Translation of "şeyler" in Arabic

0.021 sec.

Examples of using "şeyler" in a sentence and their arabic translations:

İsimler, şeyler.

أسماء، أشياء...

Bunlar aynı şeyler.

إنها الشيء ذاته.

Hatıralar büyüleyici şeyler.

الذكريات أشياء رائعة.

Güzel şeyler oluyor.

عندها تتوالى الأشياء الرائعة.

Bildiğinizi düşündüğünüz şeyler,

قد تكون الأشياء التي تظنون أنكم على دراية تامة بها

Playstation vb. şeyler

بلاي ستيشن الخ أشياء

Mermerden yapılan şeyler

أشياء مصنوعة من الرخام

Böyle şeyler söyleme.

لا تَقُل مِثل هذهِ الأشياء.

Bir şeyler deneyelim!

- لنجرب فعل شيءٍ ما.
- لنجرب شيئاً!

Tom şeyler çalar.

توم يسرق الاشياء.

Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,

أردنا القيام بشيء ما، شيء لن ننساه أبدًا،

- Önemsiz şeyler için endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenmeyin.

لا تقلق بشأن الأشياء الغير مهمة.

Ve bize bir şeyler empoze etmeye çalışan şeyler görüyoruz

ونرى أشياء تحاول فرض شيء علينا

Yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."

بسبب الأشياء التي لم تحققها وليس بسبب الأشياء التي حققتها."

Bunlar oldukça derin şeyler,

هذا أمر عميق عن جد

Bunlar işe yarar şeyler.

هذا ما أعنيه بالأشياء الجميلة.

Ama bir şeyler değişti

لكن قد تغيرت الأمور،

Yanlış bir şeyler vardır.

والتي تقودهم إلى التفكير بالانتحار.

Bir şeyler doğru hissettirmiyor.

شيء لا يبدو صحيحًا تمامًا.

Böylelikle bir şeyler yaptım.

فاستخدمت شيئاً آخر.

Bir şeyler yapmak istiyordum

أردتُ أنْ أفعلَ شيئًا ما،

Tedavisi aşırı zor şeyler.

علاج هذا الشيء صعب للغاية.

şeyler hakkında bilim ışığında

من الصعب أن تنسوها،

Her yerde olan şeyler

إنها موجودة في كل مكان،

Farklı şeyler denemek istersin.

أنّت ترغب في تجربة أشياء مُختلفة.

Devletten bir şeyler topladık.

قمنا بجمع الأشياء من الدولة.

Yine eleştirdiği şeyler vardı

كانت هناك أشياء انتقدها مرة أخرى

Bize bir şeyler oldu

حدث شيء لنا

Yeni şeyler denemeyi seviyorum.

أُحب تجربة أشياء جديدة.

Yeni şeyler denemeyi severim.

أنا أُحب أن أُجرب لأفعل أشياء جديدة.

Diğer şeyler daha önemlidir,

الأشياء الاخرى أهم بكثير،

Bence ihtiyacımız olan şeyler şunlar:

هذه أمور أظن أننا بحاجتها:

Sonsuza dek konuşacağımız bir şeyler.

وبوسعنا التحدث عنه للأبد.

Tüm bildiğim diğer şeyler sıkıcıydı.

كل ما عرفته هو أنّ الأمر الآر ممل.

Yıllardır yapmayı bildiğimiz şeyler içindi.

كوضع حبتين في واحدة.

Korku olmazsa aptalca şeyler yaparız.

بدون الخوف، سنفعل حماقات.

Orada da bir şeyler oldu.

وحدث شيئًا ما هناك أيضًا.

Başka şeyler, başka yollar bulmalıyız.

يجب أن نجد شيئاً آخر. طريقة أخرى.

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

أشياء لم أفكر بها منذ زمن طويل،

Böylece bir şeyler yolunda gidiyordu.

كانت الأمور على ما يرام.

Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.

فأنت تُريد الطبيب أن يقوم بشيء ما.

Bunlar yapay zekânın yapamayacağı şeyler.

هذه أشياء لا يستطيع الذكاء الاصطناعي فعلها.

Sinir bozucu şeyler aynı kaldı.

لا زالت الكثير من خيبات الأمل كما هي.

İnsanlar şu gibi şeyler sordu:

سأل الناس أشياء مثل،

Planlanmamış şeyler olabilir, ne bileyim.

قد تكون هناك ظروف غير مخطّط لها. لا أدري.

Kültürel törenler ve benzeri şeyler.

وطقوساً ثقافية وأشياء أخرى.

Ze bir şeyler içmeye gitti,

ذهب للحصول على مشروب،

Gibi bir şeyler duyuyorum sanki

أسمع شيء مثل

Eh, tuhaf şeyler meydana geldi.

حصل أغرب من ذلك.

Yeni şeyler öğrenmeyi seversin sandım.

ظننتُكَ تحب تعلم أشياءَ جديدة.

Bana yiyecek bir şeyler ver.

أعطني ما يمكنني أكله.

Bunların hepsi ihtiyacım olan şeyler.

هذا كل ما احتاجه.

Onun bir şeyler sakladığını düşünüyorum.

أظنّها تخفي شيئًا.

Artık yapmak istemediğim şeyler neler?

ماهي الأشياء التي لا أود القيام بها بعد الآن ؟

Böylelikle daha iyi şeyler yapacaksınız.

وأنت ستقوم بفعل أشياء جيدة مثل هذه،

Ve kesinlikle bir şeyler yapmam gerekecekti.

وبأنني سوف يتوجب علي أن أفعل شيئاً.

Zaten bildiğim şeyler açık olan gerçeklerdi;

ما كنت أعلمه بالأصل، ما كان واضحاً جداً بالأصل،

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

جميع هذه الأشياء تتم بطريقة إلكترونية.

Ve utanması gereken şeyler asla değildi.

وليس كشيء ينبغي عليه أن يشعر بالخزي منه.

Gücünüzün yetmediği şeyler için şikâyet etmeyin.

لذا لا تشتكي عن أمور لست قادراً على القيام بها،

Gani bey bir şeyler yazdı getirdiler.

أحضروا السيد جاني وكتب شيئاً.

Ofiste bir köşede bir şeyler yazdım.

وكتبت أشياء في زاوية في المكتب.

Önemli bir şeyler bulduğumu fark ettim.

لقد أدركت أنني وجدت شيئاً مهماً.

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

لكن حدث شيء ما عندما وصلت إلى الهند.

İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.

تحدثوا للجيش عن اصطياد الأمور الجيدة.

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

‫ولكن العثور على مثل هذا الحيوان هنا‬ ‫ليس بالأمر المستغرب.‬

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

‫ولكن ليس بالأمر المستغرب‬ ‫العثور على مثل هذا الحيوان هنا‬

Orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz.

كما أننا نسمع بشكل متزايد عن الفجوة في النشوة الجنسيّة.

Aklıma gezen tavuk gibi şeyler geliyor.

أفكر في أمر من قبيل الدجاج الحر خارج الأقفاص.

Bunu yapabildiğimizde bazı ilginç şeyler yapabiliriz.

وعندما نستطيع فعل ذلك، نستطيع القيام ببعض الأمور الممتعة.

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

لأنها تمكنكم من القيام بأشياء رائعة فيما يتعلق بالضوء.

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا،

Ama iyi şeyler bir günde olmaz.

لكن الأمور الجيدة لاتبنى في يوم.

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

‫ما تفعله ليلًا لم يُصوّر من قبل.‬

Cumhurbaşkanı önemli şeyler yapmalı, bununla uğraşmamalı.

على رؤساء الجمهورية تكريس أنفسهم لأمور مهمّة، وليس لهذا.

Ancak önemli olan bu küçük şeyler.

لكن الأشياء الصغيرة هي التي تهم.

Çeşitlilik ve kapsayıcılık aynı şeyler değil.

إن التنوع والشمول لا يملكان نفس المعنى.

Herkesin başlangıç olarak yapabileceği şeyler var.

هناك بعض الأشياء التي يمكن للجميع أن يبدأ فيها.

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

ثم بدأت أشياء رائعة تحدث،

Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.

لذا بدأت بكتابة الأمور.

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

‫بدأت أرى أشياء استثنائية.‬

Bu şeyler sağlık için tehlikeli mi?

هل هي ضارة على الصحة؟

Çocuklar etrafındayken bu çeşit şeyler söylememelisin.

عليك ان لا تقول هذا النوع من الكلام عندما يكون الاطفال في الجوار .

Bu Sami'nin bir şeyler yapma tarzı.

هذه طريقة سامي في التعامل مع الأمور.

Tom yiyecek bir şeyler sipariş etti.

طلب توم شيء للأكل

Gerçekten önemli ve anlaşılması gerekli olan şeyler

فهو مهم جداً، ومن المهم فهمه.

Estetik açıdan hoşnut edici bir şeyler buluyorsun.

ربّما تجدون شيئا سارًّا بشكل جمالي.

Devam eden şeyler hakkında konuşmama yardımcı olacak

التي ساعدتني نوعا ما في الخروج من العقل الرياضي لروحي،

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

للبحث عن السعادة، مثل الأطعمة الشهية،

Necef Uğurlu çok şahane şeyler yazdı gerçekten.

كتب نجف أوغورلو أشياء رائعة جداً حقاً.

Iş başvurusu reddedilenlere söylemek istediğim şeyler var:

بسبب قلة خبرتهم:

Uçağa bindim ve koltuğumda bir şeyler vardı.

صعدت وكانت هناك أغراض بمقعدي.

Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.

أشياء أحياناً تتحرك ببطء هنا على الأرض.

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

‫سنخرج من المنجم‬ ‫ لنرى ماذا أيضاً يمكننا العثور عليه هنا.‬

Kuzey Amerika boyunca buna benzer şeyler yapan

يوجد أكثر من 30 مصيدة للأسماك في كل أنحاء أمريكا الشمالية

Bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.

أبناء الأرض داخل الهواء الحي.

Bütün eleştirdiği şeyler günümüzde hala devam ediyor

كل الأشياء التي ينتقدها لا تزال مستمرة اليوم

Dedi ki yahu yapın işte bir şeyler

قال افعل شيئا.

Peki göbeklitepede çıkan şeyler ne için yapıldı?

إذن ما هي الأشياء التي خرجت من البطن؟