Translation of "Gibiydi" in German

0.006 sec.

Examples of using "Gibiydi" in a sentence and their german translations:

Tatlı gibiydi.

Er war irgendwie süß.

Deniz çarşaf gibiydi.

Das Meer war spiegelglatt.

Tom uyuyor gibiydi.

Tom schien zu schlafen.

Balıklar bile şaşkın gibiydi.

Der Fisch schien sogar verwirrt.

Neredeyse bir rüyâ gibiydi.

Es war fast wie ein Traum.

Tom üstüne alınıyor gibiydi.

Tom schien es persönlich zu nehmen.

O bir melek gibiydi.

Sie war wie ein Engel.

O, bir rüya gibiydi.

Es war wie ein Traum.

O tam düşündüğüm gibiydi.

Es war genau so, wie ich es gedacht hatte.

Tom rahatsız olmuş gibiydi.

Tom wirkte gereizt.

Tom'un ilgisini çekmemiş gibiydi.

Tom schien nicht interessiert zu sein.

Sanki arkamda buzdolabı sürüklüyorum gibiydi.

Es klang, als schleifte ich einen Kühlschrank hinter mir her.

Sınavından sonra kafan bomboş gibiydi.

Nach der Prüfung kam ihm sein Kopf absolut leer vor.

Trang'in partisi cenaze evi gibiydi.

Trangs Party war wie eine Totenwache.

Tom bana bir baba gibiydi.

Tom war wie ein Vater für mich.

O bir peri masalı gibiydi.

Es war wie im Märchen.

Kent tıpkı önceden olduğu gibiydi.

- Die Stadt war genauso wie vorher.
- Die Stadt hatte sich nicht verändert.

- Bay Wood Tony'ye bir baba gibiydi.
- Bay Wood, Tony için baba gibiydi.

Herr Wood war wie ein Vater für Tony.

Bütün çocuklar o annenin evladı gibiydi

Alle Kinder waren wie der Sohn dieser Mutter

Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.

Die Grenzen zwischen ihm und mir lösten sich auf.

Ağır çekim bir film izlemek gibiydi.

Es war wie ein Film in Zeitlupe.

Tom Mary için bir baba gibiydi.

Tom war für Maria wie ein Vater.

O benim için bir baba gibiydi.

Er war wie ein Vater für mich.

O bana ikinci bir anne gibiydi.

Sie war für mich wie eine zweite Mutter.

Tom benim için bir oğul gibiydi.

Tom war wie ein Sohn für mich.

Bay Wood, Tony için baba gibiydi.

Herr Wood war wie ein Vater für Tony.

Sanki hiç o işaretten korkmaları öğretilmemiş gibiydi.

Als hätten sie nie gelernt, Angst davor zu haben.

- Balık somon gibiydi.
- Balığın tadı somonunkine benziyordu.

Der Fisch schmeckte wie Lachs.

- O bir rüya gibi hissetti.
- Rüya gibiydi.

Es war traumhaft.

Sanki dünya onun ayağının altından kaybolmuş gibiydi.

Es war, als ob die Erde unter seinen Füßen verschwinden würde.

- Tom hemen herkesi tanıyor gibiydi.
- Tom neredeyse herkesi tanıyor gibi duruyordu.
- Tom hemen hemen herkesi tanıyor gibiydi.

Tom schien nahezu jeden zu kennen.

Tom, Mary'nin orada olduğunu bile fark etmemiş gibiydi.

Tom schien gar nicht zu bemerken, dass Maria da war.

Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi.

Teile der Stadt glichen nach dem Sturm einem Katastrophengebiet.

Hanımefendisi olmayan bir şövalye yapraksız bir ağaç gibiydi.

Ein Ritter ohne Dame war wie ein Baum ohne Blätter.

- Tom epey heyecanlı görünüyordu.
- Tom oldukça heyecanlanmış gibiydi.

- Tom schien ziemlich aufgeregt zu sein.
- Tom machte einen ziemlich aufgeregten Eindruck.
- Tom wirkte ziemlich aufgeregt.

- Problemin çözümü yok gibiydi.
- Problemin çözümü yok gibi görünüyordu.

Es schien keine Lösung für das Problem zu geben.

- Tom aşama katediyor gibiydi.
- Tom'da ilerleme var gibi görünüyordu.

Tom schien Fortschritte zu machen.

Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.

Fast, als wäre er frei gefallen, sehr geschickt, total heimisch in seiner Umgebung.

Öğrencinin susmasını istedim. Bir duvarla konuşmak gibiydi, bir şey olmadı.

Ich bat die Schüler ihren Geräuschpegel etwas runterzufahren. Es war, als wenn ich gegen eine Wand redete; nichts passierte.

Sanki, "6 Milyon Dolarlık Adam" filminin hüzünlü bir versiyonu gibiydi.

wie eine melancholische Version des "Sechs-Millionen-Dollar-Manns".

- O beklenmeyen bir gök gürültüsü gibiydi.
- Damdan düşer gibi oldu.

Es kam wie ein Blitz aus heiterem Himmel.

- Tom ilgileniyor gibi görünüyordu.
- Tom ilgilenmiş gibi duruyordu.
- Tom ilgileniyor gibiydi.

- Tom schien interessiert zu sein.
- Tom machte einen interessierten Eindruck.

Uzun yıllardır saman nezlesi çektiğim için bu ilaç gerçekten bir kurtuluş gibiydi.

Für mich, der ich lange Jahre unter Heuschnupfen litt, war dieses Mittel wirklich wie eine Erlösung.

- Tom benim için bir baba gibiydi.
- Tom benim için baba gibi.
- Tom benim için baba yarısı gibidir.
- Tom bana çok babalık yaptı.
- Tom'un çok babalığını gördüm.

Tom ist für mich wie ein Vater gewesen.