Translation of "Anlaşmaya" in French

0.003 sec.

Examples of using "Anlaşmaya" in a sentence and their french translations:

Dünyayı anlaşmaya çağırıyor

appelle le monde à se mettre d'accord

Düşmanla anlaşmaya vardılar.

- Ils parvinrent à un accord avec leur ennemi.
- Ils obtinrent un accord avec l'ennemi.

- Pazarlık yaptık.
- Biz anlaşmaya vardık.

Nous avons fait une affaire.

Sanırım bir anlaşmaya varmamızın zamanıdır.

- Je pense qu'il est temps pour nous de parvenir à un accord.
- Je pense qu'il est temps que nous parvenions à un accord.

Tom ve Mary anlaşmaya vardı.

Tom et Mary sont parvenus à une entente.

- Bizimle mutabık kaldın.
- Bizimle anlaşmaya vardın.

Vous avez fait une affaire avec nous.

Biz toplantının sonunda bir anlaşmaya vardık.

Nous sommes tombés d'accord à la fin de la réunion.

İki devletin bir anlaşmaya varması gerekiyor.

Les deux États devraient parvenir à un accord.

Biz bir fiyat üzerinde bir anlaşmaya vardık.

- Nous nous accordâmes sur un prix.
- Nous nous sommes accordées sur un prix.

- Uzlaşmamız gerekiyor.
- Mutakabata varmamız gerekiyor.
- Anlaşmaya varmamız gerekiyor.
- Anlaşmamız gerekiyor.

Nous devons arriver à un accord.

. Nitekim 2000 yılının Ekim ayında iki taraf arasında bir anlaşmaya varıldı

. Dans des circonstances mystérieuses, il a été suivi de soupçons et de nombreuses spéculations

Bu konu geçmişte zaten sıcak bir şekilde tartışılmış ancak anlaşmaya varılamamıştır.

Dans le passé ce sujet a déjà été furieusement débattu, mais aucun accord ne fut atteint.

Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.

Je me suis mis avec elle principalement pour une raison : on semblait partager les mêmes sentiments sur la vie.

Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.

Lorsque nous entendons parler d'un divorce, nous supposons qu'il a été causé par l'incapacité de ces deux personnes à s'entendre sur les fondamentaux.

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?

Que se passerait-il si deux grandes puissances aux langues différentes, telles que les États-Unis d'Amérique et la Chine, s'accordaient pour l'enseignement expérimental de l'espéranto dans les écoles élémentaires ?