Translation of "Olmalı" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Olmalı" in a sentence and their chinese translations:

O, müdür olmalı.

他一定是校長。

Tom mutlu olmalı.

汤姆应该高兴。

Tom endişeli olmalı.

Tom應該要擔心。

Neden farklı olmalı?

为什么它应该要变得不一样?

Bunlar sahte olmalı.

這些一定是假的。

Treni kaçırmış olmalı.

他一定是錯過了這班火車。

O hastalanmış olmalı.

她一定是生病了。

Yer çok temiz olmalı.

地板一定要保持乾淨。

Hâlâ yirmili yaşlarında olmalı.

她一定還只是二十幾歲。

Otobüs yakında geliyor olmalı.

公車應該很快就會來了。

O bana kızgın olmalı.

她一定在生我的氣。

Yanlış trene binmiş olmalı.

他一定是搭錯火車了。

Birisi saatini çalmış olmalı.

一定是有人偷了你的手錶。

Tom birazdan burada olmalı.

汤姆应该很快就到。

O, öğleyin orada olmalı.

她應該中午到那裡。

O, seksenin üzerinde olmalı.

她肯定超过80岁了。

O seni seviyor olmalı.

他一定很愛你。

O yaklaşık kırk olmalı.

他应该40岁左右吧。

O altmışın üzerinde olmalı.

- 他肯定六十多岁了。
- 他应该超过六十岁了。

Biri davranışından sorumlu olmalı.

人要为自己的行为负责。

Bu çok eğlenceli olmalı.

這應該很有意思。

İnsanlar dans ediyor olmalı.

人們應該在跳舞。

Tom endişeli olmalı mı?

Tom應該要擔心嗎?

Bu neden gerekli olmalı?

为什么它是必要的?

Bunu yapan Tom olmalı.

一定是汤姆做的。

Bu bir tesadüf olmalı.

這一定是個巧合。

Tüm katılımcılar kayıtlı olmalı.

所有的參加者都得註冊。

Tom, Mary'ye kızgın olmalı.

Tom應該是對Mary感到憤怒不已。

Yanlış otobüse binmiş olmalı.

她一定是搭錯了公車。

O, sözünü unutmuş olmalı.

她一定是忘了她的承諾了。

Tom Boston'dan dönmüş olmalı.

汤姆一定是波士顿人。

Tom'un çok zamanı olmalı.

汤姆应该有很多时间。

Bu benim kitabım olmalı.

这肯定是我的书。

Hakkında konuşacağımız bir şey olmalı.

我们之间应该有共同话题。

Bob bir kaza geçirmiş olmalı.

鮑伯一定出意外了。

Tom her zaman burada olmalı.

湯姆應該隨時就會到這裡。

O, soğuk algınlığını atlatmış olmalı.

他的感冒一定是好了。

Her zamanki treni kaçırmış olmalı.

他定已錯過了他平常坐的那班列車。

Onlar bir kaza geçirmiş olmalı.

他們一定發生了意外。

O, onu dün yapmış olmalı.

她昨天一定已經做過了。

O, çok sıkı çalışmış olmalı.

她一定很用功讀書。

Aramızda bir yanlış anlama olmalı.

我们之间肯定有误会。

Yemek kursu okullarda zorunlu olmalı.

烹饪课程应该作为学校的必修课。

İnsanlar daha fazla müdahil olmalı.

人们需要更多的交流。

O sınıfa kayıt olmalı mıyım?

我應該登記這堂課嗎?

Ken şimdiye kadar evde olmalı.

肯恩一定已經到家了。

Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.

那隻狐狸殺了一隻母雞。

O Tom'un erkek kardeşi olmalı.

他一定是湯姆的兄弟。

O buralarda bir yerde olmalı.

我想應該在這附近。

Her şey dört dörtlük olmalı.

一切都必须完美。

Herkes kendi kaderinin efendisi olmalı.

每個人都應該做自己命運的主人。

Kate hasta olmalı, çünkü solgun görünüyor.

凱特的臉色這麼差,一定是生病了。

Makine ile ilgili bir sorun olmalı.

這個機器一定有什麼地方不對勁。

Hep sana bakıyor. Seni seviyor olmalı.

他整天盯著你看,肯定是喜歡你了。

Bu hızlı akıntıda yüzmek tehlikeli olmalı.

在這麼急的急流裏游泳,一定會很危險的。

Bunu çözmek için bir yol olmalı.

一定有解決的辦法。

Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.

安迪一定練習得很辛苦。

O, çok pahalı bir restoran olmalı!

它一定是一家很貴的餐廳。

O bir doğum günü pastası olmalı!

它一定是個生日蛋糕。

O henüz gelmedi. Otobüsü kaçırmış olmalı.

他还没来。他肯定错过公交车了。

Dün Bob'a bir şey olmuş olmalı.

昨天鮑伯一定發生了什麼事。

- Her şeyin en önemlisi bir saat doğru olmalı.
- Her şeyden önce bir saat doğru olmalı.

一個時鐘最重要的是準確。

"Japon halkı neden İngilizce okumak zorunda olmalı?" "Yabancılar Japonca okumak zorunda olmalı!" "Söylediğin mantıklı geliyor!"

“为什么日本人必须学英语?倒应该是外国人需要学习日语!”“你说得有道理!”

Yabancı bir ülkeyi ziyaret etmek pahalı olmalı.

到外國一定很貴。

Acele saatler boyunca daha fazla otobüs olmalı.

交通高峰期该有更多公交车。

Yarınki hava güneşli ve nadiren yağışlı olmalı.

明天天气晴转阵雨。

O, dün gece çok fazla içmiş olmalı.

他昨晚一定是喝多了。

Esperanto şimdi, Avrupa Birliği'nin resmî dili olmalı!

請立即將世界語訂為歐洲聯盟的官方語言

Kiralık ev çalıştığım yere biraz yakın olmalı.

租的房屋要离我工作地方近一点。

Böyle bir şeyi söylemek çok kızmış olmalı.

他一定是十分生氣了,不然他不會說出這樣的話來的。

John şimdi herhangi bir anda burada olmalı.

約翰現在應該隨時會在這裡。

O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.

他应该有权利去自己做决定。

Benim hesaplamama göre, o şimdiye kadar Hindistan'da olmalı.

根據我的估計,她現在應該在印度了。

- Tom çıldırmış olmalı.
- Tom 45'ten raporlu galiba.

汤姆一定疯了。

Biri konuşurken saygılı olmalı ve müstehcen şeyler söylememelidir.

开口要有礼貌,不讲下流话。

Karışıklıklardan kaçınmak için her fonksiyonun amacını açıklayan yorumları olmalı.

每一个函数都应该有描述其目的的注释以避免误解。

Bu pastanın neredeyse hepsini yiyen çocuk çok şişman olmalı.

這個幾乎吃掉了一整個蛋糕的孩子一定很胖。

O şimdi orada olmalı çünkü o bir saat önce gitti.

她是在一個小時前出發的,所以現在應該已經到了。

O yaşlı olduğu için bu görev onun için zor olmalı.

他老了,所以这任务对他来说一定很难。

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

有個陌生人從後面拍了拍我的肩。我肯定他是認錯人了。

Bu kadar uzağa yürüyebildiği için, o güçlü bacaklara sahip olmalı.

他走了那麼遠的路,腳力一定很不錯。

O bir saat önce gitti bu yüzden şimdiye kadar varmış olmalı.

她是在一個小時前出發的,所以現在應該已經到了。

Tom bu sabah erken ayrıldı, bu yüzden şu an Boston'da olmalı.

汤姆今天早上走得很早,所以现在应该已经到波士顿了。

- Seninle evlenmiş olsa, şimdi mutlu olurdu.
- Eğer seninle evlendiyse şimdi mutlu olmalı.

如果她和你结婚了,她现在会很幸福。

"Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı." "Ben de aptalım. Öyleyse, tamam. "

“拜个不够行的师父,很伤脑筋吧?” “我也很笨,所以没关系。”