Translation of "Yardım" in French

0.028 sec.

Examples of using "Yardım" in a sentence and their french translations:

- Yardım et!
- Yardım edin!

- À l'aide !
- Au secours !
- À l'aide !

- Yardım edebildim.
- Yardım edebilmiştim.

- Je pourrais aider.
- Je pouvais aider.

- Yardım et!
- Yardım edin!
- İmdat!

- À l'aide !
- Au secours !

- Neden yardım etmiyorsun?
- Yardım etsene.

- Pourquoi n'aidez-vous pas ?
- Pourquoi n'aides-tu pas ?

Yardım et! Polis! Yardım et!

Au secours ! Police ! À l'aide !

Yardım çağırıyorum.

J'appelle à l'aide.

Yardım edebilirim.

Je pourrais être en mesure d'aider.

Yardım edin!

Aide-moi !

Yardım etmiyorsun.

- Tu n'aides pas.
- Vous n'aidez pas.

Yardım edeyim.

- Laisse-moi t'aider !
- Laissez-moi vous aider !

Yardım isteyelim.

Appelons de l'aide.

Yardım edeceğiz.

- Nous apporterons de l'aide.
- Nous allons aider.

Yardım getir.

Allez chercher de l'aide.

Yardım edemem.

Je n'y peux rien.

Yardım mı?

- Est-ce que ça aide ?
- Cela aide-t-il ?

Yardım edemeyebilirim.

Je ne pourrai peut-être pas aider.

Yardım beklemeliyiz.

Nous devrions attendre de l'aide.

Yardım arayacağım.

Je vais chercher du secours.

Yardım edebiliriz.

Nous pouvons aider.

Yardım etmeliyiz.

Nous devons aider.

Yardım aldım.

J'ai reçu de l'aide.

Yardım ettim.

J'ai donné un coup de main.

Yardım edeceğim.

J'aiderai.

Yardım alacağım.

J'obtiendrai de l'aide.

Yardım edebilirsin.

- Tu peux aider.
- Vous pouvez aider.

Yardım beklemiyorum.

Je ne m'attends pas à recevoir d'aide.

Yardım yolda.

L'aide est en route.

Yardım beklemiyordum.

Je n'attendais pas d'aide.

Başkalarına yardım etmek, kendine yardım etmektir.

Aider les autres, c'est s'aider soi-même.

Sam yardım isteyen herkese yardım eder.

Sam aide quiconque lui demande.

Bizden yardım isterse, ona yardım ederiz.

S'il nous demande de l'aide, nous l'aiderons.

- Sana yardım edeceğim.
- Size yardım edeceğim.

- Je t'assisterai.
- Je te prêterai assistance.

- Yardım etmeni istiyorum.
- Yardım etmenizi istiyorum.

- Je veux que vous aidiez.
- Je veux que tu aides.

- Sana yardım edebilirim.
- Size yardım edebilirim.

- Je peux te donner un coup de main.
- Je peux vous donner un coup de main.

- Bana yardım edebilirdin.
- Bana yardım edebilirsin.

Tu pourrais m'aider.

- Yardım ister misin?
- Yardım istiyor musun?

- Tu veux de l’aide ?
- Vous voulez de l'aide ?
- Voulez-vous de l'aide ?

- Yardım etmeye çalışıyorum.
- Yardım etmeyi deniyorum.

J'essaie d'aider.

- Bize yardım et!
- Bize yardım edin!

Aidez-nous !

- Yardım başvurusunda bulundu.
- Yardım ricasında bulundu.

Il a lancé un appel à l'aide.

- Her diğerine yardım etmeliyiz.
- Biz birbirimize yardım etmeliyiz.
- Birbirimize yardım etmeliyiz.

Nous devons nous entraider.

- Erkek kardeşin yardım istiyor.
- Kardeşin yardım istiyor.

- Ton frère demande de l'aide.
- Votre frère appelle à l'aide.

- Bana yardım etmelisin.
- Bana yardım etmen gerekir.

Tu dois m'aider.

- Ben yardım için bağırdım.
- Yardım çığlığı attım.

J'ai crié à l'aide.

- Onlara yardım etmelisin.
- Onlara yardım etmek zorundasın.

- Vous devez les aider.
- Tu dois les aider.

- Keşke yardım edebilsem.
- Sadece yardım edebilmeyi diliyorum.

- Je souhaiterais seulement être en mesure de vous aider.
- Je souhaiterais seulement être en mesure de t'aider.

- Biz birbirimize yardım etmeliyiz.
- Birbirimize yardım etmeliyiz.

Nous devons nous entraider.

- Biz ona yardım edemeyiz.
- Ona yardım edemeyiz.

Nous ne pouvons pas l'aider.

- Sana yardım etmek istiyorum.
- Size yardım etmek isterim.
- Size yardım etmek istiyorum.

Je veux t'aider.

- Niçin Tom'a yardım etmedin?
- Tom'a niye yardım etmedin?
- Tom'a niye yardım etmediniz?

Pourquoi n'as-tu pas aidé Tom ?

- Bana yardım eder misin?
- Bana yardım edecek misin?
- Bana yardım edecek misiniz?

- Est-ce que tu vas m'aider?
- M'aiderez-vous ?
- M'aideras-tu ?

Biraz yardım çağırmalıyız.

On a besoin d'aide, là.

Lütfen yardım gönderin.

- S'il te plaît, envoie chercher de l'aide.
- S'il vous plaît, envoyez chercher de l'aide.

Biri yardım istiyor.

Quelqu'un appelle à l'aide.

Yardım eder misiniz?

- Serais-tu prêt à aider ?
- Serais-tu prête à aider ?
- Seriez-vous prêt à aider ?
- Seriez-vous prête à aider ?
- Seriez-vous prêtes à aider ?
- Seriez-vous prêts à aider ?

Yardım etmem istendi.

On m'a demandé de donner un coup de main.

Kalkmama yardım et.

Aide-moi à me mettre debout.

Ona yardım etmeliyim.

- Il faut que je l'aide.
- Je dois l'aider.

Taşınmama yardım etti.

Il m'a aidé à déménager.

Yardım edebilir miyim?

Puis-je aider ?

Birbirimize yardım edelim.

Aidons-nous les uns les autres !

Ona yardım edebildim.

Je fus en mesure de l'aider.

Ona yardım edilemedi.

- On n'y pouvait rien.
- On n'y pourrait rien.

Babana yardım etmelisin.

- Tu devrais aider ton père.
- Vous devriez aider votre père.

Yardım edebilir misin?

- Pourriez-vous nous aider ?
- Pourrais-tu nous aider ?
- Pourriez-vous aider ?
- Pourrais-tu aider ?

Lütfen yardım edin!

- Veuillez m'aider !
- Veuillez nous aider !
- Veuillez les aider !
- Veuillez l'aider !
- Je quémande votre assistance !
- Je quémande ton aide !

Bana yardım et.

- Aide-moi à sortir.
- Aidez-moi à sortir.

Hazırlanmana yardım edeceğim.

- Je t'aiderai à faire tes bagages.
- Je vous aiderai à faire vos bagages.

Sana yardım edebilirim.

- Je peux t'aider.
- Je peux vous aider.

Yardım için arıyorum.

J'appelle de l'aide.

Tom'a yardım etmeliyiz.

Nous devons aider Tom.

Sana yardım edebiliriz.

- Nous pouvons t'aider.
- Nous pouvons vous aider.

Bana yardım etmelisin.

Tu dois m'aider !

Onlara yardım edemezsin.

- Tu ne peux pas les aider.
- Vous ne pouvez pas les aider.

Yardım için teşekkürler.

Merci pour votre aide.

Yardım için minnettarım.

- Je suis reconnaissant pour ton aide.
- Je suis reconnaissant pour votre aide.
- Je suis reconnaissant pour leur aide.
- Je suis reconnaissant pour son aide.

Bana yardım edemezsin.

- Tu ne peux pas m'aider.
- Vous ne pouvez pas m'aider.

Tom'a yardım edemeyiz.

Nous ne pouvons pas aider Tom.

Yardım edebileceğimi düşündüm.

J'ai pensé que je pourrais peut-être être utile.

Yardım edebileceğini düşündüm.

- Je pensais que vous aideriez peut-être.
- Je pensais que tu aiderais peut-être.

Onlara yardım etmelisiniz.

Vous devez les aider.

Yardım etmeye çalışıyordum.

J'essayais juste d'aider.

Fakirlere yardım etmezdi.

- Ils n'aidaient pas les pauvres.
- Elles n'aidaient pas les pauvres.

Fakirlere yardım ettin.

Tu as aidé les pauvres.

Fakirlere yardım etmeyeceğim.

Je n'aiderai pas les pauvres.

Tom yardım ediyor.

Tom aide.

Tom yardım etti.

- Tom a aidé.
- Tom aida.