Translation of "Zorundasın" in Hungarian

0.011 sec.

Examples of using "Zorundasın" in a sentence and their hungarian translations:

Gitmek zorundasın.

- Menned kell.
- Mennetek kell.

Gelmek zorundasın.

Jönnöd kell.

Denemek zorundasın!

Meg kell próbálnod.

Çalışmak zorundasın.

Dolgoznod kell.

Uyumak zorundasın.

Le kell feküdnöd.

Başlamak zorundasın.

Kezdened kell!

Uyanmak zorundasın.

Föl kell kelned.

Uyumlanmak zorundasın.

Alkalmazkodnod kell.

Hayatta kalmak zorundasın.

Túl kell élned.

Peşin ödemek zorundasın.

Előre kell fizetnie.

Odanı temizlemek zorundasın.

- Ki kell takarítanod a szobádat.
- Ideje kitakarítanod a szobádat.

Bunu yapmak zorundasın.

Ezt meg kell tenned.

Korkularınla yüzleşmek zorundasın.

Kell, hogy szembenézz a félelmeiddel.

Benimle gelmek zorundasın.

- Velem kell jönnöd.
- Muszáj velem jönnöd.

Tom, kalkmak zorundasın.

Tom, fel kell kelned.

Acele etmek zorundasın.

Sietned kell.

Su içmek zorundasın.

Vizet kell innod.

Derhal gitmek zorundasın.

Most menned kell.

Sen kalkmak zorundasın.

Föl kell kelned.

Şimdi ayrılmak zorundasın.

Most menned kell.

Sadece uyarlamak zorundasın.

Csak alkalmazkodnod kell.

Yardım etmek zorundasın.

- Segítened kell.
- Segíteniük kell!

Kendini savunmak zorundasın.

Meg kell védened magad.

Ortadan kaybolmak zorundasın.

El kell tűnnöd.

Etkin olmak zorundasın.

Hatékonynak kell lenned.

Okula gitmek zorundasın.

Iskolába kell menned.

Hatayı bulmak zorundasın.

Meg kell találnod a hibát.

Soruyu yanıtlamak zorundasın.

Meg kell válaszolnod a kérdést.

Rezervasyon yaptırmak zorundasın.

Előre kell foglalnia.

İngilizce konuşmak zorundasın.

Angolul kell beszélned.

Onlarla konuşmak zorundasın.

Beszélned kell velük.

Onunla konuşmak zorundasın.

Beszélned kell vele.

Sen hastaneye gitmek zorundasın.

Kórházba kell menned.

Uyanık kalmaya çalışmak zorundasın.

Ébren kell maradnod!

Daha sıkı çalışmak zorundasın.

Jobban kell tanulnod.

Annene yardım etmek zorundasın.

Segítened kell anyádnak.

Sen Tom'u dinlemek zorundasın.

Hallgatnod kell Tomira.

Önce Tom'a sormak zorundasın.

Először Tomit kell kérdezned.

- Yemek zorundasın.
- Yemek zorundasınız.

Enned kell.

Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.

- Abba kell hagynod a szerencsejátékot.
- Abba kell hagynod a nyerőgépezést.

Sadece bana güvenmek zorundasın.

Egyszerűen csak bíznod kell bennem.

Sadece kendini suçlamak zorundasın.

- Saját hiba.
- Magadnak köszönheted.

Sen Tom'la konuşmak zorundasın.

Beszélned kell Tamással.

Bu filmi seyretmek zorundasın.

- Látnod kell ezt a filmet.
- Meg kell nézned ezt a filmet.

Kelime sırasını değiştirmek zorundasın.

Meg kell változtatnod a szavak sorrendjét.

Çok sakin olmak zorundasın.

Nagyon nyugodtnak kell lenned.

İçmeye son vermek zorundasın.

Abba kell hagynod az ivást.

Şimdi yatmaya gitmek zorundasın.

Most már le kell feküdnöd.

Sen gerçeklerle yüzleşmek zorundasın.

Szembe kell nézned a tényekkel.

Bunu şimdi yapmak zorundasın.

Ezt most meg kell csinálnod!

Ona kendin sormak zorundasın.

Magadnak kell megkérdezned.

- Eve gitmelisin.
- Eve gitmek zorundasın.

- Haza kell menned.
- Haza kell menniük.

- Geri gelmek zorundasın.
- Geri gelmelisin.

Vissza kell jönnöd.

İçeri girmeme izin vermek zorundasın.

Muszáj, hogy beengedj.

Bana bir şey söylemek zorundasın.

- El kell valamit mondanod.
- El kell, hogy mondj valamit.

Bu işte beynini kullanmak zorundasın.

Ebben a munkában használnod kell a fejedet is.

Yine de parasını ödemek zorundasın.

Akkor is fizetned kell érte.

Sen ne kadar ödemek zorundasın?

Mennyit kell fizetned?

Bunu göz önüne almak zorundasın.

- Ezzel számolnod kell.
- Ezt számításba kell venned!
- Ezt figyelembe kell venned!

- Onu yapmak için, risk almak zorundasın.
- Bunu yapmak için riskler almak zorundasın.

- Hogy ezt megtedd, kockázatot kell vállalnod.
- Kockáztatnod kell, ha ezt meg akarod tenni.

Bu zor sorunların üstesinden gelmek zorundasın.

- Meg kell küzdened ezekkel a bonyolult problémákkal.
- Azokkal a nehéz problémákkal meg kell birkóznod.

Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.

Önnek ezután csak ki kell töltenie ezt a lapot.

Açmak için o kapıyı itmek zorundasın.

Meg kell nyomnod azt az ajtót, hogy kinyíljon.

"Mary, bana güvenmek zorundasın." "Sana güvenmiyorum!"

- Meg kell bíznod bennem, Mari! - Csakhogy én nem bízom benned.

Bana bir şans daha vermek zorundasın.

- Adnod kell nekem egy másik esélyt.
- Kell, hogy adj még egy lehetőséget.

Araba sürmeyi öğrenmeme yardım etmek zorundasın.

Segítened kell megtanulnom vezetni.

Ücretli geçiş gişesinde ödeme yapmak zorundasın.

A fizetőkapunál kell fizetned.

Yarın erken kalkmak zorundasın. Neden yatmıyorsun?

Korán kell kelned holnap. Miért nem fekszel le?

- Onu satmak zorundasın.
- Sen onu satmalısın.

El kell adnod.

- Benimle gelmek zorundasın.
- Sen benimle gelmelisin.

- Velem kell jönnie.
- Velem kell jönnöd.

- Daha fazla çalışmalısın.
- Daha fazla çalışmak zorundasın.

Többet kell tanulnod.

Ne yiyip içtiğine özel dikkat göstermek zorundasın.

Különösen figyelned kell arra, hogy mit eszel és iszol.

Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.

- Keress egy mellékállást!
- Úgy gondolom, hogy kell keresnie egy részmunkaidős állást.

Ne kadar kazanırsan o kadar kaybetmek zorundasın.

Minél több mindent értél el, annál többet veszíthetsz.

- Burada İngilizce konuşmak zorundasın.
- Burada ingilizce konuşmalısın.

Itt angolul kell beszélni.

Ne kadar yorgun olursan ol, onu yapmak zorundasın.

Bármennyire is kivagy, meg kell tenned!

- Bir şeye inanmalısınız.
- Sen bir şeye inanmak zorundasın.

Hinned kell valamiben.

- Tom'u görmen gerekiyor.
- Tom'u görmelisin.
- Tom'u görmek zorundasın.

- Meg kell látogatnod Tomit.
- Látnod kell Tomit.

- Eve gelmek zorundasın.
- Eve gelmelisin.
- Eve gelmen gerekiyor.

- Haza kell jönnöd.
- Haza kell lesz jönnöd.
- Haza kell, hogy jöjj.
- Muszáj hazajönnöd.

Böyle pek uygunsuz saatlerde neden beni aramak zorundasın?

Miért egy ilyen istentelen órában kell felhívnod engem?

Ne kadar az kazanırsan o kadar az kaybetmek zorundasın.

Ha kevesed van, akkor keveset veszíthetsz.

Ben seni affetmeden önce öncelikle hatanı kabul etmek zorundasın.

Csak akkor bocsátok meg neked, ha először beismered a hibádat.

Sen her zaman son sözü söylemek zorundasın, değil mi?

Mindig a tiéd kell, hogy legyen az utolsó szó, igaz?

- Gitmek zorunda olman çok kötü.
- Ne yazık ki gitmek zorundasın.

Kár, hogy menned kell.

Babanın kim olduğu umurumda değil. Hala benim emirlerime uymak zorundasın.

Nem érdekel, mi az apád! Attól még követned kell az utasításaimat.

- Bunu denemelisin.
- Bunu denemek zorundasın.
- Bunu denemen gerekiyor.
- Bunu denemen lazım.

Ki kell próbálnod.

- Bunu görmen lazım.
- Bunu görmen gerekiyor.
- Bunu görmelisin.
- Bunu görmek zorundasın.

Ezt látnod kell.

Gerçekten kıskançlığını kontrol etmek zorundasın. O senin içindeki bir canavar gibidir.

Tényleg pórázon kell tartanod a féltékenységedet! Ez egy benned élő állat.

Bir şirkete girer girmez istesen de istemesen de şirket için çalışmak zorundasın.

Amint belépsz egy vállalathoz, akár akarod, akár nem, annak a vállalatnak kell dolgoznod.

Sadece bunun işe yaradığını bilmek zorundasın. Bunun nasıl işe yaradığını bilmen gerekmiyor.

Elég, ha annyit tudsz, hogy működik. Nem kell tudnod, hogyan.