Translation of "Herkesi" in English

herkesi tuhaflaştırır.

it makes everyone act kind of weird.

herkesi dinlemeksizin

we cannot create cities for everyone

Herkesi şaşırttın.

You surprised everybody.

Herkesi bıçakla.

Stab everyone.

Herkesi hatırlayamıyorum.

I can't remember everyone.

Herkesi kurtaramayız.

- We can't save everybody.
- We can't save everyone.

Herkesi tanıyorsun.

- You know everyone.
- You know everybody.

Herkesi özleyeceğim.

I'll miss everyone.

Herkesi görebiliyorum.

I can see everyone.

Herkesi bekleyin.

Hang on everybody.

Herkesi tanımıyorum.

I don't know everybody.

Herkesi ağırlayamam.

I can't accommodate everyone.

Herkesi yenemezsin.

You can't beat everyone.

Herkesi uyardım.

I warned everyone.

- Herkesi memnun edemezsin.
- Herkesi memnun edemezsiniz.

- You cannot please everyone.
- You can't please everyone.
- You can't please everybody.

- Buradaki herkesi tanırım.
- Buradaki herkesi tanıyorum.

- I know everybody here.
- I know everyone here.

- Herkesi kontrol et.
- Herkesi kontrol edin.

Check everyone.

- Herkes herkesi biliyor.
- Herkes herkesi tanıyor.

Everybody knows everybody.

- Satrançta herkesi yenebilirim.
- Satrançtaki herkesi yenebilirim.

I can beat anybody at chess.

- O, herkesi çıldırtır.
- O, herkesi deli eder.

She drives everybody up the wall.

- Sanırım herkesi dışarı çıkardık.
- Herkesi çıkardık sanırım.

- I think we got everybody out.
- I think that we got everybody out.
- I think that we got everyone out.
- I think we got everyone out.

- Sanırım partideki herkesi tanıyacaksın.
- Partideki herkesi tanıyacağını düşünüyorum.
- Bence partideki herkesi tanıyacaksın.
- Bana kalırsa partideki herkesi tanıyacaksın.

I think you'll know everybody at the party.

Bu herkesi heyecanlandırdı

It got everyone excited,

Ben herkesi hatırladım.

I remembered everybody.

İsteyen herkesi götüreceğim.

I'll take whoever wants to go.

Herkesi karşılamaya gel.

- Come meet everybody.
- Come and meet everyone!

Tom herkesi tanıyor.

Tom knows everybody.

Herkesi memnun edemezsin.

- You cannot please everyone.
- You can't please everyone.
- You can't please everybody.

Herkes herkesi bilir.

Everyone knows everyone.

Tom herkesi aradı.

Tom called everybody.

Biri herkesi seviyor.

Somebody loves everyone.

Betty herkesi öldürdü.

Betty killed everyone.

Herkesi mutlu edemezsin.

- You can't make everyone happy.
- You can't make everybody happy.

Sen herkesi seversin.

You like everyone.

Herkesi buradan çıkarın.

Get everyone out of here.

Oradaki herkesi tanıyordum.

I knew everyone there.

Ben herkesi dinledim.

- I listened to everybody.
- I listened to everyone.

Herkesi birlikte tutun.

Keep everybody together.

Tom herkesi tanıyordu.

Tom knew everyone.

Tom herkesi kızdırır.

Tom bugs everyone.

Tom herkesi korkutuyor.

Tom scares everybody.

Tom herkesi kurtardı.

Tom saved everybody.

Herkesi aşağıya getir.

Get everybody downstairs.

Herkesi dışarı al.

Get everybody out.

Herkesi içeri al.

Get everyone inside.

O herkesi sıkıyor.

He bores everybody.

Tom herkesi selamladı.

Tom greeted everyone.

Tanıdığım herkesi aradım.

- I called everyone I know.
- I've called everyone I know.

Tom herkesi sinirlendirir.

Tom makes everyone nervous.

Zaten herkesi tanıyordum.

I already knew everyone.

Herkesi etkilemek istiyorum.

I want to impress everyone.

Herkesi ikna ettim.

I convinced everyone.

Tom herkesi kandırdı.

- Tom fooled everybody.
- Tom fooled everyone.

Tom herkesi güldürdü.

Tom made everyone laugh.

Tom herkesi gücendirdi.

Tom offended everyone.

Tom herkesi çıldırtır.

Tom drives everybody up the wall.

Tanıştığım herkesi sevdim.

I liked everyone I met.

Biz herkesi şaşırtabiliriz.

We may surprise everybody.

Herkesi uyarmaya çalıştım.

I tried to warn everyone.

Herkesi mutlu et.

Make everyone happy.

Ben herkesi selamladım.

I greeted everyone.

Ben herkesi kandırdım.

I fooled everybody.

Sen herkesi küstürdün.

You offended everybody.

Herkesi sevmeyi unutmayın!

Remember to love everyone!

Sami herkesi kandırdı.

Sami fooled everyone.

Buradaki herkesi seviyorum.

- I like everyone here.
- I like everybody here.

Buradaki herkesi beğeniyorum.

- I like everyone here.
- I like everybody here.

Sami herkesi korkuttu.

Sami has scared everybody.

Buradaki herkesi tanıyorum.

- I know everybody here.
- I know everyone here.

- Vahiy herkesi gafil avladı.
- Vahiy herkesi çok şaşırttı.

The revelation took everyone by surprise.

- Herkesi kurnazlıkla yendiğimizi sandım.
- Herkesi zekâmızla altettiğimizi sandım.

- I thought we'd outsmarted everybody.
- I thought that we'd outsmarted everybody.

- Tom buradaki herkesi sever.
- Tom buradaki herkesi seviyor.

- Tom likes everyone here.
- Tom likes everybody here.

- Fırtına herkesi gafil avladı.
- Fırtına herkesi hazırlıksız yakaladı.

The storm took everyone by surprise.

- Onun kararı herkesi şaşırttı.
- Onun kararı herkesi şok etti.

Her decision shocked everyone.

- Tom'un kararı herkesi şaşırttı.
- Tom'un kararı herkesi şaşkınlığa uğrattı.

Tom's decision shocked everyone.

Bu odadaki herkesi etkileyecek.

and it will affect everyone in this room -

Herkesi memnun etmek zordur.

It is difficult to satisfy everyone.

Biz herkesi uykuda bulduk.

We found that everyone was asleep.

Gelmek isteyen herkesi getirebilirsin.

You may bring whoever wants to come.

O herkesi rahat hissettirir.

He makes everybody feel at ease.

Onun ölümü herkesi üzdü.

His death made everyone sad.

Bu okuldaki herkesi tanımıyorum.

I don't know everybody in this school.

Tom odadaki herkesi öptü.

Tom kissed everyone in the room.

Tom herkesi tanıyor gibi.

Tom seems to know just about everybody.

Tom diğer herkesi bekliyor.

Tom is waiting for everyone else.

Tom herkesi uyarmaya çalıştı.

Tom tried to warn everyone.

Çocuğun cesareti herkesi şaşırttı.

The boy's courage surprised everyone.

Tom herkesi görmek istiyor.

Tom wants to see everybody.

Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.

His story amused everyone.