Translation of "Olmalı" in Arabic

0.025 sec.

Examples of using "Olmalı" in a sentence and their arabic translations:

Deniz minaresinden olmalı!

‫إنها أصداف "بطلينوس"!‬

Hayır! Cami olmalı

لا! يجب أن يكون المسجد

Soru böyle olmalı

يجب أن يكون السؤال هكذا

Minimize etmek olmalı.

بل للتقليل منه.

Bir yol olmalı.

لا بد من وجود طريقة ما.

O, Güneyli olmalı.

لا بد أنه من الجنوب.

Tom eğleniyor olmalı.

لا شك أن توم يستمتع.

O, Jamal olmalı.

لا شك أن هذا جمال.

Sami korkmuş olmalı.

لا بدّ من أنّ سامي كان خائفا.

Bu bir şaka olmalı, bak gerçekten şaka olmalı.

يجب أن تكون هذه مزحة، حقاً يجب أن تكون مزحة.

Tanıma göre doğru olmalı.

تتحوّل بشكلٍ سحريّ إلى الثراء والصالِح العام.

Aheste aheste bahsetmiş olmalı.

وآمالهم، ومستقبلهم.

Öğürmemek çok zor olmalı.

من الصعب عدم التقيؤ.

Analizlerinin sınırlılığının farkında olmalı.

يجب عليهم ان يدركون حدود تحاليلنا

Buralarda bir yerde olmalı.

‫يُفترض أن تكون بمكان ما هنا.‬

Lucy şimdi mutfakta olmalı.

ينبغي أن تكون لوسي في المطبخ الآن.

Hâlâ yirmili yaşlarında olmalı.

لا بد أنها ما زالت في العشرينات من عمرها.

Ülke çok güzel olmalı.

لا بد أنه بلد رائع الجمال.

O bana kızgın olmalı.

لا بد أنها غاضبة مني.

O, yurdunu özlemiş olmalı.

لا بد أنه مشتاق إلى بيته.

Şimdi arkadaşım evde olmalı.

- صديقي ينبغي أن يكون في المنزل الأن.
- صديقي يجب أن يكون بالمنزل الآن.

O seni seviyor olmalı.

لا بد أنه يحبك.

O altmışın üzerinde olmalı.

- لا شكّ أن عمره يتجاوز الستين.
- لا شكّ أنه قد تجاوز الستين.

Orada oynamak tehlikeli olmalı.

لا شكّ أنّ اللّعب هناك أمر خطير.

Sami dehşete düşmüş olmalı.

لا بدّ من أنّ سامي كان مفزوعا.

Uzun vadeli değişim için olmalı

يجب أن يكون التغيير على المدى الطويل

Bunları dinlemek de zor olmalı.

وربما لسماعه...

Kolay olmalı, başka kimse bilmeyecek.

يجب أن يكون الأمر سهلًا، لن يعرف أحد سواكم.

Mesela, sizin umurunuzda olmalı mı?

هل يتوجب عليك أنت -على سبيل المثال- أن تهتم؟

Onların çağrısı bizim çağrımız olmalı.

لذا فنداؤهم يجب أن يكون نداءنا

Daha çok şiir gibi olmalı,

بل ربما يشبه الشعر،

Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.

يجب أن تبقى المسائل السياسية مستقلّة تماماً.

Cumhuriyet farklı bir şey olmalı.

ويجب أن تكون الجمهوريات مختلفة.

Sürücüler trafik kurallarının farkında olmalı.

على السائقين أن ينتبهوا لقواعد المرور.

Fadıl bir şey duymuş olmalı.

لا بدّ أن فاضل قد سمع شيئا.

" Bak, ya spor olmalı ya müzik."

"انظري، إما أن تدخلي مجال الرياضة، أو يجب أن يكون مجالك الموسيقا."

O videoda J.K Rowling de olmalı.

جي كي رولينغ يجب أن تكون على الشاشة.

Artık her şey daha iyi olmalı.

فالأمور حتماً بوضع أفضل حالياً.

Lastikten yapılmalı, elastik bir şey olmalı.

سيكون عليها أن تكون مطّاطية لتسمح بالتمدّد.

Bu oldukça tartışmasız bir açıklama olmalı,

لا بد أنه تصريح لا خلاف عليه تمامًا،

Eş cinsel evliliği yasal olmalı mı?

هل يجب أن يكون الزواج المثلي قانونيا؟

Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.

- لا بد أن آندي تمرن كثيراً.
- لا بد أن آندي تدرب كثيراً.

O, çok pahalı bir restoran olmalı!

لا بدّ من أنّه مطعم غال جدّا!

Bu son derece acı verici olmalı.

لابد أنه كان مؤلماً للغاية

Bu dünyanın geri kalanının umrunda olmalı mı?

هل يجب على بقية العالم أن يهتم؟

Bunun muhakkak ama muhakkak bir çözümü olmalı.

لكن لابد من إيجاد حل لهذا، بكل تأكيد.

Topluluk karşısında konuşmanın bir eğitimi olmalı dedim

قلت لابد من دورة لتعلم التحدث أمام الجمهور،

Böyle bir şey yapmak için aptal olmalı.

لا بد أنه غبي ليقوم بشيء كهذا.

Bana kalırsa onun en büyük derdi bu olmalı.

يُخيّل إليّ أنّ هذا هو همّه الرئيسي.

Benim düşüncem ise CEO’lar tüketicilere karşı sorumlu olmalı.

في رأيي، يعمل المدير التنفيذي تحت إشراف المُستهلك.

Tamam, şuradan yolumuza bir bakalım. Enkaz şurada olmalı.

‫حسناً، لنلق نظرة شاملة ‬ ‫على الأرض من هذا الارتفاع.‬ ‫ينبغي أن يكون ذلك الحطام هناك.‬

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

‫ارتفاعه عشرات الأمتار.‬ ‫ليس من سبيل لهبوط هذا.‬

Ve bunun cerrahinin güçlendirilmesinde de bir rolü olmalı.

وينبغي أن يلعبا دورًا في تعزيز توفير الرعاية الجراحية.

Fizikçi olduğuma göre bir grafik olmalı, değil mi?

لأنني فيزيائية، يجب أن يكون هناك رسم بياني، صحيح؟

Bence bu videonun amacı sosyal deney falan olmalı

أعتقد أن الغرض من هذا الفيديو يجب أن يكون تجربة اجتماعية أو شيء من هذا القبيل

Bir kapı ya kapalı ya da açık olmalı.

يجب أن يكون الباب إما مغلقا أو مفتوحا.

Bunu yapmak için daha iyi bir yol olmalı.

لا بدّ أنّ هناك طريقة أفضل لفعل هذا.

Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.

‫انظر، هذا الحبل هو بالتأكيد‬ ‫جزء من مسار السلسلة الباردة.‬

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

‫لذا يبدو أن الدب يأكل الكثير من الجوز،‬ ‫والكثير من الفاكهة،‬

Koşullar doğru olmalı. Hava durumu şu anda biraz sakin.

‫يجب أن تكون الظروف مواتية.‬ ‫لدينا تحسن طفيف في الطقس.‬

Bu, madencilerin bu bölgede malzeme taşıdıkları bir şey olmalı.

‫وهذا هو ما يستخدمه عمال المناجم‬ ‫لنقل المعدات في هذه المحاجر.‬

Ayrıca ordusunun erzakları kısıtlı ve sürekli hareket halinde olmalı.

كما أن جيشه لديه إمدادات محدودة وعليه مواصلة التحرك

Tekrar cami yapacağım, cami olmalı gibi tartışmalar hep yapıldı

سوف أصنع مسجدًا مرة أخرى ، ويجب دائمًا إجراء مناقشات مثل المسجد

Napolyon ilk haberi duyduğunda inanamıyordu. "Mareşaliniz çifte görüşmüş olmalı

عندما سمع نابليون التقرير الأول ، كان مرتابًا. "لا بد أن مشيرك قد

Yalnız dalış yaparken, ekipmanımla ilgili her şey mükemmel olmalı.

‫عندما تغوص وحدك،‬ ‫فيجب أن يكون كل شيء في عدّتي في أتم حال.‬

CA: Demek istediğim Netflix kültürüyle ilgili alışılmadık bir şey olmalı ki

ك.ا: لكن، يجب أن يكون هناك شئ مميز في ثقافة نيتفليكس

Daha çok misyon odaklı ve eğitimcileri daha çok destekleyen yerler olmalı.

إنّهم يركزون بشكل أكبر على المُهمة، ويقومون بدعم المعلمين بشكل جيد.

Ve tüm ihtimallere hazır olmalıyım. Aylaklık edemem. Her şey içgüdüsel olmalı.

‫ويجب أن أكون مستعدًا لكل الاحتمالات.‬ ‫لا يمكنني أن أهدر الوقت.‬ ‫يجب أن يكون الأمر غريزيًّا تمامًا.‬

Al-Saib sordu: Çöplükte uyumak ha? Kötü kokulu bir tecrübe olmalı.

سأل الصائب: "النوم في القمامة، هاه؟ لا بد أن تلك كانت تجربة كريهة الرائحة".

Ortalama bir izleyiciye göre kıyıya bu derece yaklaşmak çılgınlık olarak gözükmüş olmalı.

بالنسبة للمراقب العادي، يبدو أنه من الجنون الاقتراب من الشاطئ