Translation of "Kapaklı" in English

Tom hâlâ kapaklı telefon kullanıyor.

Tom still has a flip phone.

Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.

The paperback version is cheaper.

Tom'un kapaklı bir cep telefonu var.

Tom has a flip phone.

Gerçekten de gizli kapaklı bir hayat sürerken

When leading an underground life, in fact,

Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.

She had the book with a torn cover under her arm.

Sen karton kapaklı bir baskıyı tercih ediyorsun

You prefer a paperback edition.

Bu kitabın karton kapaklı baskısı var mı?

Is there a paperback edition of this book?

Tom bana mavi kapaklı bir defter verdi.

Tom gave me a notebook with a blue cover.

Bu şirkette hiç kimse gizli kapaklı işler yapamaz.

No one in this company can do secret things.

Ben kırmızı kapaklı bir kitap buldum ve onu ödünç almaya karar verdim.

I found a book with a red cover and decided to borrow it.

Tom tirbuşonunu bulamadığı için vida kapaklı bir şarap şişesi getirdiğine memnun oldu.

Tom was glad that he'd bought a bottle of wine with a screw cap, since he couldn't find his corkscrew.

Bu iki kitap arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım sarı kapaklı olanını tercih ederdim.

If I had to choose between those two books, I would choose the one with the yellow cover.