Translation of "Görebilirsiniz" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Görebilirsiniz" in a sentence and their portuguese translations:

Hamlet'te, Machbet'te görebilirsiniz.

Está em "Hamlet", em "Macbeth"...

Yolun fotoğrafını görebilirsiniz

Você pode ver a foto da estrada

Bunu çıplak gözle görebilirsiniz.

- Vocês podem vê-lo a olho nu.
- Você pode vê-lo a olho nu.

Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.

Pode ver que está a começar a recuar.

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

E vejo aqui vários rastos de animais.

Bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

Está a ver o líquido? Começa logo a sair.

- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.

Você pode estudar aqui.

Bazı yabani tavşanları ormanda görebilirsiniz.

- Você pode ver alguns coelhos selvagens na floresta.
- Pode-se ver alguns coelhos selvagens na floresta.

Bir teleskop kullanarak yıldızları görebilirsiniz.

- Você pode ver as estrelas com um telescópio.
- Vocês podem ver as estrelas usando um telescópio.

Ve muhtemelen nereyi gizlediklerini hala görebilirsiniz...

E você provavelmente ainda pode ver onde eles estão escondidos ...

Sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.

pois vemos um reflexo distante, um brilho resultante do calor,

Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Não posso tirar os olhos da cobra, já está a recuar.

Bakın, görebilirsiniz. Burası daha önce işaretlediğim yol.

Pode ver os sítios onde marquei o caminho.

Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Não posso tirar os olhos da cobra, já está a recuar.

Ancak ülke şekillerinin artık bozulmuş olduğunu görebilirsiniz.

Bir dolarlık banknot üzerinde masonluğun sembollerini görebilirsiniz.

Você pode ver símbolos da maçonaria na nota de um dólar.

Kyoto'da hem eski hem de modern yapıları görebilirsiniz.

Em Quioto pode-se ver tanto prédios antigos quanto modernos.

Gerçek, ay gibidir, bunun yalnızca bir tarafını görebilirsiniz.

A verdade é como a lua: você só pode ver uma parte dela.

Baktığınız her yerde depremin sebep olduğu hasarı görebilirsiniz.

Para onde quer que olhe, você pode ver os destroços causados pelo terremoto.

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

É uma escolha inteligente. Não posso tirar os olhos da cobra, já está a recuar.

Şuan harita üzerinde istediğiniz sokak ve cadde de ki bir evin fotoğrafını görebilirsiniz.

Você pode ver a foto de uma casa na rua e na rua que deseja no mapa.