Translation of "şeyler" in Chinese

0.011 sec.

Examples of using "şeyler" in a sentence and their chinese translations:

Bir şeyler deneyelim!

我們試試看!

Böyle şeyler söyleme.

不要这样说。

Önemsiz şeyler düşünüyorsun.

你在思考無關緊要的事情。

Bir şeyler yemek istiyorum.

我想吃點東西。

Sadece aptalca şeyler söyledi.

他只會說胡話。

Bütün bu şeyler doğrudur.

那些事都是真的。

Bir şeyler ye lütfen.

请吃点菜。

Böyle uğursuz şeyler söyleme.

別說這麼不吉利的話。

Ufak tefek şeyler olur.

事情难免会发生。

Bu şeyler benimki değil!

这些东西不是我的!

Haydi bir şeyler deneyelim!

我們試試看!

Güzellik tuhaf şeyler yapabilir.

美女也会做奇怪的事情.

Tüm güzel şeyler bitmek zorundadır.

天下无不散之筵席。

Hayatta daha önemli şeyler var.

人生里有更重要的事情。

Bunlar gerçek , gerçek kötü şeyler.

这是一些十分坏的事情。

Cezalandırılmam gereken kötü şeyler yaptım.

我做了該受罰的壞事。

Bana yiyecek bir şeyler ver.

給我點東西吃。

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

Ann在黑板上写了些什么。

Yapacak çok fazla şeyler var!

要做的事太多了!

Böyle şeyler nadiren başıma gelir.

我觉得这种事情偶然发生。

Tom birçok büyük şeyler yaptı.

汤姆做了许多大事。

Hakkınızda bir şeyler öğrenmek istiyorum.

我想听听关于你的事情。

- Bir şeyler deneyelim!
- Bir deneyelim.

我們試試看!

- Ben bazı şeyleri satın alacağım.
- Bir şeyler almaya gidiyorum.
- Bir şeyler alacağım.

我去買點東西。

Bu şeyler sağlık için tehlikeli mi?

这些东西对健康有害吗?

Senin yeni şeyler öğrenmeyi sevdiğini düşünüyordum.

我以為你喜歡學習新事物。

Gidelim ve bir şeyler yiyelim mi?

去吃点东西吧?

Önemli şeyler için asla zamanın yoktur!

你从来没时间处理重要的事情!

Edison birçok yararlı şeyler icat etti.

愛迪生發明了許多有用的東西。

Gözden kaçırdığım bir şeyler olduğu açık.

我确实在这里丢了东西。

Bu şeyler dengeli bir öğün oluşturur.

这些东西构成了一顿营养均衡的饭。

Otel kasasına bir şeyler koymak istiyorum.

我想在酒店的保险柜里存点东西。

Burada her zaman bir şeyler olur.

這裡總有一些事情在發生。

Bir şeyler atıştırmak için yeterli zaman var.

有足夠的時間很快地吃一下點心。

Önemsiz şeyler söylemeyi kes! Ana noktaya odaklan.

廢話少說,說重點。

İnsanların tartışmaktan kaçınmak istediği bazı şeyler vardır.

有些事情,人们喜欢避而不谈。

O bazı şeyler almak için dışarı çıkıyor.

她去买东西。

Açım, bu yüzden yiyecek bir şeyler alacağım.

我餓了,所以我要吃東西。

- Yiyecek bir şey istiyorum.
- Yiyecek bir şeyler istiyorum.

我想吃點東西。

Sabırlı ve ısrarcı ol. Bu şeyler zaman alır.

耐心地坚持下去,这些事急不来。

Sabırlı ve kararlı ol. Böyle şeyler zaman alır.

耐心地坚持下去,这些事急不来。

Ben ucuz şeyler satın alacak kadar zengin değilim.

我还没有钱到老能买便宜东西的地步。

Biri konuşurken saygılı olmalı ve müstehcen şeyler söylememelidir.

开口要有礼貌,不讲下流话。

Bu dünyada sadece kelime şeklinde ifade edilemeyen şeyler vardır.

這個世界上有些事物根本不能用言語形容。

- Yapacak çok şey var!
- Yapacak çok fazla şeyler var!

要做的事太多了!

Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.

我昨晚一整夜沒睡好,因為有許多事情縈繞在我的心頭。

Hayat böyle şeyler hakkında endişe etmek için çok kısa.

人生短暫,用來擔心這種事情,實在太浪費了。

Her zaman asla öğrenemeyeceğim şeyler olacaktır, benim önümde sonsuzluğum yok.

总有一些东西我永远不能学会,我的生命不是永恒的!

Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!

我父母整天都在為雞毛蒜皮的事情吵架,真是煩死人了!

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

我真想在 Tatoeba 寫很多很多的句子,不過我有別的事要做。

- Onun kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şeyler fısıldadı.

她在他耳邊低聲說話。

Maria ve Natalia alışverişe giderler. Kendileri için bir şeyler alırlar.

瑪麗亞和納塔利婭去購物。他們為自己買些東西。

Londraya giderken Bay Higgins Tom ve Susie'ye bir sürü ilginç şeyler söyledi.

在去倫敦的路上,Higgins先生和Tom和Susie說了許多有趣的事。

Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

我學習的不只是中國的語言,也是一些關於這個國家的東西。