Translation of "Ortak" in Korean

0.004 sec.

Examples of using "Ortak" in a sentence and their korean translations:

ortak oldular.

대안적 벌칙을 제공하도록 했죠.

Çoğu özelliğimiz ortak.

우리는 공통점이 정말 많았어요.

Herkesle ortak nokta bulabilirler,

그들은 누구와도 공통점을 찾아내며,

Ortak bir kanı yok.

의견이 일치되진 않았어요.

Burada ortak olan şey,

이 모든 것의 공통점은

Annemin de ortak ebeveyni olabilirdi.

제 어머니도 공동양육을 하셨겠죠.

Ayrıca üstün düzeyde ortak çalışabiliyoruz.

우리가 최고의 협력자라는 것도 밝혀졌죠.

Inanılmaz fedakârlığımız ve ortak çalışmamız.

인간에 대해 정의하는 중심적이고 중요한 사실입니다.

Ortak varlık satılamaz, başkasına verilemez

공유지는 판매도 양도도 불가능하고

Ortak ilgi alanlarımızın bizi yakınlaştıracağı

함께 하는 관심사를 통해 유대감을 형성하는 세상

ortak bir mutfaktan çay içebilir.

공동 주방에서 차를 마십니다.

Birkaç etkili ve ortak prensipte anlaşarak

하지만 몇 가지 확고한 공통의 원칙은 동의한 채로,

Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.

이번 도구는 가보를 공유하는 것과 비슷하다고 생각합니다.

çok ortak yanları yokmuş gibi görünüyorlar.

별로 공통점이 없어 보이죠?

Bazı semboller ürkütücü şekilde ortak özelliklere sahip.

몇몇의 상징들에는 묘한 공통점이 있어요.

Bu kadar ortak yanım olması fikrine katlanamıyordum.

이렇게 많은 공통점을 가졌단 사실을 받아들일 수 없었죠.

Edinilen bilgiler için ortak bir kaynak oluşturmak

은하대백과사전을 저술하거나

Ortak ebeveynlik şunu der: Evet, ebeveynlikte fedakârlık vardır

또, 아이를 기르는데 희생이 따를 수 있으며

çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.

지구의 생명체에 대한 놀라운 발견들로 이끄는 도화선입니다.

Antlaşmanın gizli makaleleri ortak olarak belirtildi savaş hedefleri,

조약의 비밀 조항들은 공통의 전쟁 목표를 명시해두고 있었다.

Ortak ebeveynlik, biz bu dünyayı terk ettikten çok sonra

라일라 엄마와 제가 사망한 후에도 라일라가 살아가려면

O hâlde dünya genelindeki insanlarla ortak bir noktanız var.

그럼 세계 사람들과 공통점을 갖게 되지요.

Ve insanları birbirine daha da yaklaştıran olumlu ortak deneyimler oluşturur.

긍정적 경험을 나눔으로 인해 사람들을 더욱 끌어 모아요.

Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.

당신은 이 여정에서 훌륭한 파트너였습니다 당신의 결정 덕에 무사히 해독제를 찾을 수 있었죠