Translation of "Olsalar" in English

0.005 sec.

Examples of using "Olsalar" in a sentence and their english translations:

Zengin de olsalar fakir de olsalar, o herkesi korur.

He defends everybody, whether they are rich or poor.

Yüzde yüz başarılı olsalar dahi,

was a hundred percent successful,

Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.

Even though they're cool, they've been ransacked and broken.

Yavrular tam erişkinliğe yaklaşmış olsalar da

The cubs may be close to full grown,

Erkekler zayıf olsalar bile neden güçlüdür?

Why are men strong even if they're slender?

Büyük olsalar bile, bütün acılar dayanılabilir olmalı.

All sorrows should be tolerable, even if they are great.

İnsanlar normal de olsalar; siyah, kahverengi veya sarı ırktan da olsalar hepsi aynı haklara sahip olmalıdır.

No matter if black, brown, yellow or normal, all people should have the same rights.

Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.

The Carthaginians, although caught by surprise, have confidence in their ships.

Onlar evli olsalar bile ayrı yatak odalarında uyuyorlar.

They sleep in separate bedrooms even though they're married.

Bazı şeyleri ne kadar adaletsizce de olsalar değiştiremezsin.

Some things you can't change, no matter how unfair they are.

Yapı olarak kusurlu olsalar bile, onlar fonksiyon olarak mükemmeldir.

If defective in structure, they are perfect in function.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

They may be closely related to fur seals, but they’re seven times the size.

Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım.

I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.

Porto Rikolular, bir temsilcisine sahip olsalar bile devlet cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanamazlar.

state, cannot vote in the presidential elections and, even though they have a representative

Eğer kendi kendine yetmeyi vergiye tâbi yapmış olsalar, tüm ekonomik sorunlar çözülürdü.

All economic problems would be solved, if they made complacency taxable.

İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.

Most people have a great disinclination to get out of bed early, even if they have to.

Eğer eğerler ve fakatlar şekerleme ve çerez olsalar, hepimiz neşeli bir Noel yaparız.

If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas.