Translation of "Yapmadığım" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yapmadığım" in a sentence and their english translations:

Ödeme yapmadığım için memnunum.

I'm glad that I'm not paying.

Yapmadığım şeyleri yapmakla suçlanıyorum.

I'm being accused of doing things I didn't do.

Kahvaltı yapmadığım için açım.

- I am hungry because I did not eat breakfast.
- I am hungry because I did not have breakfast.
- I'm hungry because I didn't eat breakfast.

Bunu yapmadığım için pişmanım.

I regret not doing that.

Daha fazla yapmadığım için eleştiriliyorum.

I'm being criticized for not doing more.

Tom yapmadığım hiçbir şeyi yapmadı.

Tom didn't do anything I wouldn't have done.

Bu hiç yapmadığım bir şey.

That's something I've never done.

Onu yapmadığım bir zaman vardı.

- There was a time when I would've done that.
- There was a time when I would have done that.

Şimdi bunu yapmadığım için pişmanım.

I now regret not doing that.

Onu yapmadığım için çok memnunum.

I'm very glad I didn't do that.

Tom için yapmadığım bir şey yok.

There's nothing I wouldn't do for Tom.

Henüz sana ödeme yapmadığım için üzülüyorum.

I feel bad that I haven't paid you yet.

Lütfen yapmadığım bir şeyle beni suçlamayın.

Please don't accuse me of something I didn't do.

Bunu daha önce yapmadığım için pişmanım.

I regret not having done that earlier.

Tom bunu yapmadığım için fırçaladı beni.

Tom got on my case for not doing that.

Ve bu konuda fiilen hiçbir şey yapmadığım

and the fact that I had done virtually nothing about it

Kahvaltı yapmadığım için şu an çok açım.

As I didn't have any breakfast, I am very hungry now.

Tom yapmamı istediğini şeyi yapmadığım için sinirlendi.

Tom got angry because I wasn't doing what he asked me to do.

Bunu daha erken yapmadığım için özür dilerim.

I apologize for not doing this sooner.

- Yapmadığım bir şey için Tom'dan özür dilemekten vazgeçtim.
- Nihayetinde yapmadığım bir şey yüzünden Tom'dan özür dilemiştim.

I ended up apologizing to Tom for something I didn't do.

Daha önce hiç yapmadığım bir şey yapmak istiyordum.

I wanted to do something I'd never done before.

O öğle yemeğinden sonra asla yapmadığım bir şey.

That's something I never do after lunch.

Bana işkence edildiği için yapmadığım bir şeyi kabullendim.

I confessed to something I didn't do because I was being tortured.

Herhangi bir ilerleme yapmadığım için ders çalışmaktan zevk almıyorum.

I don't enjoy studying because I don't make any progress.

- Piyano çalmakta iyi değilim çünkü asla pratik yapmıyorum.
- Asla pratik yapmadığım için piyano çalmakta iyi değilim.

I'm not good at playing the piano because I never practice.

Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.

If my parents punished me for something I didn't do, I would tell them the truth and try to convince them of my innocence.