Translation of "Bağırarak" in French

0.002 sec.

Examples of using "Bağırarak" in a sentence and their french translations:

Bağırarak konuşabilirsin.

Tu peux gueuler.

Kazananın adını bağırarak söyledi.

Il prononça le nom du gagnant.

O, bağırarak yardım istedi.

Il a appelé à l'aide.

Tekmeleyerek ve bağırarak geldi.

Il est venu en se débattant et en hurlant.

Bağırarak, "Sibirya'da korkaklar ölecek, cesurlar onur tarlasında ölecek!"

criant: «Les lâches mourront en Sibérie, les braves mourront sur le champ d'honneur!»

Onun içinde bir kişi vardır. Simit diye bağırarak birisini kovalar

il y a une personne dedans. Il crie quelqu'un en criant Simit

Ben ve diğerleri Fransa için savaşıyorduk " diye bağırarak onunla yüzleşti .

autres combattions pour la France, pendant que vous étiez assis en sirotant un thé dans les jardins anglais.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

Un homme cria quelque chose en faisant signe de la main.