Translation of "Ağaçta" in English

Uçurtma ağaçta sıkıştı.

The kite got caught in the tree.

Bir ağaçta uyuyabilirim.

I can sleep on a tree.

Kedim ağaçta sıkıştı.

- The cat is stuck in the tree.
- The cat's stuck in the tree.

Ağaçta öten kuşa bak.

Look at the bird singing in the tree.

Ağaçta birkaç portakal var.

There are some oranges on the tree.

Kuşlar ağaçta şarkı söylüyorlardı.

Birds were singing up in the tree.

Kedim bir ağaçta sıkıştı.

My cat got stuck up a tree.

Kedi ağaçta mahsur kaldı.

The cat was stuck in the tree.

Bazı elmalar ağaçta çürüdü.

Some apples rotted on the tree.

Ağaçta bir kuş ötüyor.

A bird is singing in the tree.

Biliyorsun, paralar ağaçta yetişmez.

Money doesn't grow on trees, you know.

Ya da ağaçta kamp kuracağız.

or we make a camp in the tree.

Demek ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz?

So, you want me to make a camp in the tree?

Ağaçta bir sürü kuş vardı.

There were a lot of birds in the tree.

Oradaki ağaçta bir şey var.

There's something up there in the tree.

Ağaçta hiç elma var mı?

Are there any apples on the tree?

Tom, o ağaçta ne yapıyorsun?

Tom, what are you doing up in that tree?

Kuş kuyruğunu sallayarak ağaçta oturuyordu.

The bird was sitting in the tree wagging its tail.

Tilki oyuk bir ağaçta saklandı.

The fox hid in the hollow tree.

O ağaçta artık yaprak yok.

There are no leaves left on that tree.

Orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız

and do like the orangutans do, make a camp actually in the tree,

Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?

Cool cave? Or high tree?

Ağaçta birkaç elma var, değil mi?

There are a few apples on the tree, aren't there?

Bak! o ağaçta bir kuş var.

Look! There's a bird in that tree.

Şu ağaçta yetişen tüm mangolara bak.

Look at all the mangoes growing on that tree.

Tom, ağaçta bir kedinin miyavladığını duydu.

Tom heard a cat meowing in the tree.

Ya da ağaçta kamp kuracağız. Karar sizin.

or we make a camp in the tree. You decide.

Bu ağaçta, her dalda bir elma var.

On this tree, there is an apple on every branch.

Üç küçük kedi birlikte bir ağaçta yaşıyordu.

Three small cats lived together in a tree.

Bu ağaçta her dal üzerinde bir elma var.

In this tree, there is an apple on every limb.

Tom kedi yavrusu bir ağaçta sıkıştığı zaman itfaiyeyi aradı.

Tom called the fire brigade when his kitten got stuck up a tree.

- Para ağaçlarda yetişmez.
- Para kolay kazanılmıyor.
- Para ağaçta yetişmiyor.

- Money does not grow on trees.
- Money doesn't grow on trees.

Ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz demek? Bu muhtemelen kötü bir fikir değil.

So you want me to make a camp in the tree? That's probably not a bad idea.

"Orada, bir sincap" "Ne? Nerede?" "Yukarıda ağaçta. Görüyor musun?" "Evet, onu gördüm!"

"There, a squirrel" "What? Where?" "Up there on the tree. Do you see it?" "Yes, I see it!"

"Bak, bir sincap!" "Nerede? Bana göster!" "Tam orada, şu ağaçta. Onu bulabilir misin?" Ah, onu şimdi görüyorum!"

"Look, a squirrel!" "Where? Show me!" "Right there in that tree. Can you find it?" "Oh, I see it now!"