Translation of "Yaşadı" in German

0.014 sec.

Examples of using "Yaşadı" in a sentence and their german translations:

Götürmenin memnuniyetini yaşadı .

Armee bis an die portugiesische Grenze zurückzuverfolgen.

Londra'nın merkezinde yaşadı.

Er wohnte im Zentrum von London.

Bin Singapurda yaşadı.

Ben hat in Singapur gelebt.

Yıllarca orada yaşadı.

- Sie lebte etliche Jahre dort.
- Sie lebte dort viele Jahre lang.

Tom Avustralya'da yaşadı.

Tom lebte in Australien.

Dedem uzun yaşadı.

Mein Großvater hatte ein langes Leben.

Tom orada yaşadı.

- Tom lebte dort.
- Dort hat Tom gewohnt.

Tom, Boston'da yaşadı.

Tom lebte in Boston.

Tom bizimle yaşadı.

Tom wohnte bei uns.

İş kazası yaşadı.

Sie hatte einen Arbeitsunfall.

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O, mutlu bir hayat yaşadı.

Er führte ein glückliches Leben.

- Tom bir endişe nöbeti yaşadı.
- Tom panik atak yaşadı.

Tom hatte eine Panikattacke.

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O mutlu bir hayat yaşadı.

Sie führte ein glückliches Leben.

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

Die Firma erlitt enormen Schaden.

Üniversite günlerinde Kyoto'da yaşadı.

Er wohnte während seiner Studentenzeit in Kyoto.

Sade bir hayat yaşadı.

Er lebte ein schlichtes Leben.

Tek başına orada yaşadı.

Er lebte da allein.

O, orada yalnız yaşadı.

Er lebte dort ganz allein.

Ormanda yalnız başına yaşadı.

Er wohnte allein im Wald.

Ankara'da altı yıl yaşadı.

Er lebte sechs Jahre in Ankara.

Tom yıllarca Boston'da yaşadı.

Tom lebte viele Jahre lang in Boston.

Tom yıllarca orada yaşadı.

Tom lebte viele Jahre dort.

Tom yıllarca boston'da yaşadı.

Tom lebte viele Jahre in Boston.

Aile yoksulluk içinde yaşadı.

Die Familie lebte in Armut.

O, yıllarca orada yaşadı.

Sie hat dort jahrelang gelebt.

Yetmiş yaşına kadar yaşadı.

Er wurde siebzig Jahre alt.

Uzun süre İzlanda'da yaşadı.

Er hat schon lange in Island gewohnt.

- O, mutsuz bir hayat yaşadı.
- O mutsuz bir hayat yaşadı.

Sie führte ein unglückliches Leben.

- O yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllardır yalnız yaşıyor.

Sie lebt schon seit Ewigkeiten allein.

- Tom nefes almakta zorluk yaşadı.
- Tom nefes almada sorun yaşadı.

Das Atmen fiel Tom schwer.

- Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
- Dayım iki yıl Washington DC'de yaşadı.

Mein Onkel hat zwei Jahre lang in Washington gelebt.

Tom Japonya'da on yıl yaşadı.

Tom lebte zehn Jahre lang in Japan.

Yaşlı adam tek başına yaşadı.

Der alte Mann lebte allein.

O, 56 Russell Square'de yaşadı.

- Sie wohnte am Russellplatz 56.
- Sie hat am Russellplatz 56 gewohnt.

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

Sie hat ungefähr fünf Jahre dort gelebt.

O, her zaman Otaru'da yaşadı.

Sie lebte schon immer in Otaru.

O doksan yaşına kadar yaşadı.

Sie wurde neunzig Jahre alt.

Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

Er hat den größten Teil seines Lebens im Ausland verbracht.

Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.

Meine Tante hatte ein glückliches Leben.

Kral, eski kale de yaşadı.

In einem alten Schloss lebte ein König.

Amcam Paris'te on yıl yaşadı.

- Mein Onkel lebt seit zehn Jahren in Paris.
- Mein Onkel wohnt schon zehn Jahre in Paris.

O, zor bir hayat yaşadı.

Er hatte ein schweres Leben.

O, doksan yaşına kadar yaşadı.

Er wurde neunzig Jahre alt.

Tom uykuya dalmakta zorluk yaşadı.

Tom hatte Schwierigkeiten, einzuschlafen.

Babam 30 yıl Nagoya'da yaşadı.

Mein Vater lebte dreißig Jahre lang in Nagoya.

Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.

Mein Onkel lebte viele Jahre im Ausland.

Tom uzun süre Boston'da yaşadı.

Tom hat lange in Boston gewohnt.

Tom hapları yutarken zorluk yaşadı.

Es fiel Tom schwer, die Tabletten zu schlucken.

Tom tek başına orada yaşadı.

Tom lebte dort ganz allein.

On yaşına kadar Hiroshima'da yaşadı.

- Bis sie zehn war, hat sie in Hiroshima gelebt.
- Bis sie zehn war, lebte sie in Hiroshima.

Amcam on yıl Paris'te yaşadı.

Mein Onkel hat zehn Jahre lang in Paris gelebt.

O üç yıl Kobe'de yaşadı.

Er hat drei Jahre in Kobe gewohnt.

Tom birkaç yıl Boston'da yaşadı.

Tom wohnte ein paar Jahre in Boston.

O mutlu bir hayat yaşadı.

Sie hat ein glückliches Leben geführt.

Kayakçı br kafa tramvası yaşadı.

Der Skifahrer erlitt ein Schädeltrauma.

Dedem doksan yaşına kadar yaşadı.

Mein Großvater sollte neunzig Jahre alt werden.

Napolyon, Elba adasında sürgünde yaşadı.

Napoleon lebte auf der Insel Elba im Exil.

Fabio Şangay'da iki yıl yaşadı.

Fabio lebte zwei Jahre in Schanghai.

Tom zor bir hayat yaşadı.

Tom hatte ein schweres Leben.

Tom orada tek başına yaşadı.

Tom lebte dort alleine.

O, orada tek başına yaşadı.

Sie wohnte allein dort.

Tom yıllarca tek başına yaşadı.

Tom lebte mehrere Jahre allein.

Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.

Mein Onkel hat zwei Jahre lang in Washington gelebt.

Tom hayatının çoğunu Boston'da yaşadı.

Tom lebte den Großteil seines Lebens in Boston.

Tom ciddi kafa travması yaşadı.

Tom erlitt eine schwere Kopfverletzung.

O, Azerbaycan'da 4 yıl yaşadı.

Er hat vier Jahre in Aserbaidschan gelebt.

Tom üç yıl Boston'da yaşadı.

Tom hat drei Jahre lang in Boston gewohnt.

Tom 90 yaşına kadar yaşadı.

Tom wurde neunzig Jahre alt.

Tom üç ay bizimle yaşadı.

Tom wohnte drei Monate bei uns.

O, 90 yaşına kadar yaşadı.

Er lebte bis ins Alter von 90 Jahren.

Amerikan ekonomisi bir durgunluk yaşadı.

Die amerikanische Wirtschaft litt unter einer Rezession.

O, seksen yaşına kadar yaşadı.

Er wurde achtzig Jahre alt.

Tom 97 yaşına kadar yaşadı.

Tom wurde 97 Jahre alt.

Mary birkaç ay manastırda yaşadı.

- Mary hat ein paar Monate lang in einem Konvent gelebt.
- Mary hat ein paar Monate lang in einem Kloster gelebt.
- Mary hat ein paar Monate lang im Kloster gelebt.

Tom 93 yaşına kadar yaşadı.

Tom wurde 93 Jahre alt.

Tom doksan yaşına kadar yaşadı.

Tom wurde neunzig Jahre alt.

Jimmy, Cindy ile ilişki yaşadı.

Jimmy füßelte mit Cindy.

Tom üç yıl bizimle yaşadı.

Tom wohnte drei Jahre bei uns.

- Kız kardeşler birbirleriyle ahenk içerisinde yaşadı.
- Kız kardeşler birbirleriyle uyum içinde yaşadı.

Die Schwestern lebten in Eintracht miteinander.

Kız kardeşler 100 yaşına kadar yaşadı.

Die Schwestern wurden 100 Jahre alt.

O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.

- Sie lebte ein ruhiges Leben auf dem Land.
- Sie führte ein ruhiges Landleben.

Onlar orada mutlu bir hayat yaşadı.

Sie führten dort ein glückliches Leben.

Bu köyde güzelı bir kız yaşadı.

Ein hübsches Mädchen lebte in dem Dorf.

Neden o Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadı?

Warum hat er in den Vereinigten Staaten gewohnt?

Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşadı.

Tom lebte in einem kleinen Fischerdorf.

Tom maaşı ile geçinmede zorluk yaşadı.

Tom hatte Schwierigkeiten, mit seinem Gehalt über die Runden zu kommen.

Bay Smith üç yıl Kyoto'da yaşadı.

Herr Smith hat drei Jahre in Kyoto gewohnt.

Tom bu yeri bulmada sıkıntı yaşadı.

Tom hatte Schwierigkeiten, herzufinden.

Tom Jackson 93 yaşına kadar yaşadı.

Tom Jackson wurde 93 Jahre alt.

Caroline Herschel 98 yaşına kadar yaşadı.

Caroline Herschel wurde 98 Jahre alt.

Tom'un annesi 103 yaşına kadar yaşadı.

Toms Mutter ist 103 Jahre alt geworden.

Ken Kobe'de ne kadar süre yaşadı?

Wie lange lebt Ken schon in Kobe?

Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.

Manchmal hat er Schwierigkeiten, seine Auffassungen gut auszudrücken.

Loş bir yerde yaşadı ve öldü.

Er lebte und starb in Vergessenheit.

Tom Boston'un ilginç bir bölümünde yaşadı.

- Tom lebte in einem interessanten Teil von Boston.
- Tom wohnte in einem interessanten Teil von Boston.

Tom üç yıl önce burada yaşadı.

Tom wohnte vor drei Jahren hier.

Tom bütün hayatı boyunca Boston'da yaşadı.

Tom lebt schon sein ganzes Leben in Boston.

Karısı öldüğünden beri Tom yalnız yaşadı.

Tom lebt allein, seit seine Frau gestorben ist.