Translation of "Büyük" in Portuguese

0.015 sec.

Examples of using "Büyük" in a sentence and their portuguese translations:

Ne kadar büyük çok büyük?

Quão grande é grande demais?

- O çok büyük.
- Çok büyük.

É muito grande.

- Eviniz büyük.
- Senin evin büyük.

A sua casa é grande.

- O çok büyük.
- Gerçekten büyük.

É muito grande.

Kitap büyük.

O livro é grande.

Büyük tehlikedesin.

Você está em grande perigo.

Dünya büyük.

O mundo é grande.

Zorluklar büyük.

Os desafios são enormes.

Çok büyük.

- É tão grande!
- Isso é tão grande!
- É muito grande!

Bu büyük.

Isto é grande.

Onlar büyük.

- Eles são grandes.
- Elas são grandes.

Ağaçlar büyük.

- As árvores são grandes.
- As árvores estão grandes.

Göl büyük.

O lago é grande.

- O çok büyük.
- Bu çok büyük.

- É grande demais.
- É demasiado grande.

- Başın büyük belada.
- Sen büyük beladasın.

Você está com um problemão.

Tom'un büyük-büyük-büyükbabası bir köleydi.

O trisavô de Tom foi um escravo.

Uzay büyük, gerçekten, gerçekten, gerçekten büyük.

O espaço é grande, muito, muito, muito grande.

- Bu köpek büyük.
- O köpek büyük.

Este cachorro é grande.

- Bu elmalar büyük.
- Şu elmalar büyük.

Essas maçãs são grandes.

- Köpeğin çok büyük.
- Senin köpeğin çok büyük.

O seu cachorro é muito grande.

İşte büyük an!

É a hora da verdade!

Yeterince büyük mü?

- É grande o suficiente?
- É grande o bastante?

Büyük ayakları var.

Ela tem pés grandes.

Büyük köpekten korkmuşlar.

- Tinham medo do cachorro grande.
- Eles estavam com medo do cachorro grande.

Büyük olasılıkla gelecek.

É bem provável que ele venha.

Risk çok büyük.

Há muita coisa em jogo.

O oldukça büyük.

É um pouco grande.

O büyük tehlikede.

Ele está em grande perigo.

Başı büyük dertte.

Ele está com um problemão.

Dünya çok büyük.

O mundo é muito grande.

Senin odan büyük.

O seu quarto é grande.

Büyük şey değil.

Não é grande coisa.

O büyük hatamdı.

Esse foi o meu grande erro.

Onlar çok büyük.

Aqueles são grandes demais.

Büyük cazibe nedir?

Qual é a grande atração?

Evin büyük mü?

Sua casa é grande?

Senin evin büyük.

A sua casa é grande.

O çok büyük.

- É muito grande.
- Ele é muito grande.

Şu çok büyük.

- Isso é bem grande.
- Isto é muito grande.

Hangi hayvan büyük?

Que animal é grande?

Kaşığım çok büyük!

A minha colher é muito grande!

Büyük, değil mi?

Grande, não é?

Benim evim büyük.

A minha casa é grande.

Büyük sır nedir?

Qual é o grande segredo?

ABD çok büyük.

O E.U.A. é muito grande.

O elma büyük.

- Aquela maçã é grande.
- Essa maçã é grande.

Bugün büyük gün.

Hoje é o grande dia.

Okyanus gerçekten büyük.

O oceano é imenso.

Bu daha büyük.

Este é maior.

Büyük bir kumardı.

É uma grande aposta.

Büyük bir gerçektir.

É uma grande verdade.

Ne kadar büyük?

- Quão grande?
- Grande quanto?

Tom gerçekten büyük.

Tom é grande mesmo.

Büyük ebeveynlerin nasıl?

Como estão seus avós?

Büyük acı içindeydim.

Eu estava com fortes dores.

Riskler çok büyük.

Os riscos são grandes demais.

Onun burnu büyük.

O nariz dela é grande.

Bu arabalar büyük.

Estes carros são grandes.

Bu köpekler büyük.

- Estes cachorros são grandes.
- Estes cães são grandes.

Bu çok büyük.

Isto é grande demais.

Şu evler büyük.

Essas casas são grandes.

O ev büyük.

Aquela casa é grande.

Hangi oyuncak büyük?

Qual brinquedo é grande?

Çukur yeterince büyük.

O buraco é grande o bastante.

Samanyolu çok büyük.

A Via Láctea é imensa.

Dostluğumuz kavgalarımızdan büyük.

Nossa amizade é maior do que nossas brigas.

Büyük kutlamalar olacak.

Haverá grandes comemorações.

Rusya çok büyük.

A Rússia é enorme.

Kız, oğlandan büyük.

Ela é mais velha que ele.

Dairem çok büyük.

Meu apartamento é muito grande.

Bu biraz büyük.

Está um pouco grande.

Bu büyük değil.

Não é grande.

Bu büyük mü?

É grande?

Büyük ellerim var.

Tenho mãos grandes.

Başım büyük belada.

Estou muito encrencado.

- İngilizcede büyük ilerleme yapıyor.
- İngilizcede büyük ilerleme kaydediyor.

Ele está fazendo um grande progresso no inglês.

Büyük bir ağabeyim ve büyük bir ablam var.

Eu tenho um irmão e uma irmã mais velhos.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısı dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısıdır.

- O Grande Colisor de Hádrons é o maior acelerador de partículas do mundo.
- O LHC é o maior acelerador de partículas do mundo.

- Brezilya büyük bir ülke.
- Brezilya büyük bir ülkedir.

O Brasil é um grande país.

- En büyük sorunun ne?
- En büyük sorununuz ne?

Qual é o seu maior problema?

Büyük bir arkadaş olmasının yanı sıra büyük bir şeftir.

Era um bom chefe, além de um bom amigo.

- Ne kadar büyük bir köpek!
- Ne büyük bir köpek!

- Que cachorro enorme!
- Que cachorro grandão!

- O ondan daha yaşlıdır.
- Kız, oğlandan büyük.
- Ondan büyük.

Ela é mais velha que ele.

Büyük bir yılan, baksanıza.

É uma grande cobra, veja.

Çok büyük bir fırsat.

Uma enorme oportunidade.

Büyük beyaz köpek balıkları.

Tubarões-brancos.

Mossel Körfezi, büyük beyazların

Mossel Bay é o único local do planeta

Daha büyük, daha cesur.

Maior e mais arrojado.

Dokuz büyük pizzaya eşdeğer.

O equivalente a nove pizas familiares.

Kültürün rolü çok büyük.

O papel da cultura é incomensurável.

Işte büyük tablo bu

esse é o quadro geral