Translation of "Sevgisi" in English

0.003 sec.

Examples of using "Sevgisi" in a sentence and their english translations:

Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.

Layla's love turned to revenge.

- Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
- Anne sevgisi en harika şeydir.

Maternal love is the greatest thing.

Tom Mary'nin sevgisi için umutsuzdu.

Tom was desperate for Mary's affection.

Hayvanlara olan sevgisi dikkat çekicidir.

Her love of animals is remarkable.

Para sevgisi bütün erkekler için yaygındır.

Love of money is common to all men.

Bence para sevgisi hepimiz için ortak.

I think the love of money is common to us all.

Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.

Maternal love is greater than anything else.

Bizim için onun sevgisi abartılı görünüyor.

His affection for us seems exaggerated.

Onların hayvanlara olan sevgisi dikkat çekicidir.

Their love of animals is remarkable.

Benim için toplumun sevgisi paradan daha önemlidir.

The love of the community is more important to me than money.

Tom'un ülkesi için büyük bir sevgisi vardı.

Tom had a great love for his country.

Onun anne ve babasına büyük sevgisi var.

She has a great affection for her parents.

Tom'un klasik müzik sevgisi Mary tarafından paylaşılmaz.

Tom's love of classical music isn't shared by Mary.

- Bu kıza tutkusu var.
- Bu kıza sevgisi var.
- Bu kıza düşkünlüğü var.
- Onun, bu kıza sevgisi var.

He has a crush on this girl.

- Onun öğrenme sevgisi vardır.
- Onun öğrenme aşkı vardır.

She has a love of learning.

' Felsefe ' bilgelik sevgisi anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.

'Philosophy' is a Greek word that means the love of wisdom.

Yerli Meksika sanatına olan sevgisi, onun çöküşü oldu.

His love for indigenous Mexican art became his downfall.

Özgürlük sevgisi, Amerikan damarlarımızda akan ortak bir kan.

The love of liberty is a common blood that flows in our American veins.

Tom'un dışarı ile ilgili sevgisi Mary tarafından paylaşılmaz.

Tom's love of the outdoors isn't shared by Mary.

Onun küçük erkek kardeşleri için büyük bir sevgisi var.

She has a great affection for her little brothers.

Leyla'nın Fadıl'a olan sevgisi bir takıntı haline gelmeye başlıyordu.

Layla's love for Fadil was starting to become an obsession.