Translation of "Ekstra" in German

0.004 sec.

Examples of using "Ekstra" in a sentence and their german translations:

Bizim ekstra paramız yok.

Wir haben kein Geld übrig.

Kalıcılık ekstra bir maliyettir.

Dauerwelle kostet extra.

Piller için ekstra ücret ödemeniz gerekir.

Die Batterien muss man extra bezahlen.

Planımızın bir sürü ekstra avantajları var.

Unser Plan hat viele zusätzliche Vorteile.

Ne kadar ekstra ödemek zorunda kalacağız.

Wie viel werden wir zusätzlich bezahlen müssen?

Onun etrafında ekstra dikkatli olmak zorundasın.

Bei ihm musst du sehr vorsichtig sein.

Kahvaltı için ekstra bir ücret var.

Das Frühstück wird gesondert berechnet.

Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.

Sie beschlossen das übrige Essen zurückzulassen.

- Tom ekstra peynirli bir biberli pizza ısmarladı.
- Tom ekstra peynirli bir biberli pizza sipariş etti.

Tom hat sich eine Pizza mit Peperoniwurst und extra viel Käse bestellt.

Artık ekstra her vücudun sıcaklığı hoş karşılanıyor.

Jetzt ist jeder Wärmespender willkommen.

Patates kızartmam için ekstra tuz rica ettim.

- Ich bat um mehr Salz für meine Pommes frites.
- Ich bat um mehr Salz für meine Pommes.

Tom ekstra büyük bir pizza sipariş etti.

Tom bestellte sich eine extragroße Pizza.

Patreon sayfamızı ziyaret edin . Ekstra epik tarih içeriği

Frühzugriff erhalten und bei der Auswahl zukünftiger Themen helfen können.

Bu iş onu ayda ekstra 60.000 yen getiriyor.

Diese Arbeit bringt ihm zusätzlich 60.000 Yen im Monat ein.

Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.

So kann man sich nebenbei etwas hinzuverdienen.

Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?

Haben wir eines übrig, das Tom sich ausleihen kann?

Vagonda birkaç araç ve birkaç ekstra silah vardı.

In dem Waggon gab es einige Werkzeuge und ein paar Extrawaffen.

Ne yazık ki anne foklar tarafından bu ekstra mesafeye

Leider verbrauchen die Muttertiere für diese Extrastrecke so viele Kalorien,

Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.

Tom verdiente sich ein wenig dazu, indem er eins seiner Zimmer an einen Studenten vermietete.

Tatilimiz o kadar eğlenceliydi ki ekstra bir hafta kalmaya karar verdik.

Unser Urlaub hat so viel Spaß gemacht, dass wir uns entschieden haben eine weitere Woche zu bleiben.

El altında ekstra birkaç bataryaya sahip olmak asla kötü bir fikir değil.

Ein paar Ersatzbatterien zur Hand zu haben ist niemals eine schlechte Idee.

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

Tom kaufte sich einen Eimer voll mit extrawürzigem Brathähnchen und eine Ladung Krautsalat.

- Onun için fazladan bir masraf olacak mı?
- Onun için ekstra bir ücret olacak mı?

- Wird dafür ein Aufgeld verlangt?
- Wird das zusätzlich kosten?
- Wird das einen Zuschlag kosten?

Patreon sayfamızı ziyaret edin . Ekstra epik tarih içeriği ve düzenli güncellemeler için bizi Facebook, Instagram veya Twitter'da da takip edebilirsiniz .

und regelmäßige Updates zu erhalten.