Translation of "Olmuş" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Olmuş" in a sentence and their polish translations:

Baksanıza, resmen paramparça olmuş.

Został całkowicie zniszczony.

O, hasta olmuş görünüyordu.

Wygląda na to, że chorował.

Bu nasıl olmuş olabilir?

Jak to się mogło stać?

Araban bütünüyle harap olmuş.

Twój samochód jest kompletnie rozbity.

Arabama bir şey olmuş.

Coś stało się z moim samochodem.

Tom memnun olmuş görünüyor.

Tom wygląda na zadowolonego.

Henüz ikna olmuş değiliz.

Nie jesteśmy jeszcze przekonani.

Bir şey olmuş olmalı.

Coś musiało się stać.

Tom ikna olmuş görünmüyor.

Tom nie wygląda na przekonanego.

Gömleğin ters yüz olmuş.

Twoja koszulka jest na lewą stronę.

Meşguliyet bir onur nişanı olmuş

Zapracowanie to powód do dumy,

Aynı şey Tom'a olmuş olmalı.

To samo musiało się przydarzyć Tomowi.

Bir şey olmuş gibi görünüyor.

Wygląda na to, że coś się stało.

Korkunç bir şey olmuş olmalı.

Coś strasznego musiało się stać.

Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.

Granice między nią a mną zdawały się znikać.

Jack, derinden pişman olmuş gibi görünüyor.

Jack zdaje się mocno tego żałować.

- O tatmin olmuş mu?
- Memnun mu?

Czy jest zadowolona?

Yolda ona bir şey olmuş olmalı.

Musiało coś mu się przydarzyć po drodze.

- Ne olmuş olabilirdi bilemiyorum.
- Ne olabilirdi bilmiyorum.

Nie wiem co mogło się stać.

Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.

Ken złapał chyba solidne przeziębienie.

SARS'ta olandan çok daha fazla enfekte olmuş insan var.

a jest ich o wiele więcej niż podczas SARS,

Boğazları ve kan damarları öyle eşsiz adapte olmuş ki

Ich gardło i naczynia krwionośne są przystosowane

O palto çok paraya mal olmuş olabilir ama değer.

Ten płaszcz kosztuje majątek, ale jest wart swojej ceny.

- Öyleyse ne yapmalı?
- Ne yani?
- Ne olmuş?
- E yani?
- Eee?

- No i co?
- No i?

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

Zupełnie zniknęło. Szukajcie po drugiej stronie góry.

Fransa'nın şaraba bağlı oldukları kadar bağlılar. Unutmayın ki bu dağlar arasında izole olmuş ve

jak Francja na ich wino. Nie zapomnij, że jest to kraj izolowany

- Televizyon haberine göre, Hindistan'da bir uçak kazası olmuş.
- TV haberine göre, Hindistan'da bir uçak kazası vardı.

Według wiadomości telewizyjnych, w Indiach miała miejsce katastrofa samolotu.