Translation of "Olmuş" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Olmuş" in a sentence and their arabic translations:

Yok olmuş

ينقرض

5 litre yağ olmuş 40 lira olmuş

5 لترات من النفط 40 ليرة

O vesile olmuş.

والذي جعل ذلك ممكنًا.

Ve şimdi CEO olmuş.

و تترأس شركة.

Baksanıza, resmen paramparça olmuş.

‫انظر، لقد تحطمت بالكامل.‬

Tom ikna olmuş görünmüyor.

لا يبدو على توم أنه مقتنعٌ.

Gömleğin ters yüz olmuş.

قميصك ملبوس بالمقلوب.

Sami altüst olmuş görünüyordu.

بدا سامي مستاءا.

Aşırı dramatik olmuş gibi gelebilir.

يبدو ذلك دراميًا طوال الوقت،

Meşguliyet bir onur nişanı olmuş

الإنشغال علامة تدل على التميز.

O zengin olmuş gibi görünüyor.

يبدو عليه أنه كان غنياً في يوم من الأيام.

Vietnam Savaşı sırasında savaş esiri olmuş

واستخلصت من تجارب الأدميرال ستوكديل،

İşte o zaman ''graced'' olmuş olacaksınız.

الآن أنا أعلم أنه عندما تكون "graced"

Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.

‫يبدو أن الحدود بيني وبينها تتلاشى.‬

Sanırım Tom'a bir şey olmuş olabilir.

أظن أن شيئا ما ربما حدث لتوم.

Birçoğu daha kendileri çocukken anne olmuş durumdalar.

والعديد منهن اصبحن أمهات وهن لا يزلن في مرحلة الطفولة.

Bir arkadaşımız soruyor ya saçlarım asıl olmuş

صديق يسأل أو شعري حقيقي

Bizde ona ya çok güzel olmuş ya

نحن لطفاء جدا معه أيضا

O kısım doğu değil batı olmuş olacak

هذا الجزء سيكون غربًا وليس شرقيًا

"Neler olmuş acaba?" diye görmek istemez misiniz?

"ماذا حدث؟" ألا تريد أن ترى؟

O sınıfın öğretmeni sonradan Müslüman olmuş biri.

كان مدرّس ذلك الصّفّ معتنقا للإسلام.

Eğer kristal küreniz olmuş olsaydı ve sonucu öngörebilseydiniz

ولو كنتم تملكون الكرة البلورية وكنتم تستطيعون التنبؤ بالنتيجة،

Yani aslında ulaşım çok daha yavaş olmuş olsaydı

لذلك إذا كان النقل أبطأ بكثير

Herhalde bu muhtemelen havaalanından veya karayoluyla olmuş olabilir

ربما حدث هذا من المطار أو عن طريق البر

Olayı sanki daha dün olmuş gibi net hatırlıyorum.

أتذكر الحادثة بكل وضوح وكأنها حدثت البارحة فقط.

SARS'ta olandan çok daha fazla enfekte olmuş insan var.

هناك العديد والمزيد من الأشخاص المصابين أكثر مما كان مع ظهور فيروس سارس.

Boğazları ve kan damarları öyle eşsiz adapte olmuş ki

فحلقهم وأوعيتهم الدموية تتأقلم بشكل لا مثيل له

- Öyleyse ne yapmalı?
- Ne yani?
- Ne olmuş?
- E yani?
- Eee?

- و ماذا لو حصل ذلك؟
- إذَنْ؟

Parayı da cebine koymuş yeni transfer olmuş ama sürekli şunu söylüyor;

وتم إعطاء المال له، ولكنه ظل يقول:

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

‫اختفت تماماً الآن.‬ ‫لننقل البحث إلى الجانب الآخر من الجبل.‬

- Yeterli param olmuş olsaydı çantayı alırdım.
- Yeterli param olsaydı çantayı alırdım.

لو كان لدي ما يكفي من المال لاشتريت تلك الحقيبة.

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

بفضل إنضباطهم وتنظيمهم، تمكنوا ببطء من قلب الموازين بقوة شديدة

O döneme kadar dümdüz resimler çizilirken o tabloyla beraber perspektif bir çalışma olmuş

حتى ذلك الوقت ، أثناء رسم صور مستقيمة ، كانت هناك دراسة منظورية مع تلك اللوحة.

Taracco ve Ebro'da vaki olmuş savaşlardaki başarısı ve onun çoğu İberyalı kabileyi Roma tarafına çeken...

تاراكو وإبرو، وكذلك أساليبه الدبلوماسية المرنة التي من خلالها صاغ