Translation of "Kuru" in English

- O çok kuru.
- Bu çok kuru.
- Çok kuru.

It's very dry.

Ağzım kuru.

Mouth is dry.

Kuyu kuru.

The well is dry.

Havlu kuru.

The towel is dry.

Saçı kuru.

- She has dry hair.
- Her hair is dry.

Gömlekler kuru.

The shirts are dry.

Boğazım kuru.

My throat is dry.

Toz kadar kuru.

It's dry as dust.

Sigaralarınızı kuru tutun.

Keep your cigarettes dry.

Benim boğazım kuru.

My throat feels dry.

Kuru ellerim var.

I have dry hands.

Bu çok kuru.

It's very dry.

Onun saçı kuru.

Her hair is dry.

Boğazım biraz kuru.

My throat is a bit dry.

Bu bira kuru.

This beer is dry.

Benim cildim kuru.

My skin is dry.

Dudakların kuru mu?

Are your lips dry?

Hava kuru burada.

The air is dry in here.

Kuru eriği severim.

I like prunes.

Sıcak, kuru alanlar daha sıcak ve daha kuru olacak.

Hot, dry areas will become hotter and drier.

- Dolar için döviz kuru nedir?
- Dolar kuru ne kadar?

What is the exchange rate for the dollar?

- Kuru fasulyenin kilosu kaça?
- Kuru fasulyenin kilosu kaç para?

How much is the kilo of beans?

Hatta kuru bez yok,

has not been dried,

Ve kuru öksürükte varsa

and if there is a dry cough

Kuru mevsim yakında başlayacak.

The dry season will set in soon.

Kuru kum su emer.

Dry sand absorbs water.

Paul kuru saça sahiptir.

Paul has dry hair.

Bu portakalı sıkamam. Kuru.

I can't squeeze this orange. It's dry.

Tom kuru dudaklarını yaladı.

Tom licked his dry lips.

O, kuru ve duygusuzdur.

He's dry and unemotional.

Bugünkü döviz kuru nedir?

What's today's exchange rate?

Bugün döviz kuru nedir?

- What is the exchange rate today?
- What's the exchange rate today?

Bu giysiler nihayet kuru.

These clothes are finally dry.

Gömlek temiz ve kuru.

The shirt is clean and dry.

Havanın kuru olacağını umuyorum.

I hope the weather is going to be dry.

Kuru yapraklar hemen tutuştu.

The dry leaves immediately caught fire.

Kuru üzümlü kek nerede?

Where is the cake with raisins?

Benim boğazım biraz kuru.

My throat's a little dry.

Kuru ahşap iyi yanar.

Dry wood burns well.

Gömleğim henüz kuru değil.

My shirt isn't dry yet.

Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.

Raisins are dried grapes.

Bu sandviçteki ekmek kuru.

The bread on this sandwich is dry.

Kuru incir yemeyi bırakamam.

I can't stop eating dried figs.

Neden kuru üzüm yemiyorsun?

Why do you not eat raisins?

Ön cam tamamen kuru.

The windshield is all dry.

Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı​​?

Which do you prefer, raisins, prunes or dates?

- Doların döviz kuru önemli ölçüde düştü.
- Dolar kuru önemli ölçüde düştü.

The dollar's exchange rate has dropped dramatically.

Ben kuru bir şey istiyorum.

I want something dry.

Benim kuru bir öksürüğüm var.

I have a dry cough.

Benim çoraplar zaten kuru mu?

Are my socks dry already?

Bana kuru bir havlu getirin.

Bring me a dry towel.

Döviz kuru, dolar 145 yen.

The rate of exchange is 145 yen to the dollar.

Genç, kuru dalı kesmeye çalıştı.

The boy tried to saw off the dead branch.

Onun kuru espri anlayışı yok.

He doesn't have a dry sense of humor.

Frak gömleği temiz ve kuru.

The dress shirt is clean and dry.

Ben kuru bir cilde sahibim.

I have dry skin.

Çocuk, kuru yaprakları ayağıyla itti.

The children kicked the dry leaves into the air.

Kaktüsler kuru yerde yaşayan bitkilerdir.

Cacti are plants that live in dry places.

Ceketimi kuru temizleyiciye götürür müsün?

Would you take my jacket to the cleaners?

Bazen kuru üzümler ilave edilir.

Sometimes raisins are added.

Biraz kuru üzüm ister misin?

Do you want some raisins?

Saçında bir kuru sümük var.

You've got a booger on your hair.

Kapıdaki boya henüz kuru değil.

- The paint on the door is not dry yet.
- The paint on the door isn't dry yet.

Lütfen kuru temizlemeden elbiselerimi alıver.

Please pick up my dry cleaning.

Kuru bir yaprak yere düştü.

A dead leaf fell to the ground.

Arabanın lastikleri kuru çamurla kaplanmıştı.

The car's tires were caked with dried mud.

Kuru bir havluya ihtiyacım var.

I need a dry towel.

Tom, kuru incir bağımlılığından muzdarip.

Tom suffers from dried fig addiction.

Bugünkü yen dolar kuru nedir?

What's the yen-dollar rate today?

Kuru bir havluya ihtiyacı var.

He needs a dry towel.

Başrahipler kuru ot biçer mi? Başrahipler asla kuru ot biçmezler. Başrahipler dua ederler!

Do abbots mow hay? Abbots never mow hay. Abbots pray!

Elbisemi bir kuru temizleyiciye göndermek istiyorum.

I'd like to send my dress to a dry cleaner.

Şimdi dolar için döviz kuru nedir?

- What is the exchange rate for dollars now?
- How much is the dollar now?

Dolar döviz kuru önemli ölçüde arttı.

The dollar exchange rate has increased dramatically.

Cihazı sadece kuru bir bezle silin.

Clean the apparatus only with dry cloth.

Yerinde olsam onu kuru temizleme yaptırırdım.

I'd get it dry-cleaned if I were you.

Serin ve kuru bir yerde saklayınız.

Store in a cool and dry place.

- Tom'un tuzu kuru.
- Tom'un işleri tıkırında.

- Tom is wealthy.
- Tom is well off.

Polis memuru kuru sıkı ateş etti.

The police officer fired a blank.

Doların Avroya karşı kuru inişe geçti.

The exchange rate of the dollar versus the euro has declined.

Ders kuru boya izlemek kadar sıkıcıydı.

The lecture was as boring as watching paint dry.

Bu portakalın suyunu sıkamıyorum. O kuru.

I can't squeeze juice out of this orange. It's dry.

Lütfen ona kuru yapraklardan kurtulmasını söyle.

Please tell him to get rid of the dead leaves.

Tom'un kuru bir havluya ihtiyacı var.

Tom needs a dry towel.

Tom eve giderken kuru temizlemeyi aldı.

- Tom picked up the dry cleaning on his way home.
- Tom picked the dry cleaning up on his way home.

Komşumun köpeği kuru köpek maması yemez.

My neighbor's dog won't eat dry dog food.

Sadece kuru bir bez gerektiğinde ağlar.

She only cries when she needs a dry nappy.

Tom kuru bir espri anlayışına sahiptir.

Tom has a dry sense of humor.

- O çok kuru.
- O, çok kurudur.

It's very dry.

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

In these conditions it's almost impossible to find dry fire wood.