Translation of "Sonunda" in Chinese

0.029 sec.

Examples of using "Sonunda" in a sentence and their chinese translations:

Sonunda!

终于!

Sonunda, geldi.

最终,他来了。

Sonunda başardı.

她終於做到了。

- Sonunda!
- Nihayet!

终于!

Sonunda otobüs durdu.

公车最终停了下来。

Sonunda amacına ulaştı.

他终于达到目标了。

Sonunda, hedefine ulaştı.

他终于达到了自己的目标。

Sonunda davayı kaybettim.

我最后还是输了那场官司。

Tom sonunda durdu.

汤姆终于停了。

Sonunda yanıtladın mı?

你到底答应吗?

Sonunda Oedipus cevapladı.

最后,俄狄蒲斯回答了。

Sonunda hedefine ulaştı.

他终于达到了自己的目标。

- Önünde sonunda pişman olacaktır.
- Eninde sonunda pişman olacak.

他遲早會後悔。

- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan öğrenildi.
- Sonunda gerçeği öğrendik.
- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan bilinir hale geldi.

真相終於大白。

Hafta sonunda ne yaptın?

你整個週末做了什麼?

Sonunda, o, sorunu halletti.

最後,她解決了這個問題。

Sonunda, galibiyetin sevincini tattılar.

最后,他们感受到了胜利的喜悦。

Sonunda, o, Amerika'ya gitti.

他终于去美国了。

En sonunda hatasını anladı.

他終於醒覺到自己做錯了。

Sonunda gideceğimiz yere vardık.

我们终于达到了我们的目标。

Adam sonunda itiraf etti.

那个男人最终供认了他的罪行。

O, sonunda otele vardı.

她終於到達了酒店。

Sonunda gerçek yüzünü gösterdi.

他終於露出馬腳了。

O, sonunda odadan çıktı.

他終於從房間裏走了出來。

Sonunda, o, amacına ulaştı.

他终于达到了自己的目标。

O sonunda ortaya çıktı.

他终于出现了。

Sonunda o, amacına ulaştı.

他终于达到目标了。

Sonunda takdir edilmiş hissediyorum.

我終於感到被賞識了。

Adalet sonunda galip gelecek.

正义终将胜利。

En sonunda zirveye vardık.

最後, 我們到達山頂。

Sonunda evlenmeye karar verdi.

他最终决定结婚。

Sonunda bir uzlaşmaya vardık

最後我們達成了協議。

Sonunda işim yoluna girdi.

- 我的生意终于走上了正轨。
- 我的生意終於上了軌道。

Hafta sonunda eğlendin mi?

周末玩得开心吗?

Tom sonunda sigarayı bıraktı.

汤姆终于戒烟了。

Sonunda yağmur yağmaya başladı.

终于开始下雨了。

Sonunda dağın zirvesine ulaştık.

最後, 我們到達山頂。

İtfaiyeciler sonunda ateşi söndürdü.

消防隊員很快就把火撲滅了。

İlk yarının sonunda Real Madrid öndeydi ama Chelsea sonunda kazandı.

皇家马德里在上半场处于领先,但切尔西最终赢得了比赛。

Sonunda ödevlerimi bitirdim şimdi yatabilirim.

我终于做完了我的作业,现在我可以上床睡觉了。

Köprü bu yılın sonunda tamamlanacak.

大橋將在年底完工。

Tom sonunda sigara içmeyi bıraktı.

汤姆终于戒烟了。

Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.

最后再扔洗衣机里面去

Hafta sonunda ne yapıyor olacaksın?

你整個週末會做什麼?

Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.

我没有想到我们会这样分手。

Babam bu haftanın sonunda eve gelecek.

我爸爸会在这周末回家。

Onların sözleşmesi bu ayın sonunda bitecek.

他们的合同在这个月底到期。

- Nihayet bugün Cuma.
- Sonunda bugün Cuma.

- 終於星期五了。
- 总算到星期五了。

Sonunda yurtdışına gitmek için kararını verdi.

她最终决定出国。

Dan ve Linda sonunda Londra'ya taşındı.

丹和琳达最后搬去了伦敦。

Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.

雪終於停了,天氣也開始暖和了。

Sonunda her şeyin iyi olacağını umut ediyorum.

我希望最后一切都好。

Nisan ayının sonunda, Sarı Nehrin suyu karardı.

四月底,黄河的水发黑了。

Onu alması için sonunda onu ikna ettim.

我終於說服了他買它。

Sonunda her şeyin iyi sonuçlanacağını ümit ediyorum.

我希望最后一切都好。

- Ken, temmuz ayı sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.
- Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.

Ken七月底要去美国了。

Zavallı genç adam sonunda büyük bir sanatçı oldu.

这个可怜的年轻人最后成为了一个了不起的艺术家。

Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.

这种秘密总有一天会被揭露的。

Sonunda ona teslim oldu ve sırrı ona açıkladı.

最後,她對他屈服了,並告訴了他這個秘密。

- Sonunda dağın tepesine ulaştılar.
- Nihayet dağın zirvesine vardılar.

他們終於到達了山頂。

Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.

士兵作戰時毫無畏縮,但到了最後還是不得不投降。

Sonunda John ve Sue elmayı ikiye bölmeye karar verdiler.

約翰和蘇最後決定把蘋果切成兩半。

İblis efendisi sonunda bilincini kaybetti ve pat diye yere düştü.

大魔王終於失去知覺,砰的一聲倒在了地上。

- O, nihayet IBM'in başkanı oldu.
- O, sonunda IBM'in başkanı oldu.

- 他最终成了IBM的总裁。
- 他終於成了IBM的總經理。

Uzun bir tartışmadan sonra, sonunda onu kampa gitmesi için ikna ettim.

經過長久的爭論,我終於說服了她去露營。

Ayrıca kaynak Cambridge düşesini on iki ayin sonunda mutmain hissettiğini söyledi.

知情者也说,剑桥公爵夫人对近十二个月的成就也感觉“满意”。

Bu sefer hastaneye gittiğinde sağlığın en önemli şey olduğunu sonunda anladı.

这次一进医院,才知道身体健康最最重要。

Seni aramak istedim ,ama bunu senin istemediğinin düşününce sonunda seni aramaktan vazgeçtim.

我想打電話給你, 但我以為你不會接電話, 所以到最後我也沒打電話你。

Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.

最後,他的病奪去了他走路的能力,想去哪兒也要用電動輪椅來代步。