Translation of "Yemesi" in English

Hayvanların yemesi gerekiyor.

The animals need to eat.

Çocuğu yemesi için zorlama.

Don't force the child to eat.

Tom'un yemek yemesi gerek.

Tom needs to eat.

Tom'un fıstıkları yemesi gerekmiyor.

Tom isn't supposed to eat peanuts.

Onun hepsini kimin yemesi bekleniyor?

Who's supposed to eat all that?

Pizza yemesi kız kardeşini kızdırdı.

His eating a pizza annoyed his sister.

Tom'un şimdi yemek yemesi gerekmiyor.

Tom isn't supposed to be eating now.

Tom'un bir şeyler yemesi gerekiyor.

- Tom needs to eat something.
- Tom must eat something.
- Tom has to eat something.
- Tom's got to eat something.

Senin kedinin daha fazla yemesi gerekir.

Your cat needs to eat more.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.

She forced him to eat his vegetables.

O, onu ıspanak yemesi için zorladı.

She forced him to eat spinach.

Tom'un yemek yemesi için zamanı yok.

Tom doesn't have time to eat.

Tom'un yemesi için bir şey alacağım.

I'll buy something for Tom to eat.

Tom'un yemek yemesi için zamanı yoktu.

Tom didn't have time to eat.

Tom Mary'nin kahvaltı yemesi gerektiğini söyledi.

- Tom said Mary should've eaten breakfast.
- Tom said Mary should have eaten breakfast.
- Tom said that Mary should've eaten breakfast.

Tom Mary'nin yemek yemesi gerektiğini biliyordu.

Tom knew Mary needed to eat.

Hemen bir şeyler yemesi gerektiğini söyledi.

He said he just had to eat something right away.

Doktor Tom'a çok sebze yemesi gerektiğini söyledi.

The doctor told Tom that he should eat a lot of vegetables.

Tom Mary'ye bir şey yemesi gerektiğini söyledi.

Tom told Mary that she needed to eat something.

Çocukların dumanlı restoranlarda yemek yemesi güvenli midir?

Is it safe for children to eat in smoky restaurants?

Tom'un annesi onu sebzelerini yemesi için zorladı.

Tom's mother forced him to eat his vegetables.

Tom, Mary'nin şimdi yemek yemesi gerektiğini söyledi.

- Tom said Mary should eat now.
- Tom said that Mary should eat now.

Tom Mary'nin bir şey yemesi gerektiğini söylüyor.

Tom says Mary ought to eat something.

Tom, Mary'nin bir şey yemesi gerektiğini söylüyor.

Tom says Mary needs to eat something.

Tom, Mary'nin daha fazla yemesi gerektiğini söyledi.

- Tom said Mary should've eaten more.
- Tom said Mary should have eaten more.
- Tom said that Mary should've eaten more.

Tom Mary'yi bir kurbağayı yemesi için zorladı.

Tom forced Mary to eat a frog.

Tom'a daha fazla sebze yemesi gerektiğini söyledim.

I told Tom he should eat more vegetables.

İkincisi, yıl boyunca çok fazla sinek yemesi gerekmiyor.

And two, it doesn't need to eat that many flies throughout the year.

Herkesin biraz yemesi için partide yeterli yiyecek vardı.

There was enough food at the party for everyone to have some.

Tom her gün et yemesi gerektiğini düşünerek büyüdü.

- Tom grew up thinking that he needed to eat meat every day.
- Tom grew up thinking he needed to eat meat every day.

Tom'a, masasında öğle yemeği yemesi için izin verilmedi.

Tom wasn't allowed to eat lunch at his desk.

Tom oğluna tabağındaki her şeyi yemesi gerektiğini söyledi.

Tom told his son that he had to eat everything that was on his plate.

Tom Mary'nin yemesi için bir şey alacağını söyledi.

- Tom said he would buy something for Mary to eat.
- Tom said that he would buy something for Mary to eat.

Tom, Mary'ye daha sağlıklı yiyecekler yemesi gerektiğini söyledi.

Tom told Mary that she should eat healthier food.

Tom, Mary'nin buzdolabındaki yiyeceklerden hiçbirini yemesi gerektiğini söyledi.

- Tom said Mary shouldn't eat any of the food in the refrigerator.
- Tom said that Mary shouldn't eat any of the food in the refrigerator.

Tom, Mary'nin daha fazla sebze yemesi gerektiğini söyledi.

Tom said that Mary should eat more vegetables.

Tom, Mary'ye daha fazla meyve yemesi gerektiğini söyledi.

Tom told Mary she needed to eat more fruit.

Tom, Mary'nin daha fazla meyve yemesi gerektiğini düşünüyor.

- Tom thinks Mary should eat more fruit.
- Tom thinks that Mary should eat more fruit.

Tom, Mary'nin daha fazla meyve yemesi gerektiğini söyledi.

- Tom said Mary should eat more fruit.
- Tom said that Mary should eat more fruit.

Bugün ona tatlı bir şey yemesi için izin verilmiyor.

Today, he is not allowed to eat anything sweet.

Doktor Tom'a daha dengeli bir diyet yemesi gerektiğini söyledi.

The doctor told Tom he needed to eat a more balanced diet.

Tom, Mary'nin daha sağlıklı yiyecek yemesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought Mary needed to eat healthier food.
- Tom said that he thought Mary needed to eat healthier food.

Sıcak bir iklimde insanların köri gibi sıcak şeyler yemesi garip.

It is strange that people in hot climate eat hot things like curry.

Tom'un öğle yemeğini yemesi için sadece on beş dakikası var.

Tom has only fifteen minutes to eat his lunch.

Öğle yemeğini yemesi için Tom'a sadece on beş dakika veriliyor.

Tom is only given fifteen minutes to eat his lunch.

Tom'un annesi ona hep daha fazla sebze yemesi gerektiğini söylerdi.

Tom's mother always told him he should eat more vegetables.

Tom kendisiyle akşam yemeği yemesi için Mary'nin dışarı çıkmasını istedi.

Tom asked Mary to go out to have dinner with him.

Yarın bizimle birlikte akşam yemeği yemesi için Tom'u davet ettim.

I invited Tom to eat dinner with us tomorrow.

Tom yemek yemek istemedi ve Mary onu yemesi için ikna edemedi.

Tom didn't want to eat and Mary couldn't persuade him to.

Endüstrileşmiş ülkelerdeki pek çok çocuk çok fazla şeker yemesi nedeniyle çok şişman.

- Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too many sweets.
- Lots of children in industrialised countries are too fat because they eat too much candy.

Tom, Mary'nin son pasta parçasını yemesi için kışkırtıldığını söyledi fakat o onu onun için bıraktı.

- Tom said Mary was tempted to eat the last piece of cake, but left it for him.
- Tom said that Mary was tempted to eat the last piece of cake, but left it for him.

Pilavı yemek çubuğu ile yemek, kan şekerini kaşıkla yemeye göre daha az yükseltiyor. Çünkü daha zor ve yemesi daha uzun sürüyor.

Eating rice with chopsticks raises blood sugar less than eating with a spoon because it's more difficult and increases the time it takes to eat.