Translation of "Teyzem" in German

0.004 sec.

Examples of using "Teyzem" in a sentence and their german translations:

Teyzem genç görünüyor.

Meine Tante sieht jung aus.

Teyzem lösemiden öldü.

- Meine Tante ist an Leukämie gestorben.
- Meine Tante starb an Leukämie.

Teyzem zaten burada.

- Meine Tante ist bereits hier.
- Meine Tante ist schon hier.

Teyzem New York'ta yaşıyor.

Meine Tante lebt in New York.

Teyzem annemden daha yaşlıdır.

Meine Tante ist älter als meine Mutter.

Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.

Meine Tante hatte ein glückliches Leben.

Amcam zayıf fakat teyzem şişman.

Mein Onkel ist schlank, aber meine Tante ist dick.

Teyzem öleli iki yıl oldu.

Meine Tante ist seit zwei Jahren tot.

Teyzem gazete okurken gözlük takar.

Meine Tante trägt eine Brille, wenn sie Zeitung liest.

Dün teyzem beni ziyaret etti.

- Meine Tante kam auf einen Sprung vorbei.
- Meine Tante besuchte uns kurz.

Teyzem bana bazı çiçekler getirdi.

Meine Tante brachte mir Blumen mit.

Los Angeles'ta yaşayan bir teyzem var.

Ich habe eine Tante, die in Los Angeles lebt.

Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.

Meine Tante wohnt in einem einsamen Haus auf dem Lande.

Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.

- Meine Tante gab mir eine Kamera.
- Meine Tante schenkte mir eine Kamera.
- Meine Tante hat mir eine Kamera geschenkt.

Teyzem bana yeni bir etek yaptı

Meine Tante hat mir einen neuen Rock gemacht.

Teyzem bana sanki bir çocukmuşum gibi davranır.

Meine Tante behandelt mich, als ob ich ein Kind wäre.

Teyzem bana iyi kahvenin nasıl yapılacağını gösterdi.

Meine Tante zeigte mir, wie man guten Kaffee macht.

Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.

Meine Tante hat das riesige Grundstück geerbt.

Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.

Meine Tante hat mir ein Geburtstagsgeschenk geschickt.

Teyzem geçen hafta bana bir mektup yazdı.

Meine Tante schrieb mir letzte Woche einen Brief.

Teyzem hayatı boyunca iyi sağlığın tadını çıkardı.

Meine Tante erfreute sich zeitlebens einer guten Gesundheit.

Tokyo'da yaşayan teyzem bana güzel bir bluz gönderdi.

Meine Tante, die in Tokio lebt, hat mir eine schöne Bluse geschickt.

- Teyzem akciğer kanserinden öldü.
- Halam akciğer kanserinden öldü.

Meine Tante starb an Lungenkrebs.

- Teyzem beş çocuk yetiştirdi.
- Halam beş çocuk yetiştirdi.

Meine Tante hat fünf Kinder großgezogen.

- Teyzem Noel için bana bir kitap verdi.
- Teyzem Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Halam Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Teyzem bana Noel için bir kitap verdi.

Meine Tante schenkte mir zu Weihnachten ein Buch.

- Amcam ve halam Fransa'da yaşıyor.
- Dayım ve teyzem Fransa'da yaşıyor.

Mein Onkel und meine Tante leben in Frankreich.

- Osaka'da yaşayan bir teyzem var.
- Osaka'da yaşayan bir halam var.

Ich habe eine Tante, die in Osaka lebt.

- Benim teyzem bahçede domates yetiştiriyor.
- Benim halam bahçede domates yetiştiriyor.

Meine Tante baut im Gemüsegarten Tomaten an.

- Mary yengemdir.
- Mary teyzemdir.
- Mary halamdır.
- Mary bibimdir.
- Mary bibim olur.
- Mary halam olur.
- Mary teyzem olur.
- Mary yengem olur.

Mary ist meine Tante.