Translation of "Gibi" in English

0.079 sec.

Examples of using "Gibi" in a sentence and their english translations:

gibi

like

gibi.

like.

Usta gibi, mürit gibi.

Like master, like disciple.

- Orospu gibi giyinmişti.
- Şıllık gibi giyinmişti.
- Sürtük gibi giyinmişti.
- Şırfıntı gibi giyinmişti.
- Kaltak gibi giyinmişti.
- Kevaşe gibi giyinmişti.
- Kahpe gibi giyinmişti.
- Paçoz gibi giyinmişti.
- Fahişe gibi giyinmişti.
- Kaşar gibi giyinmişti.
- Yelloz gibi giyinmişti.
- Yollu gibi giyinmişti.
- Yosma gibi giyinmişti.
- Aşüfte gibi giyinmişti.
- Kokot gibi giyinmişti.
- Motor gibi giyinmişti.
- Hafifmeşrep giyinmişti.

- She was dressed like a bitch.
- She was dressed like a whore.
- She was dressed like a slut.

Skype gibi Facetime gibi Whatsapp görüntülü görüşme gibi

Like Skype, Facetime, Whatsapp video call

Şaka gibi, inanılır gibi değil.

It is like a joke, hard to believe.

"Onun gibi olmayın." "Ne gibi?"

"Don't be like that." "Like what?"

- Söylediğim gibi yapacaksın.
- Söylediğim gibi yapacaksınız.
- Dediğim gibi yapacaksın.
- Dediğim gibi yapacaksınız.

- You'll do as I say.
- You will do as I say.

Gördüğümüz gibi

And as we've seen,

Bunun gibi.

Like this one.

Şey gibi...

It's like a...

Gördüğünüz gibi...

You see…

"Grip gibi."

"It’s a lot like the flu."

Sihir gibi.

It's like magic.

Söylediğin gibi.

As you say.

"Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım."

"Float like a butterfly, sting like a bee."

Bir gemi gibi kayık gibi aynı

same as a boat like a boat

- Karınca gibi çalış.
- Karınca gibi çalışın.

Work as the ant.

Dediğim gibi yap, yaptığım gibi değil.

- Do as I say, not as I do.
- Do as I say, and not as I do.

- Kurt gibi acıktım.
- Kurt gibi açım.

I'm hungry like the wolf.

- Olduğun gibi mükemmelsin.
- Olduğun gibi harikasın.

You're perfect the way you are.

- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
- Gitmeyecekler gibi geliyor.

It sounds like they're not going to leave.

- Erkek gibi dövüş.
- Adam gibi dövüş.

Fight like men.

- Korkuyorsun gibi görünüyordun.
- Korkmuş gibi görünüyordun.

You looked like you were afraid.

- Söylediğin gibi yapacağım.
- Söylediğiniz gibi yapacağım.

I'll do as you say.

- Penguen gibi yürürüm.
- Penguen gibi yürüyorum.

I walk like a penguin.

İstediğimiz gibi değil, yaşayabildiğimiz gibi yaşarız.

We live, not as we wish to, but as we can.

- Yorgun gibi görünüyorsun.
- Bitkin gibi görünüyorsun.

- You look like you're tired.
- You seem tired.

- Bir erkek gibi dövüş!
- Erkek gibi dövüş.
- Adam gibi dövüş.

Fight like a man!

- Söylediğim gibi yapın.
- Sana söylediğim gibi yap.
- Size söylediğim gibi yapın.

Do as I told you.

- Kendi evinizde gibi davranın.
- Kendi evinizdeymiş gibi davranın.
- Evindeymişsin gibi davran.

- Make yourself at home.
- Make yourself at home!

Konut güvensizliği gibi çökmüş göç sistemi gibi

like housing insecurity, like broken immigration systems,

- Bir erkek gibi davran.
- Erkek gibi davran.

- Act like a man.
- Act like a man!

Ciddiymiş gibi görünebilirsin ama eğlenmiş gibi görünemezsin.

You can pretend to be serious, but you can't pretend to be funny.

- Sanki sarhoş gibi görünüyor.
- Sarhoşmuş gibi görünüyor.

She looks as if she were drunk.

Michael Jordan gibi bir şampiyon gibi olmayabilir

Well, maybe not a champion like Michael Jordan,

- Bana dendiği gibi yaptım.
- Dediğim gibi yaptım.

I did as I was told.

- Erkek gibi davran.
- Bir adam gibi davran.

Behave like a man.

- Ben aldatıldım gibi hissediyorum.
- Aldatılmış gibi hissediyorum.

I feel like I've been cheated.

- Bir deprem gibi hissettim.
- Deprem gibi hissettirdi.

That felt like an earthquake.

Tom bugünlerde kendisi gibi davranıyor gibi görünmüyor.

Tom doesn't seem to be himself these days.

- Sen âşık gibi görünüyorsun.
- Âşık gibi görünüyorsunuz.

You seem to be in love.

Onlar gibi olmak için onlar gibi düşünmeliyiz.

In order to be like them, we must think like them.

- Erkek gibi davran.
- Bir adam gibi davran!

- Act like a man.
- Act like a man!

- Tam tahmin ettiğim gibi.
- Aynen şüphelendiğim gibi.

It's just as I suspected.

- Baca gibi sigara içer, balık gibi içki içer.
- Baca gibi sigara, sünger gibi de içki içer.

He smokes like a chimney and drinks like a fish.

- Kendi evindeymişsin gibi davran.
- Kendi evinizde gibi davranın.
- Kendi evinizdeymiş gibi davranın.
- Lütfen evinde gibi davran.

- Make yourself at home.
- Please make yourself at home.
- Please make yourself at home here.

- Ben yaşlıyım gibi görünmüyorum.
- Yaşlı gibi görünmüyorum.
- Yaşlı gibi gözükmüyorum.
- Yaşlı gözükmüyorum.

I don't look like I'm elderly.

Notta dediği gibi,

Like this note that says,

Burada gördüğünüz gibi,

as can be seen here,

Tıpkı Banaz gibi,

Just like Banaz,

J.R.Tolkien'in dediği gibi

As J.R. Tolkien said,

gibi ifadeler öğrenmekten,

in the language, relatively early on,

Erkekler gibi uçuyorlardı.

but they were flying like men.

Hulahop gibi değil.

It's not like hula hoop you know,

"Kadınlar, oldukları gibi?"

"Women, true to selves? "

Tahmin edebileceğiniz gibi,

As you can imagine,

Bu gibi zamanlarda,

And in moments like these,

Midemde varmış gibi.

It's like that in my stomach.

Su buz gibi.

That water is freezing cold.

Süzülüyormuş gibi hissediyordum;

I felt like I was floating,

Benetton reklamı gibi,

It's like a Benetton commercial,

Kibirmiş gibi sanki.

As if it's hubris.

Ne gibi mi?

Like what?

Ramel gibi insanlar.

People like Ramel.

Maidan'da olduğu gibi.

Like Maidan.

Azınlık gibi değil.

Not like the minority.

İkiyüzlü gibi hissedebiliriz.

We may feel like hypocrites.

Saklanıyor gibi hissettim.

it felt like I was hiding.

Ama zehir gibi.

but she's sharp.

Covid-19 gibi

like covid-19

Tıpkı bizim gibi.

Just like us.

Tıpkı insan gibi

just like human

Tren çarpışmaları gibi

Like train collisions

Benim gibi biyojeokimyagerler

Soil biogeochemists like me

Dün gibi aklımda...

Just have this...

Olması gerektiği gibi.

as well as it should.

Aydınlanıyor gibi görünüyor.

It seems to be clearing up.

İstediğin gibi yap.

Have it your way.

Ninjaymışız gibi davranalım.

Let's pretend we are ninjas.

Domuz gibi yeme.

- Don't eat like a pig.
- Don't eat like a pig!

Zaten bildiğiniz gibi.

As you already know.

Haklısınız gibi görünüyor.

It looks as if you're right.

Nedenler aşağıdaki gibi.

The reasons are as follows.

Ölü gibi hissettim.

I felt like I was dead.

Hastaymış gibi gözüküyor.

He seems to have been ill.

Arı gibi çalıştılar.

They worked hard like so many bees.

Hastaymış gibi görünüyordu.

He looked as if he had been ill.

Adam gibi davran.

You must act like a man.

Her zamanki gibi.

Same as usual.

İnanılır gibi değil!

- It's incredible.
- It's incredible!

Kaybolmuş gibi görünüyorum.

I seem to be lost.

Fındıkfaresi gibi yorgunum.

I am tired like a dormouse.

Yedi gibi görüşürüz.

See you about 7.

Tam istediğim gibi.

That's exactly how I want it.

Askermiş gibi davranalım.

Let's pretend that we're soldiers.

Delirmiş gibi davranıyor.

He behaves as if he were insane.