Translation of "şeyler" in Korean

0.016 sec.

Examples of using "şeyler" in a sentence and their korean translations:

Güzel şeyler oluyor.

놀라운 일들이 생깁니다.

Bildiğinizi düşündüğünüz şeyler,

여러분이 안다고 생각하는 것들이

Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,

우린 우리가 절대 잊지 않을 어떤 일을 하고 싶었습니다.

Yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."

당신이 한 것보다 하지 않은 것 때문에 더 많이 후회할 것이다."

Bunlar işe yarar şeyler.

그게 좋은 접근 방법입니다.

Ama bir şeyler değişti

하지만 상황이 여러모로 바뀌면서

Bir şeyler doğru hissettirmiyor.

뭔가 느낌이 좀 맞지 않는 거죠.

Tedavisi aşırı zor şeyler.

치료가 사실 불가능할 정도이지만

şeyler hakkında bilim ışığında

아마도 보고싶지 않아하실 겁니다만,

Her yerde olan şeyler

이런 일은 언제든지 발생할 수 있으며

Farklı şeyler denemek istersin.

새로운 걸 보고 싶겠죠.

Sonsuza dek konuşacağımız bir şeyler.

언제까지라도 함께 그것에 대해 말할 수 있는 것을요.

Yıllardır yapmayı bildiğimiz şeyler içindi.

두 개의 알약을 하나로 합치는 방법 같은 것들 말이에요.

Korku olmazsa aptalca şeyler yaparız.

두려움이 없다면, 우리는 어리석은 일을 할 거예요.

Orada da bir şeyler oldu.

그런데 거기서도 상황이 달랐습니다.

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

오랫동안 생각해보지 않았던 것들에 대해서요.

Böylece bir şeyler yolunda gidiyordu.

그래서 상황은 나쁘지 않았어요.

Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.

여러분이 무언가 해주길 바라는 겁니다.

Bunlar yapay zekânın yapamayacağı şeyler.

AI가 할 수 없는 것들이죠.

Sinir bozucu şeyler aynı kaldı.

그 당시에 느끼던 실망감은 그대로였습니다.

İnsanlar şu gibi şeyler sordu:

사람들은 이런 질문을 했습니다.

Kültürel törenler ve benzeri şeyler.

독특한 문화나 의식도 있죠.

Öğrendiğim bazı şeyler kolay değildi.

책을 읽거나 공부할 때는 어려운 것도 있었습니다.

Artık yapmak istemediğim şeyler neler?

제가 더 이상 하기 싫은 것들이 뭐가 있을까요?

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

모두 온라인으로 합니다.

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

그런데 인도에 도착했을 때 다른 상황이 펼쳐졌습니다.

İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.

좋은 것을 사냥하라고 가르칩니다.

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

여기서 이런 시체를 찾는 건 드문 일이 아닙니다

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

여기서 이런 시체를 찾는 건 드문 일이 아닙니다

Orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz.

오르가즘 격차에 대한 얘기도 더 많이 나오고 있죠.

Aklıma gezen tavuk gibi şeyler geliyor.

방목하는 닭들이 생각납니다.

Bunu yapabildiğimizde bazı ilginç şeyler yapabiliriz.

이를 통해서 더 흥미로운 일들을 할 수 있습니다.

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

빛으로 환상적인 것들을 가능케 하기 때문이에요.

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

게다가, 나쁜 일은 빨리 일어나지만

Ama iyi şeyler bir günde olmaz.

좋은 일은 하루 아침에 이루어지지 않습니다.

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

‎치타의 야간 활동은 ‎촬영된 적이 없습니다

Ancak önemli olan bu küçük şeyler.

그러나 사소한 것이 큰 변화를 만들죠.

Çeşitlilik ve kapsayıcılık aynı şeyler değil.

다양성과 포용성은 같은 게 아닙니다.

Herkesin başlangıç olarak yapabileceği şeyler var.

누구나 쉽게 시작할 수 있는 그런 것도 있습니다.

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

그러자 이런 멋진 일들이 일어나기 시작했고

Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.

그래서 저는 글을 쓰기 시작했습니다.

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

‎그때부터 놀라운 광경이 ‎펼쳐지기 시작했어요

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

맛있는 음식처럼 즐거우려고 먹거나

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

광산에서 빠져나와 뭘 더 찾을 수 있을지 보죠

Kuzey Amerika boyunca buna benzer şeyler yapan

북아메리카에는, 비슷한 작업을 실시하는

Bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.

살아가는 지구인이기 때문입니다.

Veya haber akışlarına gelen şeyler için de.

저장해 놓는 아카이브가 존재하지 않았거든요.

şimdi uluslararası organizasyonlar var ve buna benzer şeyler.

지금은 국제 조직 등등이 있습니다.

Hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

대기 오염에 대해 공부를 해야한다는 사실을 알고 있었습니다.

Sincap cevizi gibi bir şeyler falan da olur.

다람쥐 먹이라거나 그런 거요

Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli

조금 으스스할 수도 있고 위험할 게 분명하지만

Gençler düşünmeden davranırlar ve yeni şeyler denemeyi severler.

청소년들은 충동적으로 행동하고 새로운 것을 해보고 싶어합니다.

Gelecekle ilgili şeyler bu kadar rekabete dayandığında ise

미래에 대한 경쟁이 이렇게 치열해 진다면

İnsanların gergedanlara yaşattığı şeyler artık inanılır boyutta değil.

인간이 코뿔소에게 가하는 행동들은 믿기 힘들 정도입니다

Birazcık daha bir şeyler ekledik. Birisi sizden bahsettiğinde

더 나아가서 이용자의 이름이 눈에 띄도록 만들어서

Su kaynağı bulduğunuzda yiyecek bir şeyler de bulacaksınız demektir.

따라서 수원을 찾게 되면 식량도 찾기 마련이죠

Atlayış tulumu ve serbest atlama, inanılmaz heyecan verici şeyler

윙슈트 입고 하는 스카이다이빙은 믿을 수 없을 만큼 신나고요

Muhtemelen yılanlar ve diğer şeyler için iyi bir yerdir.

뱀이든 뭐든 있을 거예요

En azından iş dışında olan şeyler söz konusu olduğunda.

최소한 직장 밖의 일에 관해서 말이죠.

Ama bir kere bu gücü bulduklarında mucizevi şeyler yapıyorlar.

기적같은 일들이 일어난다는 사실을 잘 보여 줍니다.

"Robotum biraz kısa sanki" gibi şeyler fark etmeye başlıyorsun.

여러분은 "내 로봇은 좀 작은 거 같아"라는 식으로 느끼게 됩니다.

çünkü onlar bize sihirli bir şeyler öğretmek için buradalar

왜냐하면 그들은 우리에게 마법같은 것을 가르쳐주기도 하고요.

LA: Ve sohbetimizden sonra bazı şeyler beni şaşkınlığa uğrattı.

LA: 대화를 나눈 후, 몇가지로 충격을 받았습니다.

Daha çok para kazanmayı sağlayacak şeyler yapıp yapmayacağınızı seçiyorsunuz.

좀 더 많이 벌 수 있는 일을 할 것인지 선택하죠.

Haklarında bir şeyler duymuştum ancak onları daha önce hiç görmemiştim.

그때까지 얘기는 들어봤어도 실제로 본 적은 없었지요.

Denesem de en sonunda yapamadığım şeyler benim için sorun değil

제가 결과적으로 할 수 없는 것들에 대해서는 아무렇지 않다는 것입니다.

Kayda değer bir şey yaptığınız ve en önemli olan şeyler onlar.

가장 중요한 것이고, 바늘을 많이 움직여야 하는 일입니다.

Standartları da çok yüksek. Bu erkeğin çağrısında özel bir şeyler var.

‎그리고 보는 눈도 높죠 ‎녀석의 울음소리에는 ‎뭔가 특별한 게 있습니다

Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.

‎처음에는 상상하기 힘들었어요 ‎문어가 이 관계에 ‎관심을 보일 줄 몰랐죠

Ancak, bir dünya haritasında bir şeyler göstermeye çalışırken kartograflar, Mercator'ı nadiren kullanıyorlar.

하지만 지도 제작가들은 세계지도에 뭔가를 표시를 이유 때문에 메르카르도를 쓰는 경우가 거의 없습니다.

O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.

‎동물과 접촉하면 ‎특별한 일이 벌어져요 ‎그래도 때가 되면 숨은 쉬어야죠

Ancak 1800'lerin sonuna doğru bu Amerikan yayılmacılığı tartışmalarının seyrini değiştiren bir şeyler olacaktı.

그러나 1800년대 후반 미국의 팽창주의에 대한 논쟁을 바꿔 놓을 중요한 사건이 일어났습니다