Translation of "şeyler" in Japanese

0.033 sec.

Examples of using "şeyler" in a sentence and their japanese translations:

İsimler, şeyler.

名前 物

- Bir şeyler çıkartın!
- Bir şeyler kapın!

しっかり頑張ってこい。

Söyleyebileceğin şeyler var ve söyleyemiyeceğin şeyler var.

言っていいことと悪いことがあるだろ。

Güzel şeyler oluyor.

すごいことが起きるのです

Bildiğinizi düşündüğünüz şeyler,

あなたが知っていると思うことが

Böyle şeyler yapmaz.

彼女はそんなことはしない。

Kötü şeyler yapmayın.

あくどい事をするな。

Böyle şeyler söyleme.

そんなこと言うなよ。

Bir şeyler yemelisin.

何か食べた方がいいよ。

Aptalca şeyler söyleme!

馬鹿なこと言ってんじゃねえよ。

Bir şeyler deneyelim!

何かしてみましょう。

Olur böyle şeyler.

事故は避けられない。

Önemsiz şeyler düşünüyorsun.

どうでもいいことを考えている。

Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,

一生忘れられない 旅にしたかったのです

Yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."

やらなかったことを後悔するだろう ”

Onlar için söylenen şeyler:

被害者がただ

Ama bir şeyler değişti

でも 状況が変わり

Bir şeyler doğru hissettirmiyor.

何かが引っかかります

Tedavisi aşırı zor şeyler.

治療することが ひどく難しいのですが

şeyler hakkında bilim ışığında

見なかったことにするのは難しいでしょう

Her yerde olan şeyler

どこにでもあります

Farklı şeyler denemek istersin.

色々な番組を観たいものです

Sen bir şeyler duyuyorsun.

空耳ですよ。

Çabucak bir şeyler yiyelim.

急いで何か食べましょう。

Değerli şeyler bankanın korumasındadır.

貴重品は銀行に保管してある。

Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın.

何かおなかに入れてから出かけなさい。

Bu moda olan şeyler.

それは今はやりだ。

Yeni şeyler öğrenmeye meraklıdır.

彼女は新しいことを学びたがっている。

O cesur şeyler söylüyor.

彼は大胆なことを言う。

Bir şeyler yemek istiyorum.

- 私は何か食べたい。
- 何か食べたいな。
- 何か食べたい。

Hatalarından bir şeyler öğrenmelisin.

失敗から学ばなければならない。

Öyle aptalca şeyler yapmaz.

彼はそんな馬鹿なことはしない。

Uzak şeyler bulanık görünür.

遠くの物がかすんで見えます。

Böyle uğursuz şeyler söyleme.

縁起の悪いことを言いなさんな。

Böyle aptalca şeyler söyleme.

そんな愚かなことを言うな。

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.

私たちはいろんなことを話しました。

Çantasında çeşitli şeyler var.

彼女のハンドバッグにはいろいろな物が入っている。

O böyle şeyler söyleyebilir.

彼ならそれくらいの事はいいかねない。

Yeni şeyler denemekten korkmayın.

新しい物事に手を出すのを恐れるな。

Diğer şeyler daha önemlidir,

スキルや考え方といった

Bu şeyler benimki değil!

これらの物は私の物ではない。

Başladığımızda bilmediğimiz şeyler vardı.

私たちが始めた時、わからないことはあった。

Bilmek istediğim şeyler gerçeklerdir.

私が知りたいのは事実だ。

Tom'dan çok şeyler öğrendim.

- トムにはたくさんのことを教えてもらった。
- トムからたくさんのことを学びました。

Sonsuza dek konuşacağımız bir şeyler.

ずっと語りあえるようなものに

Yıllardır yapmayı bildiğimiz şeyler içindi.

例えば2つの薬を 1つに合わせるというような

Orada da bir şeyler oldu.

ここでも あることが起こりました

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

長いこと考えていなかったようなことを

Böylece bir şeyler yolunda gidiyordu.

順調にいっていました

Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.

皆さんが何かをしてほしい と思っているのです

Bunlar yapay zekânın yapamayacağı şeyler.

これらはAIにないものです

Sinir bozucu şeyler aynı kaldı.

イライラ要素の多くは変わっていません

İnsanlar şu gibi şeyler sordu:

人々はこんな質問をしました

Kültürel törenler ve benzeri şeyler.

文化的な儀式なども 目にします

Ze bir şeyler içmeye gitti,

ゼイは飲み物を取りに行き

Böyle şeyler her zaman olur.

- その様なことはしょっちゅう起こる。
- そのような事はしょっちゅう起こる。

Sana soracağım bir şeyler var.

- 私はあなたに頼みたいことがいくつかあります。
- ものは相談だけど。

Küçük şeyler hakkında yaygara koparmayın.

つまらないことで騒ぎ立てるな。

Herkesin önünde böyle şeyler söylememelisin.

そんなことを人前で言ってはいけない。

Böyle şeyler söylemen senin dikkatsizliğin.

そんなことを言うなんて軽率だ。

Öyle şeyler konusunda bilgim yok.

その辺の事情は知らないんだ。

O bazen güzel şeyler söyler.

彼は時々気の利いたことを言う。

Ona böylesine kaba şeyler söylememelisin.

彼にそんな失礼なことを言うものではない。

Herkes yeni şeyler yapmaktan korkar.

誰も新しいことをやるのが恐い。

Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.

- 他人の悪口を言うな。
- 人の悪口を言うな。

Hayatta daha önemli şeyler var.

人生にはもっと大事なことがある。

Kimse bana böyle şeyler söylemedi.

そんなの言われたことないわ。

Bazı şeyler, söylenmediğinde daha iyidir.

言わない方がいいこともある。

Önemsiz şeyler üzerinde zaman kaybetmeyin.

- つまらないことに時間を浪費するな。
- つまらないことに時間を費やすな。

Bana yiyecek bir şeyler ver.

- 私に何か食べ物を下さい。
- 何か食べ物を下さい。

O tür şeyler önemli değildir.

そんなこと重要ではない。

Tom'un bir şeyler sakladığını gördüm.

トムが何かを隠すのが見えた。

Genellikle ne tür şeyler yersiniz?

普段どんなもの食べてるの?

Tom bana çok şeyler öğretti.

トムは私にたくさんのことを教えてくれた。

Burada gümrüksüz şeyler alabilir miyim?

ここは免税店ですか。

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

アンは黒板に何か書いた。

Seninle dünyevi şeyler hakkında konuştum.

私はあなたたちに地上のことを話した。

Yapacak çok fazla şeyler var!

やらなければならない事がありすぎる!

Böylelikle daha iyi şeyler yapacaksınız.

さらに 良い行いができます

Küçük şeyler küçük zihinleri eğlendirir.

小人はつまらないことに興ずる。

- Okumak için ilginç bir şeyler veriniz.
- Bana okuyacak ilginç bir şeyler ödünç ver.

何かおもしろい読み物を貸してください。

Ve kesinlikle bir şeyler yapmam gerekecekti.

実際に行動を 起こさないといけないと思いました

Zaten bildiğim şeyler açık olan gerçeklerdi;

私も元々知っていた 歴然たる事実としては

Diğer bir deyişle, farklı şeyler görmedim,

言い換えると 今まで見ていた同じものが

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

オンラインで行え

Gücünüzün yetmediği şeyler için şikâyet etmeyin.

だから できないことに 不平不満を言わず

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

でも インドに到着したら あることが起こりました

İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.

兵士たちは 良いことを探すようにと 言われます

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

でもこの辺りで 見るのは珍しい

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

でもこの辺りで 見るのは珍しい

Orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz.

オーガズムの男女差について 耳にすることも増えましたね

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

それに 悪いことは 突然起こるものですが

Ama iyi şeyler bir günde olmaz.

良いことというのは 「1日にしてならず」です

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

‎撮影されたことのない ‎彼らの夜の姿

Ancak önemli olan bu küçük şeyler.

それが大事なんです

Çeşitlilik ve kapsayıcılık aynı şeyler değil.

多様性と受容性は 同じものではありません

Herkesin başlangıç olarak yapabileceği şeyler var.

誰にでも始められることがあります

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

すると いいことが次々に起こり