Translation of "Etmeyecek" in French

0.033 sec.

Examples of using "Etmeyecek" in a sentence and their french translations:

Fark etmeyecek.

Ça ne fera aucune différence.

Kimse fark etmeyecek.

- Personne ne va remarquer.
- Personne ne remarquera.

Tom pes etmeyecek.

Thomas ne cédera pas.

Şu sana yardım etmeyecek.

- Ça ne va pas t'aider.
- Cela ne va pas t'aider.

Yarın sizi ziyaret etmeyecek.

Il ne vous rendra pas visite demain.

Onu ödemeyi ihmal etmeyecek.

Il ne manquera pas de le payer.

Panik yapmak yardım etmeyecek.

Se paniquer ne va pas aider.

Tom fakirlere yardım etmeyecek.

Tom n'aidera pas les pauvres.

Kimse tebrik etmeyecek mi?

- Personne ne va-t-il me féliciter ?
- Personne ne va-t-il nous féliciter ?

Kimse size yardım etmeyecek.

- Personne ne t'aidera.
- Personne ne vous aidera.

O sana yardım etmeyecek.

Cela ne vous sera d’aucun secours.

Kimse sana yardım etmeyecek.

- Personne ne va t'aider.
- Personne ne va vous aider.

Kimse sana kötülük etmeyecek.

Personne ne va te faire de mal.

Onlar bize yardım etmeyecek...

Ils ne vont pas nous aider...

Bu bize yardım etmeyecek.

Ça ne nous sera d'aucun secours.

Bu, babayı memnun etmeyecek.

Ça ne va pas être marrant pour papa.

Hiçbirimiz sana yardım etmeyecek.

- Aucun d'entre nous ne t'aidera.
- Aucun d'entre nous ne vous aidera.

Tom Boston'u ziyaret etmeyecek.

Tom ne visitera pas Boston.

- Korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.
- Maalesef suçunu asla kabul etmeyecek.

Je crains qu'il ne reconnaisse jamais sa culpabilité.

Şehri asla tekrar ziyaret etmeyecek.

Il ne visitera plus jamais la ville.

Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.

- Personne ne va te faire de mal.
- Personne ne te fera de mal.
- Personne ne vous fera de mal.

Hiç kimse bize yardım etmeyecek.

Personne ne nous aidera.

Tom asla bunu kabul etmeyecek.

- Tom n'acceptera jamais cela.
- Tom ne sera jamais d'accord pour cela.

O asla farkı fark etmeyecek.

Il ne remarquera jamais la différence.

Korkarım ki açıklamamı kabul etmeyecek.

J'ai peur qu'elle n'accepte pas mon explication.

Tom'u partine davet etmeyecek misin?

Ne vas-tu pas inviter Tom à ta fête ?

Hiç kimse sana burada ihanet etmeyecek.

- Personne ici ne vous trahira.
- Personne ici ne te trahira.

Onlar çocuklara okula kadar eşlik etmeyecek.

Ils n'accompagneront pas les enfants à l'école.

Bu karar hiç kimseyi mutlu etmeyecek.

Cette décision ne rendra personne heureux.

O, hatalı olduğunu asla kabul etmeyecek.

Il n'admettra jamais qu'il a tort.

- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.

Elle n'abandonnera pas facilement.

Bize yardım edecek misin yoksa etmeyecek misin?

- Vas-tu oui ou non nous aider ?
- Allez-vous nous aider ou pas ?

Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.

Cela ne sert à rien de le torturer, il ne va pas avouer.

Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek.

Nous mourrons tous, certains rapidement, d'autres prendront leur temps.

- Şu sana yardım etmeyecek.
- Bu size yardımcı olmaz.

- Ça ne va pas t'aider.
- Cela ne vous sera d’aucun secours.

- Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
- Babam, evliliğimi kabul etmeyecek.

Père n'approuvera jamais mon mariage.

Ondan hoşlanmadığı için muhtemelen onun tavsiyesine uymayı kabul etmeyecek.

Il est probable qu'elle refuse de suivre ses conseils, car elle ne l'apprécie pas.

Sanırım bu öğrencilerden hiçbiri bir üst sınıfa devam etmeyecek.

Je crois qu'aucun de ces élèves ne passera à la classe supérieure.

Tom bunu kabul etmeyecek ama o Mary'ye içten içe aşık.

Tom ne l'admettra pas, mais il est amoureux de Mary.

Esad bunu terk etmeyecek oğlunun onunla evliliğinin Sünni bir yol olduğunu düşündüğü için

idée. du mariage de son fils avec elle parce que c'est une manière sunnite qu'il pensait Cela se terminera à

Hiçbir zaman bunu belli etmeyecek ama içinden ciddi bir şekilde endişeli olduğunu düşünüyorum.

Il ne le montrera jamais, mais je pense qu'au fond de lui-même, il est sérieusement inquiet.