Translation of "Atar" in French

O, seni tehlikeye atar.

Cela te mettra en danger.

İçince hep nara atar.

Il pleure toujours lorsqu'il est saoul.

Bu işe bir el atar

il prend la main sur ce

Bir el atar mısın Taro?

Tu nous aideras, Taro ?

O bana her zaman mesaj atar.

- Il m'envoie des textos tout le temps.
- Il ne cesse de m’envoyer des SMS.

Bu rapora bir göz atar mısın?

- Jetterez-vous un œil sur ce rapport ?
- Jetteras-tu un œil sur ce rapport ?

At onu üzerinden atar ve bacağı kırılır.

est éjecté et se casse la jambe.

Caddeyi dikkatsizce geçen biri kendini büyük tehlikeye atar.

Un piéton indiscipliné s'expose à de grands dangers.

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

Les phoques annelés sortent profiter de la lumière du matin.

Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.

L'empoisonnement au plomb met la santé de millions d'enfants en danger, de par le monde.

- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.

Quand le chat n'est pas là, les souris dansent.