun tavsiyesine uymadı.

Azt tanácsolta neki, hogy menjen kórházba, de nem követte a tanácsát.

O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti fakat o gitmeye korktu.

Azt tanácsolta neki, hogy menjen a rendőrségre, de ő félt ettől.

Günümüzde çocuklarımızın kendi başlarına karar almalarını istiyoruz ama o kararların hoşumuza gitmesini umut ediyoruz.

Manapság azt akarjuk, hogy a gyermekeink önálló döntéseket hozzanak, de elvárjuk, hogy ezek a döntések nekünk megfeleljenek.