Translation of "Ayırmak" in French

0.007 sec.

Examples of using "Ayırmak" in a sentence and their french translations:

Şimdi vakit ayırmak istemiyoruz.

- Nous ne voulons pas prendre le temps maintenant.
- Nous ne voulons pas en prendre le temps maintenant.

Telleri ayırmak zorunda kalacağız.

Nous devrons séparer les fils.

Tek işleri, tesisi parçalara ayırmak

Leur dernier travail consistait à démanteler l'usine

Ve bunları ayırmak zorunda değiliz.

Et nous ne voulons pas les résoudre.

Zaman ayırmak için ne yapmalıyım?

Que devrais-je faire pour économiser du temps ?

Onu erkek kardeşinden ayırmak kolaydır.

C'est simple de le différencier de son frère.

Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Je ne veux pas le lâcher du regard, il s'est enroulé.

Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Je ne veux pas le lâcher du regard, il s'est enroulé.

Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.

Ça n'est pas toujours facile de distinguer le bien du mal.

- İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.
- İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.

Il est facile de distinguer le bien du mal.

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

C'est une sage décision. Je ne veux pas le lâcher du regard, il s'est enroulé.

Öğrenciler sıkı çalışmak zorunda, ama onlar sosyal etkinlikler için de zaman ayırmak zorundalar.

Les étudiants doivent travailler dur, mais ils doivent aussi laisser du temps pour les activités sociales.

İnsanları kendi aralarında iyi ve kötü olarak ayırmak saçma. İnsanlar neşeli ya da sıkıntılı olabilir.

Il est absurde de diviser les gens entre bons et méchants. Les gens sont soit charmants, soit ennuyeux.