Translation of "Yetişmez" in English

Kolunuz yetişmez.

Your arm is too short.

Burada ot yetişmez.

Grass doesn't grow here.

Para ağaçlarda yetişmez.

- Money does not grow on trees.
- Money doesn't grow on trees.

Ağaçlar bozkırlarda yetişmez.

Trees do not grow on prairies.

Biliyorsun, paralar ağaçta yetişmez.

Money doesn't grow on trees, you know.

Hiç kimse acıları olmadan yetişmez.

No one matures without growing pains.

Ahşabı israf etmeyin. O, ağaçlarda yetişmez.

Don't waste wood. It doesn't grow on trees.

Bu toprakta bir şey yetişmez gibi görünüyor.

Nothing seems to grow in this soil.

Eğrelti otları bu kadar kuru bir yerde yetişmez.

Ferns won't grow in such a dry place.

- Allah kulunu darda bırakmaz.
- İnsanın başı daralmayınca Hızır yetişmez.

- It's always darkest just before dawn.
- The darkest hour is just before dawn.

- Para ağaçlarda yetişmez.
- Para kolay kazanılmıyor.
- Para ağaçta yetişmiyor.

- Money does not grow on trees.
- Money doesn't grow on trees.