Translation of "üzerinden" in French

0.007 sec.

Examples of using "üzerinden" in a sentence and their french translations:

Çitin üzerinden tırmandım.

J'ai escaladé la clôture.

Bunun üzerinden atla.

Saute par-dessus !

Hendeğin üzerinden atlamaya korkuyorum.

J'ai peur de sauter par-dessus le fossé.

Uçak bulutların üzerinden uçtu.

- L'avion volait au-dessus des nuages.
- L'avion vola au-dessus des nuages.

Sığ hendek üzerinden atladı.

Il sauta par-dessus le fossé peu profond.

O, çitin üzerinden atladı.

Il a sauté par-dessus la haie.

Omzunun üzerinden arkasına baktı.

Il regarda par-dessus son épaule.

Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.

Il a rencontré sa femme sur Internet.

Ken duvarın üzerinden atladı.

Ken a sauté par-dessus le mur.

Cookie Kate'nin üzerinden atladı.

Cookie sauta sur Kate.

İnternet üzerinden ödeyebilir miyim?

Puis-je payer en ligne ?

Kilosu 50 cent üzerinden hesaplansa

A environ 50 centimes le kilo,

Bu savaşı teknoloji üzerinden yapıyorlardı

Ils faisaient cette guerre contre la technologie

Hindu Kush dağlarının üzerinden yürüyen,

qui a marché sur les montagnes de l'Hindu Kush,

Uçak Fuji Dağının üzerinden uçtu.

L'avion a volé au-dessus du mont Fuji.

Hong Kong üzerinden eve döndü.

Il rentra à la maison en passant par Hong Kong.

Köpek bir sandalyenin üzerinden atladı.

Le chien a sauté par-dessus une chaise.

Onun atı çitin üzerinden atladı.

- Son cheval sauta par-dessus la clôture.
- Son cheval sauta par-dessus la palissade.

Siyah bulutlar kent üzerinden geçiyordu.

Des nuages noirs passaient au-dessus de la ville.

Bir helikopter başımızın üzerinden uçtu.

Un hélicoptère vola au-dessus de nos têtes.

O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.

Il est allé à Londres via Paris.

O, su birikintisi üzerinden atladı.

Il sauta par-dessus la flaque.

Tom çamur birikintisinin üzerinden atladı.

Tom a sauté par-dessus la flaque de boue.

Mesaj üzerinden, kendini benim yerime koydu.

Et il a eu de l'empathie moi par SMS, pas moins.

şimdi Türkiye üzerinden bir örnek verelim

Donnez maintenant un exemple de la Turquie

Işte o şemsiyenin üzerinden böyle süzülüp

c'est comme ça qu'il glisse sur ce parapluie

Ve bir İnternet sitesi üzerinden yayacaksınız.

Et vous vous étalerez sur un site Web.

O, İngilizcede 100 üzerinden 90 aldı.

Il a eu une note de 90 sur 100 en anglais.

Masanın üzerinden uzandı ve elimi sıktı.

Il étendit la main par-dessus la table et serra la mienne.

Çitin üzerinden göremeyecek kadar çok kısaydı.

Elle était trop petite pour voir par-dessus la clôture.

Google Hangouts üzerinden birlikte oyun oynuyoruz.

Nous jouons à des jeux ensemble via Google Hangouts.

Web'deki her şey Google üzerinden bulunamaz.

Tout ce qui se trouve sur le web ne peut pas être trouvé par Google.

Ben çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.

- J'ai dû escalader la palissade.
- Il m'a fallu passer par dessus la barrière.

İngilizcede 100 üzerinden 90 puan aldı.

Il a eu une note de 90 sur 100 en anglais.

Yemen üzerinden Habeşistan'dan gelmiş kremalı cappucino var.

venus d'Abyssinie via le Yémen au XVIIème siècle.

Ve yerel ürünleri internet üzerinden satmaya başladı.

et s'est mis à vendre ses produits locaux en ligne.

At onu üzerinden atar ve bacağı kırılır.

est éjecté et se casse la jambe.

Bazı youtuberlar sadece bunun üzerinden geçimini sağlıyor

Certains youtubeurs gagnent simplement leur vie

Çitin üzerinden atlayan beyaz bir köpek gördüm.

J'ai vu un chien blanc sauter par-dessus la clôture.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördüm.

J’ai vu le garçon sauter par-dessus la clôture puis s’enfuir.

İnsanların internet üzerinden eşyalar almasına yardım ediyorum.

Je suis en train d'aider quelqu'un à acheter des trucs en ligne.

Tüm bu buzun ve karın üzerinden kayıp geçmeliyim.

Je vais glisser sur la neige et la glace.

Belirli değerler üzerinden gitmesini hayal etmek kolay olurdu..

qui vont vers les valeurs organisationnelles, iraient peu à peu --

Diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

d'autres fourmis grimpant sur ce pont continuent

Mareşal, ölmekte olan atı onun üzerinden geçtiğinde yaralandı,

Le maréchal lui-même a été blessé lorsque son cheval mourant a roulé sur lui,

Bir mayının üzerinden sürdü ve onun cipi patladı.

Il a roulé sur une mine et sa jeep a explosé.

İnternet üzerinden insanlara asılmak sokakta asılmaktan daha kolaydır.

C'est plus facile de draguer les gens sur internet que dans la rue.

Tom sonunda akarsu üzerinden atlamayı denemeye karar verdi.

Tom a finalement décidé d'essayer de sauter au-dessus du ruisseau.

- Birçok göçmen Balkanlar üzerinden Yunanistan'dan Batı Avrupa'ya seyahat ediyor.
- Birçok göçmen, Yunanistan ve Balkanlar üzerinden Batı Avrupa'ya yolculuk ediyor.

De nombreux migrants voyagent de la Grèce, à travers les Balkans, vers l'Europe occidentale.

Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.

toutes ces racines qui s'enchevêtrent. La boue est profonde et collante.

çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa

pourquoi devrait-on verrouiller une maison avec une clef

O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti

S'il y a longtemps que vous n'avez plus utilisé une information,

Ücretsiz olarak internet üzerinden bir bilgisayardan bilgisayara arama yapabilirsiniz!

Vous pouvez passer gratuitement un appel d'ordinateur à ordinateur sur l'Internet !

- Kız gözlerini onun üzerinden alamadı.
- Kız gözlerini ondan ayıramadı.

La jeune fille ne le quittait pas des yeux.

O plaja gitti, ve denizin üzerinden ufka doğru baktı.

Il alla sur la plage et regarda par-dessus la mer vers l'horizon.

Ailem, Noel hediyelerinin çoğunu internet üzerinden satın aldıklarını söyledi.

Mes parents m'ont dit qu'ils avaient déjà acheté la plupart de leurs cadeaux de Noël en ligne.

Donmuş Tuna üzerinden tüm Karadeniz yolunu yağma ve katliamdan geçirdiler

du Danube gelé, jusqu'à la Mer Noire.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.

Bientôt, les journaux ne seront plus imprimés sur papier. Ils ne seront disponibles que via Internet.

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.

Même si tu pars loin, restons en contact par téléphone.

Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.

Allons chercher cet avion. On survole, direction ouest, l'un des terrains les plus rudes au monde.

Sonraki bahar, Napolyon'un ordusu Alpler üzerinden İtalya'ya yürüdü. Yolu Lannes'ın öncüsü açtı

Le printemps suivant, l'armée de Napoléon franchit les Alpes en Italie. L'avant-garde de Lannes ouvrit la voie

O adamlarını ve atlarını karlı dağların üzerinden götürdü ve sıcak vadilere indirdi.

Il conduisit ses hommes et leurs chevaux sur des montagnes enneigées et au fond de chaudes vallées.

- Onun ölümünden beri on yıl geçti.
- Onun ölümünün üzerinden on yıl geçti.

- Dix ans ont passé depuis son décès.
- Dix ans se sont écoulés depuis sa mort.

Kayınvalidem kendim için işe gitme kararım üzerinden beni azarlama fırsatını asla kaçırmaz.

Ma belle-mère ne manque jamais une occasion de me reprocher ma décision de monter ma propre boîte.