Translation of "çıkmasını" in French

0.004 sec.

Examples of using "çıkmasını" in a sentence and their french translations:

Hepinizin buradan çıkmasını istiyorum.

- Je veux vous voir tous hors d'ici.
- Je veux vous voir toutes hors d'ici.

Tren'in yola çıkmasını bekliyor.

Il attend que le train parte.

Onun ortaya çıkmasını bekledik.

Nous attendîmes qu'il fît son apparition.

Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.

Il n'a pas pu sortir à cause de la maladie.

İnsanların dışarı çıkmasını önerir misiniz,

Recommandez-vous que les gens aillent dehors

Onun başka kadınlarla çıkmasını istemedi.

Elle ne voulait pas qu'il sorte avec d'autres femmes.

Tom herkesin buradan çıkmasını istiyor.

Tom veut que tout le monde sorte d'ici.

Uzaklaştırmayı ve o anda ortaya çıkmasını

peut aider à les sortir de votre tête --

Kız kardeşine benimle çıkmasını söyledin mi?

As-tu dit à ta sœur de m'inviter ?

Sonra da bunu döküp dışarı çıkmasını bekleyeceğiz.

On va verser de l'eau pour voir si elle sort.

O, randevusunun çıkmasını beklerken bir dergi okumuştu.

Elle consulta un magazine en attendant que son rendez-vous se montre.

O ona daha erken çıkmasını tavsiye etti.

- Elle lui conseilla de partir plus tôt.
- Elle lui a conseillé de partir plus tôt.

Tom kendisiyle akşam yemeği yemesi için Mary'nin dışarı çıkmasını istedi.

Tom a demandé à Marie de sortir pour dîner avec lui.

Onun sağlığı hakkında endişeli olduğu için, annesi onun dışarı çıkmasını engelledi.

Sa mère l'empêchait de sortir car elle s'inquiétait pour sa santé.

- Tom'a erken gitmesini söyledim.
- Tom'a erken ayrılmasını söyledim.
- Tom'a erkenden çıkmasını söyledim.

J'ai dit à Tom de partir tôt.

O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.

- Elle lui recommanda de prendre de longues vacances, il quitta donc immédiatement le travail et partit en voyage autour du monde.
- Elle lui a recommandé de prendre de longues vacances, il a donc quitté immédiatement le travail et est parti en voyage autour du monde.