Translation of "New" in German

0.007 sec.

Examples of using "New" in a sentence and their german translations:

- New York'ta yaşıyorum.
- Ben New York'ta yaşıyorum.

Ich lebe in New York.

- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta oturuyor.
- John, New York'ta yaşar.

John lebt in New York.

New York'ta yaşıyoruz.

- Wir wohnen in New York.
- Wir leben in New York.

New York nasıldı?

Wie war New York?

New York'ta yaşıyorum.

Ich lebe in New York.

- New York Times'ı okuyorum.
- New York Times okurum.

Ich lese die New York Times.

- John, New York'ta yaşıyor.
- John, New York'ta yaşar.

John lebt in New York.

- Biz New York'a gece vardık.
- Geceleyin New York'a vardık.

Wir sind am Abend in New York angekommen.

Teyzem New York'ta yaşıyor.

Meine Tante lebt in New York.

New York'a seyahat edelim.

- Lass uns eine Reise nach New York machen.
- Lasst uns eine Reise nach New York machen.

New York nasıl buluyorsun?

Wie gefällt dir New York?

New York'ta hava nasıl?

Wie ist das Wetter in New York?

New York'ta yolumu kaybettim.

In New York habe ich mich verlaufen.

Amcam New York'ta yaşıyor.

- Mein Onkel lebt in New York.
- Mein Onkel wohnt in New York.

New York'u sever misin?

Gefällt Ihnen New York?

Londra'dan New York'a uçtum.

Ich bin von London nach New York geflogen.

Uçak New York'a yaklaşıyor.

Das Flugzeug nähert sich New York.

New York Times'ı okuyorum.

Ich lese die New York Times.

O, New York'ta yaşar.

Sie lebt in New York.

New York'un nüfusu nedir?

Wie viele Einwohner hat New York?

Tom New York'ta olabilir.

Tom könnte in New York sein.

Ben New York'ta yaşıyorum.

Ich lebe in New York.

Londra'dan New York'a uçtuk.

Wir flogen von London nach New York.

New York'ta yaşamak istiyorum.

Ich würde gerne in New York leben.

John, New York'ta yaşar.

John lebt in New York.

New York'a gitmek istiyorum.

Ich möchte nach New York.

O, New York'ta yaşıyor.

Er wohnt in New York.

New York treni budur.

- Dies ist der Zug nach New York.
- Das ist der Zug nach New York.

Aslen New York City'denim.

Ich bin ursprünglich aus New York City.

Rockefeller New York'un valisiydi.

Rockefeller war Gouverneur von New York.

- O iki hafta New York'ta olacak.
- İki haftalığına New York'ta olacak.
- İki hafta boyunca New York'ta olacak.

Sie wird für zwei Wochen in New York sein.

Tom bir New Yorklu ama onun bir New York aksanı yok.

Tom kommt aus New York, spricht aber nicht wie von dort.

Aslında hiç New York'ta bulunmadı.

In Wirklichkeit ist er nie in New York gewesen.

Gelecek ay New York'a gidecek.

Er wird nächsten Monat nach New York gehen.

New York ziyaret etmeye değer.

New York ist einen Besuch wert.

Gezgin, akşam New York'a ulaştı.

Der Reisende kam am Abend in New York an.

Önümüzdeki hafta New York'a gidiyorum.

- Ich fahre nächste Woche nach New York.
- Ich fahre nächste Woche nach Neuyork.

New York yoluyla Paris'e uçtu.

Sie flogen via New York nach Paris.

Tom şimdi New York'ta değil.

Didymus ist jetzt nicht in New York.

Seni New York'ta ne bekliyor?

Was erwartet dich in New York?

New York'u ziyaret etmek istiyorum.

Ich würde gern New York besuchen.

Köye New Amsterdam adını verdiler.

Sie nannten das Dorf Neu-Amsterdam.

Jack Nicholson, New Jersey'de büyüdü.

Jack Nicholson wuchs in New Jersey auf.

En ünlü müzeleri New York'dakilerdir.

Die Museen sind New Yorks ganzer Stolz.

Oğlu onu New York'tan aradı.

Ihr Sohn rief aus New York an.

New York'un her karışını bilirim.

Ich kenne New York wie meine eigene Westentasche.

New York'ta hiç bulundun mu?

Warst du schon einmal in New York?

Uçak New York'a zamanında vardı.

Das Flugzeug kam pünktlich in New York an.

New York'ta bir kez bulundum.

Ich bin einmal in New York gewesen.

Önümüzdeki hafta New York'a gideceğim.

Ich fahre nächste Woche nach Neuyork.

New York'ta daireler çok pahalıdır.

Wohnungen sind in New York sehr teuer.

New York'ta ne kadar kalacaksın?

- Wie lange bleibst du in New York?
- Wie lange bleiben Sie in New York?
- Wie lange bleibt ihr in New York?

Bu tren New York'a gider.

Dieser Zug fährt nach New York.

Ken asla New York'ta bulunmadı.

Ken ist noch nie in New York gewesen.

New York'a bir yolculuk planlıyoruz.

Wir planen eine Reise nach New York.

New York büyük bir şehir.

New York ist eine große Stadt.

- Birçok ünlü sanatçılar New York'ta yaşarlar.
- Birçok ünlü sanatçı New York'ta yaşıyor.

Viele berühmte Künstler leben in New York.

- Bir iş aramak için New York'a geldi.
- İş aramak için New York'a geldi.

Er kam nach New York, um eine Arbeit zu suchen.

Gelecek hafta New York'a hareket edecek.

Er fährt nächste Woche nach New York ab.

Biz geçen sonbaharda New York'a taşındık.

Wir sind im letzten Herbst nach New York gezogen.

New York City'nin nüfusu ne kadar?

Wie groß ist die Bevölkerung von New York?

New York'a tren saat kaçta kalkıyor?

Um wie viel Uhr fährt der Zug nach New York ab?

New York'a aktarmasız bir uçuş istiyorum.

Ich hätte gerne einen Direktflug nach New York.

O, New York'a ne kadar uzakta?

Wie weit ist es bis New York?

Biz New York'a Büyük Elma deriz.

Wir bezeichnen New York als den „dicken Apfel“.

New York'un nüfusu Tokyo'nunkinden daha küçüktür.

Die Bevölkerung von New York ist kleiner als die von Tokyo.

New York'ta birçok Japon restoranı var.

Es gibt zahlreiche japanische Restaurants in New York.

New York Londra'ya ne kadar uzaklıktadır?

Wie weit ist es von New York bis London?

Tom çocukluğundan beri New York'ta yaşamaktadır.

Tom lebt schon seit seiner Kindheit in New York.

Ünlü orkestra şefi New York'ta yaşıyor.

Der berühmte Dirigent lebt in New York.

O, iki haftalığına New York'ta olacak.

Er wird für zwei Wochen in New York sein.

Ben gelecek hafta New York'a gideceğim.

Ich fahre nächste Woche nach Neuyork.

New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.

Ich bin beeindruckt von deinem jüngsten Inserat in der „New York Times“.

New York, Londra'dan ne kadar uzaklıktadır?

Wie weit sind New York und London voneinander entfernt?

O, üç hafta New York'ta kaldı.

- Er verbrachte drei Wochen in New York.
- Er hat drei Wochen in New York verbracht.

New York şehrinin sert ortamında büyüdü.

Sie wuchs auf dem rauen Pflaster von New York City auf.

New York dünyanın en büyük şehridir.

New York ist die größte Stadt der Welt.

New York'u avucumun içi gibi bilirim.

Ich kenne New York wie meine eigene Westentasche.

Tom New York Yahudi cemaatinde büyüdü.

Tom ist in der jüdischen Gemeinde von New York aufgewachsen.

Tom eski New York Polis Dairesinden.

Tom ist ein ehemaliger New Yorker Polizist.

O New England'da yatılı okula gitti.

Sie besuchte ein Internat in Neuengland.

New York'u ne zaman ziyaret ettin?

- Wann hast du New York besucht?
- Wann habt ihr New York besucht?
- Wann haben Sie New York besucht?

O, New York'u oldukça iyi bilir.

Er kennt New York wie seine Westentasche.

Malzemelerini New York'ta almak zorunda kaldılar.

Sie mussten ihre Vorräte in New York kaufen.