Translation of "Büyük" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Büyük" in a sentence and their arabic translations:

- O çok büyük.
- Çok büyük.

هل توم كبير؟

Büyük destekçiler.

إنها التجمعات الكبيرة

Büyük büyük annem "feminist" kelimesini bilmiyordu

لم تكن جدتي تعرف مفردة نسوية

Büyük bir avantaj.

لذلك منفعة كبيرة.

İşte büyük an!

‫حانت لحظة الحسم!‬

Büyük bir gemiye

مما يكلف مئات الملايين من الدولارات للسفينة الواحدة،

Büyük bir şey,

حان الوقت لفعل شيء كبير.

Onlar çok büyük.

إنهم كبار جداً

Ne kadar büyük?

ما هو حجمها؟

O çok büyük.

إنها كبيرة جداً.

Şu çok büyük.

هذا كبير جدا

Ve büyük tsunamiler.

و تسونامي الهائل.

Benim evim büyük.

منزلي كبير.

Bu köpekler büyük.

هذه الكلاب كبيرة.

Bu çok büyük.

هذا كبير جدا

O ev büyük.

ذاك البيت كبير.

Ve büyük sitelerde anlatıldığı gibi Avrupa'nın en büyük

البنوك الاوروبية محللةً ماليةً كما تصفها المواقع الاقتصادية

Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.

تسبّب الكساد الكبير في زيادة حادّة في معدّل الجريمة.

çünkü büyük sır, sezgimizin bize verdiğinden çok daha büyük

لأنه لا يوجد سر ولكن السر الأكبر

Büyük Kanyon'dan daha büyük ne olabilir ki diye düşündüm?

وهل يوجد مكان أكبر من الأخدود العظيم؟

Sıkı çalışırsam büyük nesneler,

يقولون لي أني إذا تمرنت بجد،

Çoğumuz büyük riskler almaz;

معظمنا ليسو محبي المخاطر.

Oldukça büyük bir şeydi.

وكانت شيئا كبيرًا.

Büyük bir yılan, baksanıza.

‫إنها أفعى كبيرة، انظر.‬

Bu, büyük bir başarıydı.

كان ذلك نجاحًا كبيرًا.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

الآن، هي أكبر مما تبدو عليه.

ülkedeki en büyük şehirdeydim.

كنت في أكبر مدينة بالبلاد،

Bu büyük bir ilerleme.

وهذا تقدُّم عظيم.

Büyük bir uydumuz oldu

وانتهى الأمر بقمر كبير،

Çok büyük bir fırsat.

إنها فرصة هائلة.

Ve büyük bir park.

ومتنزه كبير.

Yetişkinlere "büyük yardımcı" diyoruz.

لدينا أيضا رتبة "المساعد الأكبر" للبالغين.

Büyük bir karmaşıklık durumunda,

في ظل زمن يسوده التعقيد،

Büyük beyaz köpek balıkları.

‫القروش البيضاء الكبيرة.‬

Mossel Körfezi, büyük beyazların

‫خليج "موسيل" هو المكان الوحيد في العالم‬

Daha büyük, daha cesur.

‫أكبر وأجرأ.‬

Dokuz büyük pizzaya eşdeğer.

‫ما يساوي 9 فطائر بيتزا كبيرة.‬

Kültürün rolü çok büyük.

دور الثقافة غير قابل للقياس.

Büyük farka bir bakın.

وترون تداخلا بين هذين.

Toplumumuzda büyük bir sorun.

هذه مشكلة مهمة في مجتمعنا.

Bu büyük bir iş

هذه مهمة كبيرة، من المفهوم،

Işte büyük tablo bu

هذه هي الصورة الكبيرة

Büyük bir mesafe olacaktır

ستكون هناك مسافة كبيرة

çok büyük cezalar veriyor

يعطي عقوبات كبيرة

çok büyük cezalar veriyorlar

يعطون عقوبات كبيرة

Büyük bir yangının çıktığı

اندلع حريق كبير

Öyle büyük bir acı

هذا ألم كبير

Devamında gelen büyük iflaslar

الإفلاس اللاحق

Kendi başlarına yeterince büyük -

كبيرة بما يكفي لوحدهم -

Büyük bir felaketten korktular.

متخوفين من حدوث كارثة

Büyük patlamadan hemen sonrası.

مجرد جزء من الثانية بعد الإنفجار العظيم.

Ne büyük bir köpek.

يا له من كلب كبير.

Haber büyük karışıklık yarattı.

سببت الأخبار الكثير من الارتباك.

Tokyo büyük bir şehir.

طوكيو هي قرية كبيرة.

Çin büyük bir ülkedir.

الصين بلد كبير

Lütfen büyük harfleri unutma.

لا تنس الكتابة بالأحرف الكبيرة.

Büyük bir burnun var.

- أنتَ لديكَ أنف كبير.
- أنتِ لديكِ أنف كبير.

Büyük bir alabalık yakaladı.

التقط سمكة سلمون مرقط كبيرة.

Sen yaşamımın büyük aşkısın.

أنت حب حياتي.

Büyük zayiatlara neden olacak

تسبب خسائر فادحة

Ailem çok büyük değildir.

عائلتي ليست كبيرة.

Bu büyük bir köpek.

ذلك كلب كبير.

Hayat büyük bir sirk.

الحياة سيرك كبير.

O büyük bina nedir?

ما ذاك المبنى الضخم؟

Büyük bir hata yapıyorsun.

أنت ترتكب خطأً كبيرًا.

- Kyoto Osaka kadar büyük değildir.
- Kyoto, Osaka kadar büyük değildir.

كيوتو ليست كبيرة كأوساكا.

Saguntum'da daha büyük bir İspanyol kuvvetini yendi… sonra büyük Valencia şehrini

هزم قوة إسبانية أكبر في ساغونتوم ... ثم استولى على مدينة فالنسيا العظيمة ،

- Jüpiter güneş sisteminin en büyük gezegenidir.
- Jüpiter güneş sistemindeki en büyük gezegendir.
- Jüpiter, Güneş sistemindeki en büyük gezegendir.

المشتري هو أضخم كوكب في المجموعة الشمسية.

Çok büyük bir eksiklik var.

هناك نفص حاد.

çünkü bence sihrin büyük kısmının

لأنها تعرض مشكلة

Annemin, teyzemin en büyük endişesi

ولم تكن أكبرمخاوف أمي وخالاتي

Hepsi büyük resmin birer parçasıydı.

كلهم كانوا جزءاً من الصورة،

Kıvrımlı modeller büyük beden terimini

أصبحت العارضات الممتلئات موجودات على الساحة أكثر فأكثر

Büyük Ruh Gandhi'yi hatırlatırım" şeklinde

"عندما أرى شخصًا نحيفًا،

Yazan büyük bir tabela olsun.

حول مدينة لندن، ولكن سيكون ممتنًا للحصول على التوجيهات منك."

Bu çiftlikler, en büyük tesislerde

أنه بإمكان هذه المزارع أن تنتج كميات هائلة من الغذاء،

At büyük bir adım attı

وعندما نزلنا خطوة كبيرة،

Büyük bağışçılar normalde insanları sever,

بشكل طبيعي، يتسم جامعو التمويلات بحبهم للناس،

Ve bana büyük acılar yaşattı.

وقد سبب لي هذا ألما كبيرًا.

Burada büyük bir uçurum var.

‫ثمة منحدر كبير هنا.‬

Isının büyük kısmını zeminden kaybedersiniz.

‫تفقد الكثير من حرارتك‬ ‫من خلال الأرض.‬

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

‫إما أربطه حول هذه الكتلة الصخرية الضخمة.‬

Büyük pençeleri varsa, silahları odur.

‫عندما يكون لديها مخالب كبيرة، ‬ ‫فهذا هو سلاحها.‬

Yarın büyük bir gün olacak.

‫الغد سيكون يوماً عصيباً.‬

Bu benim en büyük bahisim.

هذا هو رهاني الأكبر.

Oranın halkı büyük gelişme kaydediyor.

أن مجتمعها يزدهر.

O, benden çok daha büyük.

وفي هذا، هي أكبر مني بكثير،

Eğer büyük resmi görmek istiyorsanız

سيحينُ الوقت عندما يتوجبُ عليكم عدم التشبث بأفكاركم

Verecekleri büyük bir haber vardı.

أعلنا تصريحًا ضخمًا.