Translation of "Ettim" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "Ettim" in a sentence and their chinese translations:

- Ben okumaya devam ettim.
- Okumaya devam ettim.

我继续阅读。

Önerisini kabul ettim.

我同意他的建议。

Tom'a telefon ettim.

我打電話給湯姆了。

Öneriyi kabul ettim.

我同意這項建議。

Tom'u ziyaret ettim.

我拜访汤姆。

Onu davet ettim.

我請他過來。

John'ı mutlu ettim.

我让John高兴了。

Ona telefon ettim.

我打电话给他。

Ben istifa ettim.

- 我退出。
- 我不干了。

Babama işinde yardım ettim.

我幫我父親做這個工作。

Onları partiye davet ettim.

我邀請了他們參加派對。

Mutfakta anneme yardım ettim.

我在廚房裡幫媽媽。

Piyanoda ona eşlik ettim.

- 我為她作鋼琴伴奏。
- 我彈鋼琴為她伴奏。

Kitabı kütüphaneye iade ettim.

我把書還給圖書館。

Ben çalışmaya devam ettim.

我繼續工作。

Şarkı söylemeye devam ettim.

- 我繼續唱歌。
- 我继续唱歌。

Ben Dan'ı ziyaret ettim.

我拜访了Dan。

Dün babama yardım ettim.

昨天我帮了我爸爸。

İki hamburger sipariş ettim.

點了兩個漢堡。

Onun davetini kabul ettim.

我接受了她的邀請。

Bütün delilleri yok ettim.

我摧毁了所有的证据

Uykuya karşı mücadele ettim.

我在對抗睡魔。

Parayı çaldığımı itiraf ettim.

我承認偷了錢。

Ben ondan nefret ettim.

我恨他。

Ben balkonumda kahvaltı ettim.

我在陽臺上吃的早飯。

Dün Tony'yi ziyaret ettim.

我昨天拜訪了托尼。

Ben teklifi kabul ettim.

我接受了报价。

Dün onu ziyaret ettim.

我昨天去见他了。

Dün ona yardım ettim.

昨天我帮了他。

Avustralya'yı çoktan ziyaret ettim.

我已经游览过澳大利亚了。

Tom'un gülümsediğini fark ettim.

我注意到汤姆在笑。

- İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- İngiltere'nin birçok kısmını ziyaret ettim.

我游览了英国许多地方。

- Nehirde yüzme çalışmaya devam ettim.
- Nehirde yüzmeye çalışmaya devam ettim.

我试着在河里游泳。

- Ebeveynlerinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.
- Ona ailesinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.

我劝他别老想着啃老。

- Mary'ye yardımı için teşekkür ettim.
- Ben yardımı için Mary'ye teşekkür ettim.

我对玛丽的帮助表示了感谢。

Geçen Yaz İtalya'ya seyahat ettim.

去年夏天我去意大利旅行。

Londra'dan bir kitap sipariş ettim.

我從倫敦訂購了一本書。

Ben şarkı söylemeye devam ettim.

- 我繼續唱歌。
- 我继续唱歌。

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.

我拜訪了我祖母的房子。

Arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.

我邀請我的朋友吃晚餐。

Ona biraz beklemesini rica ettim.

- 我請她等一會兒。
- 我请求她等一下。

Ona sigaradan vazgeçmesini tavsiye ettim.

我勸了他戒煙。

Partiye yirmi arkadaşı davet ettim.

我請了二十位朋友參加派對。

Onun burada beklemesini rica ettim.

我請他在這裡等。

Babamın çiçekleri sulamasına yardım ettim.

我帮助我爸爸给花浇水。

Londra'dan bazı kitaplar sipariş ettim.

我從倫敦訂購了一些書。

Annemin bulaşıkları yıkamasına yardım ettim.

我幫媽媽洗碗了。

Onun telefon numarasını not ettim.

我把她的電話號碼記了下來。

Bir yürüyüşte ona eşlik ettim.

我陪她散步。

Nancy'nin evde kalmasını rica ettim.

我要求南西留在家裡。

Tom'un gitar çalmasını rica ettim.

我叫汤姆弹吉他。

Bana bakan birini fark ettim.

我感覺到有人在看著我。

Onun faturayı ödemesine itiraz ettim.

我反對他付帳單。

Kyoto'yu üç kez ziyaret ettim.

我去過京都三次。

Annemin yemek pişirmesine yardım ettim.

我幫忙媽媽做菜。

Onun dans etmesini rica ettim.

我邀请她跳舞.

Tom'un pencereyi açmasını rica ettim.

我請湯姆把窗戶打開。

Gitmeye niyet ettim fakat unuttum.

我本来想走的,但后来忘了。

Jane'i akşam yemeğine davet ettim.

我邀請珍吃晚飯。

Ev ödevinde ona yardım ettim.

我幫他做他的家庭作業。

Shakespeare'in doğduğu evi ziyaret ettim.

我到了莎士比亞出生的房子參觀。

Dün arkadaşım Tom'u ziyaret ettim.

我昨天拜訪了我的朋友湯姆。

Yarın oraya gitmesini rica ettim.

我要求他明天去那裡。

Ben bir model fak ettim.

我注意到一個圖案。

Hangi yoldan gideceğim hakkında tereddüt ettim.

我猶豫了一會,不知道走哪條路才好。

Onun oturması için ona işaret ettim.

我對她做了一個手勢,叫她坐下。

Ona bana yardım etmesini rica ettim.

我請他幫我。

Ona ayakkabılarımı tamir etmesini rica ettim.

我請他修理我的鞋子。

Ona bir dakika beklemesini rica ettim.

我让她等了一分钟。

Ona, dokuza kadar gelmesini tavsiye ettim.

我建議她九點前來。

Onun yeni gözlük taktığını fark ettim.

我注意到她戴着新眼镜。

İlk treni yakalamak için acele ettim.

我匆匆忙忙,为的是能赶上第一班火车。

Çinli bir arkadaşımı daireme davet ettim.

我请了一位中国朋友来我的公寓。

Bir Çinli arkadaşımı daireme davet ettim.

我请了一位中国朋友来我的公寓。

Onun beni eve götürmesini rica ettim.

我請他開車送我回家。

Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.

我邀請了肯,比爾和由美。

Ona bulaşıkları yıkaması için yardım ettim.

我幫她洗碗。

İlk defa arabamı ormanda park ettim.

我还是第一次把车停在深林里。

Notlarımı yükseltmek için çaba sarf ettim.

我努力的改善我的成績。

Eski gazeteleri tuvalet kağıdıyla takas ettim.

我用舊報紙換衛生紙。

On yıl önce Fukuoka'yı ziyaret ettim.

我十年前參觀了福岡。

Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.

- 我發誓再也不跟她說話了。
- 我发誓再也不和她说话了。

Kulüp saymanı olarak görevimden istifa ettim.

我辭去了俱樂部司庫的職位。

Mike'ın bana yardım etmesini rica ettim.

我請邁克幫助我。

Ben ona sırrı saklamasını tavsiye ettim.

我建议他保密。

Ken'in bana yardımcı olmasını rica ettim.

我請肯幫助我。

Pekinlilerin yavaş yürüdüğünü sonradan fark ettim.

- 后来我意识到北京人比较慢地散步。
- 後來我明白北京人走路走得慢。

Erkek kardeşimin masasını taşımasına yardım ettim.

我幫我弟弟搬了他的書桌。

Birkaç yıl önce Romanya'yı ziyaret ettim.

我幾年前去過羅馬尼亞。

Bir hafta önce bugün onu ziyaret ettim.

我在一周前的今天拜訪了他。

Tabii ki onun destek teklifini kabul ettim.

当然我接受了他的支援请求。

Onun bir endüstriyel casus olabileceğini fark ettim.

我突然想到他可能是個商業間諜。

Onu tanıdığım andan beri ondan nefret ettim.

自从我认识她的时候,我就恨她。

Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.

我注意到她当时戴了顶新帽子。